12/29/2020

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 71


Ağaç Ev Sohbetleri'nin konusu bu hafta Kaplan Diary tarafından belirlendi.Konu ; Mutluluk nedir ? Mutluluk sürekli olarak elinizde tutabileceğiniz bir şey midir? Kendisinin konu ile ilgili yazısı şurada


İzlediğim videoda ( tık,tık ) Serkan Karaismailoğlu şöyle diyor;  


"Bir sinir bilimci olarak size mutluluğun resmini çizemem ama formülünü çok rahat verebilirim. Dopamin, Seratonin ve diğer Nörotransmitterler , Yani mutluluk dediğimiz şey, dopaminin ödül merkezimizi uyardığında hissettiğimiz haz halidir. " 


 Bilim böyle diyorsa , doğru diyordur :) 

12/27/2020

2020 BİTERKEN; EN İYİLER, BLOG APARTMANINDA OLUP BİTENLER

 



2020 'nin bitmesine sayılı günler kaldı. Günah keçisi ilan ederek onu,  çok bi günahını aldık. Gider ayak verip veriştirse  bize hakkıdır, öyle aldık günahını :)  O , bohçasını hazırlamış vedaya hazırlanırken şu günlerde , ben , ömürden giden günlerimin durgunluğu ve yeni yaşımın agucuklu emekleyişleri arasında tuhaf bir  duygu hali içindeyim. Bir de Dünya Trip Atma Günü (20 Aralık) diye bir şey olduğunu öğrenmiş olmam ve o günün doğum günüm ile aynı gün olması gibi bir açmaz var.Hayır,nasıl bir trip atmış olabilirim ya da atılmış :)

Bu paylaşımla birlikte 80 içerik paylaşmış oluyorum .Güzel fakat biraz hileli bir sayı :) zira geçen senenin (ki başka bi ad ve blog idim o vakit, taşındım geldim yeni evime) birkaç içeriğini bu senenin içine alıvermiştim:) olsun ama yine de fena sayılmaz bence:)

Bloglarda 2020'ye dair paylaşımlardan ilham alarak ,burada paylaştığım şeyler hususunda bir  "en"ler listesi yapmak istedim.  Birçok iyi arasından "en iyi" diye seçim yapmak ve tarafsız olmak nasıl olacak bilmiyorum ama yapıyorum bu muhasebeyi:).Detaylar için yazıların üzerlerine tıklamanız yeterli.

 Vakt-i Dem'in listesi :)

12/15/2020

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 69

                                        


Bu haftanın sohbet konusu  ucunkuslar.blogspot.com tarafından "evliliklerde boşanma ve ayrılıklar" olarak belirlendi.


Angut Kuşları çok sadık canlılarmış. Eşleri ile bir ömür sürer , zinhar gözü dışarıda olmazmış. Üstelik eşini kaybetse bile rahmetlinin hatırasına sıkı sıkıya bağlı olduğu için gözü hiç başkalarına kaymazmış.Böyle bir halde yoluna devam edip hatıralarda kalmaması güzel olurdu elbet.Neticede birliktelikleri sadakat ve sevgi üzerinde şekillenmiş.Vefanın kitabını yazmayı başkalarına bırakabilirlerdi.


12/12/2020

TALE OF THE NINE TAILED - KORE DİZİSİ



DİZİ KONUSU

9 kuyruklu tilki Gumiho'nun hikayesi olan dizi 16 bölümden oluşuyor. Güncel takip ettiğim diziydi, taze bitti :)

Lee Yeon (Gumiho)  Baekdudaegan dağının eski dağ ruhudur. Nam ji ah,televizyonda "şehir efsaneleri"   adlı bir programın yapımcısıdır. Garip ve ilginç olayları , mitolojik hikayeleri araştırmaktadır. Çocukluğunda ailesi ile birlikte yaşamış olduğu trafik kazası ve akabinde olan olaylar yüzünden bu mesleğe yönelmiş. Yine garip bir olayın izini sürerken kırmızı şemsiye taşıyan bir adam (Lee Yeon)  dikkatini çeker ve adamın peşine düşer. Kırmızı şemsiyeli adam hakkında bilgi sahibi olduğunu söyleyen Lee Rang (yarı gumiho) bu ikilinin karşılaşmasına zemin hazırlar.



DİZİ HAKKINDA:

Bir mistik kore dizisi daha.  Bolca Kore miti mevcut. Kore mitolojisinde yer alan birçok yaratık misafir olarak dizinin içinde ve elbette başrol bu yaratıklardan biri. 

Diziyi sevdim,  beğendim ,ilgiyle de takip ettim .Baştan bu notu düşeyim :)

12/04/2020

EEE , DAHA NE VAR NE YOK ?




Yerdeki halının desenlerine bakmaktan yorulmuş gözlerin , sıkılmaktan bitap düşmüş parmakların  ya da çeke çeke çekecek nefes kalmadığı için imdaaaaat diye feveran eden ama sesini duyuramayan zavallı nöronların , freeeeedoooom diye william wallace'a çok bi çok özendiği ama  tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanıdır misali kendini yine ve yeniden aynı yerde bulduğu soru cümlesidir  ,  " eeeee, daha ne var ne yok ? "

Yok işte bir şey, olsa böyle mi olurdu (  tıpkısı ben diyenler el kaldırsın :D   )


Neler yapıyorum faslına geçmeden önce sinir bozucu bulduğum, öyle ya da böyle kendimi bir şekilde hunharca içinde bulduğum  hali deyivereyim dedim önce:) 



Efendim şu aralar limon ağacı yetiştirmeye çabalıyorum. İnstada ki bir hesaptan görüp uygulamaya koydum. Filizlensin diye ele aldığım birçok limon çekirdeğinden sadece bir tanesi filizlendi. Diğerleri tembel çıktı ama hala vazgeçmiş değilim o tembel kızlardan :) Çalışkan çekirdeğe gelince , annem küçük saksılarından birini hazırladı. Çekirdeği toprak ile buluşturduk. Serçe parmağım uzunluğunda alımlı mı alımlı , tavşan kulaklı iki minik yaprak boy veriyor. Annemin çiçeklerini sulama, budama gibi işlerine el atmışlığım vardı ama böyle tohumdan işe el atma ilk. Pek bi sıkı fıkıyız minik hanımla. Maşallah deyip, büyüyüp serpilmesini  bekliyorum. Bir de  diğer kızlara nanik yapmasını. Hak ettiler çünkü, hala havasız poşetin içinde bekliyorlar., poşet poşet nereye kadar.


***

12/01/2020

EMİRGAN - BİRAZ NEFES

 


Plansız bir ziyaret oldu bizimkisi. Evde bi hayli bunaldık ve biraz nefes alalım diye evden çıktık. Vakit öğleni geçmişti , üstelik akşam sekiz sonrası sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu pazar gününü seçmiştik. Mesafede bir hayli var ve mis gibi İstanbul trafiği. Bu yüzden 1,5 saat gibi bir süre dolaşabildik koruyu. Yetmedi bana, o denli hasret kalmışım engelsiz gökyüzüne bakmaya :( 

Çoğunlukla mahalleyi gördüğüm için pandemi süresinde herkes bizim gibi bir nefes deyip mi atmıştı kendisini yoksa pandemi sadece bize vardı da, buralara hiç gelmemiş miydi bilmiyorum. 

Kasımın son günleri hazırlanırken vedaya  ,Sonbahar bütün renklerini , güzelliğini sererek ortaya görkemli bir kapanış yapıyor adeta.   Gözüm gönlüm açıldı resmen :)


11/29/2020

İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN ve KAĞNI & SES - KİTAP

 



İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN

Kitabın arka kapağından

İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde , haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum  gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması..İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu..İçimizde şeytan yok...İçimizde aciz var..Tembellik var...İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..

**

Bu romanda toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın "kapana kısılmışlığını" gösteriyor Sabahattin Ali.

Aydın geçinenlerin karanlığına, "insanın içindeki şeytan'a keskin bir bakış.

**

11/21/2020

FOTOĞRAF



Zaman sanki durmuş gibi büyükannemin evinde. Son ziyaretimin üzerinden bi hayli vakit geçti. Şehirler arası mesafe, dalınıp gidilen işler, sorumluluklar derken kimleri ve neleri ihmal ettiğini, zamanın nasıl akıp gittiğini fark etmiyor  insan. Fakat, şimdi bu evde olmak zaman algısını kırıyor adeta.


Babamın işi gereği bir şehirde uzun süre kalamıyorduk. Alışmaya fırsat kalmadan gelen bir tayin emri ve yeniden taşınma işleri. Zavallı annem , ne de çok sitem ediyordu gözünden sakındığı eşyalarını doldurup boşaltırken. Babam fırsat buldukça gidiyorduk büyükanneme . Hatta mümkünse halamlar ile denk getiriliyordu bu buluşmalar. İşte o zaman tam bir cümbüş oluyordu. Büyükbabam ben doğmadan vefat etmiş, bizden bir  tek ablam Leyla'yı görebilmiş. Babam her ne kadar büyükannemden bizimle yaşamasını istesede, o   ata ocağıdır deyip ayrılmıyordu evinden.


Odalarda ağır ağır ilerleyerek yatak odasının kapısına vardım. Küçükken burası en gizemli bulduğum yerdi. Odanın hemen sağında  kocaman bir cam ve önünde  kendi elleri ile yetiştirdiği çiçekler , üzerlerine vuran güneş pırıltıları vardı. Çiçekleriyle konuşurken görüyordum bazen onu. Sanki gizli sırlarını onlara fısıldıyor gibiydi , başı hafif öne eğik bir halde. Kucağında ki  küçük,  yeşil  sandık tüm o sırları duyan tek şeydi. Bu yüzden o sandık ve içindekiler hep merakımı cezbederdi. Büyükannem nasıl bir define saklıyor olabilirdi içinde ? Birkaç kez odaya gizli gizli girmiş, sandığı açmaya çalışmıştım fakat sandık kilitli ve anahtarı çok iyi gizlenmişti. Büyükannem o kadar muntazam bir kadındı ki azıcık bir değişikliği hemen fark ediyordu. Benim sandık merakımın peşine düştüğüm zamanlar " hangi hınzır dolandı buralarda acaba " diye söyleniyor ve " sizi yaramazlar bahçe neyinize yetmedi bakim" diye peşine ekliyordu. 

11/17/2020

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 65

 

Bu haftanın konusu kirmiziruh.blogspot.com  tarafından İnternet Arkadaşlıkları & Dostlukları  olarak belirlendi.


Evimize internet 2004 senesi gibi girdi.Lisede iken varlığını bildiğim ama yolumun ve ihtiyacımın düşmediği bir şeydi.Erkek kardeşlerim oyun vesilesi ile kafelerin yolunu tutmuş ve aşina olmuşlardı.Ben oyun da sevmezdim:) Klavye kulanımı,internet kullanımı, bilgisayar notları falan evde kendi kendime öğrendiğim şeylerdi.O dönemler forum diye bilinen yapılar dikkatimi çekendi ve klavye kullanım hızımda accayip faydası oldu :)

Dizi-film, kitap, hikaye - öykü temalı bir foruma üyeydim.Bloğun daha az verimli hali gibi yapılar. İzlenilen dizi ve filmler üyelerce yorumlanıyor, üyelerin yazdığı öyküler okunuyor, eleştiriliyor vs. İlk zamanlar buralarda tıpkı blog ailesi gibi nezih bir ortam vardı. Karşıt görüşler olsa dahi saygı çerçevesi daima  muhafaza ediliyordu. Başlıklar bahane sohbet şahane gibi bir hale de evriliyordu sonra,  özel mesaj yoluyla sohbet daha da koyulaşıyordu. Ben de böyle bir ortamda teneffüs ettim .İsmimi, sesimi,cismimi açık etmeden ve karşı taraftan da açık edilmeden. Tanımadığın insanlarla daha samimi ve içten sohbet edersin düsturu var ya, işte tam öyle :) 

11/14/2020

KINA TAŞI


Her kültürde farklı manaları içerir kına. Manalar bir köşede dursun, her şeyde olduğu gibi kınayı da süslenmek için kullanır kadınlar, doğamızda var neticede:) . Kokusu herkese hitap etmeyebilir ama kırmızı ve süslenmiş eller çoğu kez cazip gelir

Klasik kına yakma şeklimiz nedir?

Avucun ortasına yuvarlağı kondurur, parmaklarımızı da uçlarından yarıya kadar ,önlü arkalı kınalarız. Bizler böyle yaparken Hintli Kadınlar gelip aklımızı çeldiler, nasıl çelinmesin ki? Çok ince işçilik isteyen mehndiler artık bizde de popüler ama hala kendi geleneğimiz ağırlığını hissettiriyor. Özümüzü kaybetmeyelim , yeniliklere de hemen burun kıvırmayalım. Kamu spotu da yaptığıma göre tekrar kına mevzusuna dönebilirim:)

Kınanın kültürümüzde ki yeri şu şekilde ;

-kurbanlık hayvana kına yakılır, Allah'a kurban olsun diye
-gelinlik kıza kına yakılır,yeni kurduğu ailesine kurban olsun diye
-askere gidene kına yakılır,vatana kurban olsun diye

11/06/2020

BİRAZ FİLM

 


Baya bir vakittir film izlemiyordum.Daha doğrusu izleyemiyordum.Konusu dikkatimi çeken bir şeyler bulamamış olmam da sebeplerden biri.Konuyu bulmuş olmam filmi güzel kıldı mı peki? 


Görelim bakalım bi :) 


AGORA - 2009

romantik/dram

Bilinen ilk kadın astronom, matematikçi ve filozof  Hypatia'nın merkezde olduğu film .İskenderiye Kütüphanesinde dersler veriyor.Şehirde paganlar üst sınıf, Yahudiler bir miktar öyle, Hristiyanlar ise çoğunlukla fakir , üstelik sayıları hızla artmakta. Sınıfsal farklılıklar, siyaset, din merkezli sorunlar ve kaosa doğru sürüklenen bir şehir. 


Kendisini bilime adamış ve evlilik tekliflerini bu sebepten gündeme bile almayan bir kadın.Tüm o sorgulamaları, azmi, delice bir tutkuya dönüşen çalışmalarını ve heyecanını izlemek güzeldi, totosunu görmek dışında. 

11/02/2020

İNSAN NEYLE YAŞAR ? ve KÜÇÜK PRENS - KİTAP


 

İNSAN NEYLE YAŞAR

KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN

Kitapta yer alan tüm hikayeler insanın özündeki iyilik, açgözlülük, hırs ve her anlamda birleştirici bir güç olan sevgi kavramlarını ele alır. Öte yandan, genç ve yaşlı tüm okuyuculara , kendine bir adım dışarıdan bakabilme ve hayatın belki de en önemli sorularını sorabilme olanağı sunar. İnsanın içinde ne vardır ? İnsana ne verilmemiştir? İnsan neyle yaşar ?


KİTAP HAKKINDA

92 sayfadan oluşan kitap, içerisinde 4 hikayeyi barındırıyor.

-İnsan neyle yaşar?

-Üç Soru

-Surat'ın Kahve Dükkanı

-İnsana Ne Kadar Toprak Lazım ?

10/27/2020

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 62

 


62.Ağaç Ev Sohbetleri ile merhaba.

Bu haftanın konusu  benandromeda.blogspot.com tarafından belirlenmiş.Sohbetin konusu şu ;

Eurovision şarkı yarışmasına yeniden katılsak kimi göndermek isterdiniz?

Hayır maksat yaşımızı ortaya çıkarmak ise direk bitirelim bu işi bence :) 

once upon a time ....

10/21/2020

SONBAHAR GELDİ ŞEHRİME

 


Sonbaharın ikinci ayının bitmesine 11 gün kaldı. Resmi takvim böyle diyor ama Sonbahara şu son 2 gün içinde girmiş bulunuyoruz. Kara kara bulutlar, yere düşen yağmur ya da esip duran rüzgar değil bunu söyleten bana. Bunlar olmazsa olmazı zaten.Yanına ek olarak durumu destekleyici sebepler lazım bana . İşte o sebepler de  ısınmak nedir bilmeyen elim ve ayağım.Bir tık daha üşümeye başladı mı, memleketin bir yerlerine kar yağmaya başlamış demektir zaten , benim şehrime yağmasına gerek yok, alıyorum ben o sinyalleri soğuk soğuk . Donuyorum burada blogcum :) senin oralarda havalar nasıl ? 


Mahallemde altın ve bakır rengini alan ağaçlar düşmeye yakın daha bir yoğun renklenmeye başladı.Kara bulutlar yüzünden kararan hava ne denli içimi bunaltıyorsa, ruhumu daraltıyorsa bu ağaçların renkleri de o denli ferahlatıyor ve mutlu ediyor.Gündüz vaktinde geceye dönen havanın eziyet ettiği kadar hiçbir şey eziyet etmiyor ruhuma doğa olaylarında.


10/11/2020

AMOK KOŞUCUSU ve ERMİŞ - KİTAP


 

AMOK KOŞUCUSU

Kitabın arka kapağından; Hint Adaları'nda doktorluk yapan adama günün birinde zengin bir kadın gelir, çaresizce doktordan yardım ister,fakat doktor onu reddeder. Kadının zenginliği ve tavırları onu öfkelendirir. Fakat sonrasında , bir insanın hayatını hiçe saydığını düşünen doktor, kadına yardım etmediği için pişman olur ve koşmaya başlar, halk arasında Amok diye bilinen ölümcül delilik halinin pençesine düşmüştür.


10/09/2020

TOPRAK KOKUSU

                     


Sabah olmuş, annem her zamanki gibi hepimizden erken kalkmış.Onun adımları ve hareketleri kulağıma çalınan ilk şey. Gözlerim açılıp açılmama konusunda kararsız,yatağım ise  "beni nasıl bırakıp gideceksin"  diye duygu sömürüsü yapıyor .  Kulaklarım  olup biten her şeyi dinliyor. Evi havalandırmak için pencereye  yöneliyor annem ,pencereleri açıyor ve ekliyor  ;


-yağmur yağmış  


10/08/2020

SARI SONBAHAR






Sonbahar..

Baharın sonu

Sonlar çoğu kez olumsuzluğu çağrıştırır.Çok çocuklu bir aile en son doğan kız çocuğuna Songül adını verir,bu artık son olsun diye.Yarışmada sonuncu olmak başarısızlığın tescilidir ve bu yüzden kişi o sonunculuğu ile değerlendirilir. Sınıfta son sıralar hep haylazların ve tembel öğrencilerin yeri kabul edilir,Öğretmen daima  çalışkan addettiği öğrenciyi  ilk sıraya yerleştirir.Sonlar sevilmez kolay kolay

Orta okul sıralarında iken öğretmenlerimizden biri hayat ve ölüm üzerine söyleyişi yapıyordu.İnsanı bir ağaca benzetmişti,bu benzetmeyi yaparken hayatı ilkbahar, ölümü sonbahar olarak nitelemişti.Ağaçlar ilkbaharda taptaze,diri ve dinç, yaprakları yeşil ,havası lâtif.Sonbahar geldiğinde ise yeşil yapraklar rengini sarıya bırakır ..derken birer birer yere düşer sararmış yapraklar .O güçlü ve taze halinden eser kalmamıştır artık.Sonbahar biter..adı üstüne bahar biter..insan da bu dünyadan göçüp gider.Benzetme güzel ve yerinde aslında ama o yaşlarda iken ürkütmüştü bu benzetme, hoş hala ürkütüyor yer yer .İnsanoğlu böyle neticede,korku ile ümit arasında bir yerde. Allah ümit ettiklerimiz ile buluştursun bizi(inşallah)

10/03/2020

ATATÜRK ARBORETUMU

 



İstanbul'un nefes alma mekanlarından biri Atatürk arboretumu.Buna rağmen ilkkez düştü ayağımız bu güzel yere. Burası ağaç müzesi aslında.oldukça geniş bir alan. Çeşit çeşit ağaçlar ve herbirinin önünde isimleri, nereli oldukları yazılı.Mekan içinde çocuklar için hazırlanmış tanıtım köşeleri, büyüteçlerin olduğu ağaç kökleri mevcut.Ücretli bir mekan burası,hafta içi 7,5 lira iken hafta sonu 20 lira.5 yaşından büyük çocuklar da ücrete tabi olurken öğrenciler için de farklı ücret tarifesi var.Araçlar için mekanın karşısında ise ücretsiz, açık bir park alanı var.


9/29/2020

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 58

 Şu sıralar bilgisayarım yok .Kardeşim herbir hücresine girmekle meşgul:) Bu yüzden bağlantıları paylaşamıyorum.Telefondan yazmak zor ama sohbet konusu ilgi çekici:). Bu hafta ki ağaç ev sohbetleri konusu şu;


Hangi mevsimin insanısınız, neden ?


Tek mevsimin insanı değilim,hiçbirimiz değiliz.Önce  bu gerçeği not düşeyim.


9/28/2020

KORE DİZİLERİ - İZLENİLENLER 2



Bu aralar film izlediğim söylenemez.Sonbahar vesilesi ile Pride & Prejudice 'yi saymazsam eğer.:) Kore dizileri ile haşır neşirim daha çok.Üstelik ilk kez güncel olarak takip ettiğim ve yakın zamanda finali olan bir dizide oldu. İzlediğim diziler şunlar;

- Flower of Evil
-Master's Sun
-Touch your heart
-That winter, the wind blows



FLOWER OF EVIL - 2020

Baek Hee- sung evli ve bir kız çocuğu babasıdır.Güzel ve mutlu bir aileye sahiptir.Eşi  Cha Ji-won polistir.Oldukça meşgul bir polis olduğu için evin tüm işlerini ve kızlarıyla ilgilenmeyi hee-sung üstlenmiştir.Gazeteci Kim Moo-jin bir vesile ile Baek Hee-sung'un çalıştığı yere gelir.İkili geçmişten birbirlerini tanıyorlardır ve Baek Hee-sung aslında yıllardır öldü bilinen ,bir cinayetten sorumlu olan ve seri katil babasının cinayetlerine ortak olduğu düşünülen Do Hyun-soo'dur.

9/22/2020

BOBBİT SOLUCANI ; YERALTI CANAVARI

 


Ntv belgesel kuşağı serisinde yakın zamanda izlediğim bir belgesel vardı, Sualtı gezegeni (underwater world) .Deniz tabanında bitki diye baktığım şeylerin hayvan sınıfına ait olduğunu ve etçil beslendiğini gördüm.Öncelikle var olan canlıların renkleri muazzam ve hayran olunası.Üstelik hepsi neon ışıklarla donatılmış gibi pasparlak.O canlıların ekran görüntülerini paylaşmayı çok isterdim fakat belgeseli internet üzerinden bulamadım.


Birçok canlı olsada öne çıkanlardan biri karideslerdi.Çeşit çeşit renklere sahip olanlarından tutun, şeffaf ve transparan olanlarına kadar. Şeffaf olanlar sayesinde karidesin yumurtalarını baş kısmında  taşıdığını, döllenen yumurtaların kuyruk kısmına doğru düştüğünü, döllenmeyenlerin ise yine baş kısmında tutulu kaldığını görmek mümkündü. Bir de göz ziyafeti çektiren bir türü vardı birçok rengi taşıyan. İsmi mantis karidesi, peygamberdevesi karidesi de deniyormuş. Mavi kafasıyla etrafı seyrederken , sahip olduğu görme yeteneğinin eşsiz ve neredeyse tek olduğu da ifade ediliyordu. Belgeselde gözlerinin 360 derece fıldır fıldır dönmesi ondanmış meğer :) .Bu arada balıkların miyop olduğunu da öğrenmiş oldum:)


Diğer öne çıkan (nazarımda) ve beni şaşkınlığa düşüren şey ise Bobbit Solucanı oldu. Nasıl düşmeyeyim, azıcık dur sen de düşeceksin blogcum:)

9/19/2020

BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ - KİTAP



KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN ;

Rus gerçekçiliğinin kurucularından olan Gogol , " Bir Delinin Hatıra Defteri" ile hayata tutunmaya çalışan bir şizofreni ve "Burun" ile "Palto" hikayelerinde ise fantastik öğeleri gözlem yeteneği ve ince ironisiyle birleştirerek Rus toplumunun genel yapısını anlatır.


KİTAP HAKKINDA ;

Sade, yalın ve akıcı bir anlatım var. Bir günde okuyup bitirmek mümkün.Sıkmayan ve keyifli hikayeler. Kitapta bir de  anlatıcı var, arada bir okuyucuyla birebir diyaloğa girmiş gibi anlatıyor. 3 hikayeden ve 128 sayfadan oluşan kitapta ki hikayeler ve  sayfa sayıları şöyle;

9/15/2020

KULLANILMAYAN DUYGULAR PAS MI TUTAR ?



En çok sorulan sorulardan biri , özlemedin mi? Sonra ayıp olmasın diye verilen "yoo özledim tabi" yanıtı.Ayıp olur duygusu, yalancı olmaktan daha ağır basıyor bazen,ne yazık ki.Özlerdim önce, yaşım şimdikine nazaran daha genç iken, sonra kavuşurdum.Bir ara yine özlerdim sonra yine kavuşurdum.Tekrara düşerdi bu duygu ,sonra alışkanlığa .Şimdi  teknoloji de sağ olsun,seslisi görüntülüsü derken herkes yanı başında.Özlemek denilen bir şey kalmadı ki ortada.

9/03/2020

THE KING ; ETARNAL MONARCH - KORE DİZİSİ





DİZİ KONUSU;

Kora Krallığında , kraliyet ailesine suikast düzenlenir.Suikastten 8 yaşında ki veliaht prens Lee Gon sağ olarak kurtulur.(1994).Elinde kendisini kurtaran kişinin düşürdüğü bir kimlik kartı ( teğmen jung tae-eul)  ve efsanevi olduğuna inanılan flütün (manpesikjeok) kırılmış yarı parçası kalmıştır.Diğer yarısı suikasti planlayan amcası Lee Lim'in elindedir. .2019 yılına gelindiğinde Lee Gon paralel evrene açılan bir kapıdan geçer.2019 yılı Kora Cumhuriyetine. Çocukken elinde kalan kimliğin sahibini paralel dünyada bulur.


DİZİ HAKKINDA;

16 bölümden oluşan dizi bloglarda pek popülerdi.Goblin'in gelini eun-tak başrolde ve yine fantastik bir işin içinde jung tae-eul olarak. Başrol erkek oyuncu pek popülermiş ama ben bilmiyorum :) Resimlerde bir tuhaf itici geliyordu ki , diziyi izleyince bu hal ortadan kalktı.Resimlerde kullanılan renkler, uygulanan stil vs.her ne ise artık , irite eden oydu belli ki. 

Diziye gelirsem diziyi beğendim,geçerli notu da verdim..Beklenti üstü bile diyebilirim :)

9/01/2020

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 54


 

 Ağaç Ev Sohbetleri 54.haftasını deviriyor bu hafta,ne kadar çok olmuş öyle.Her hafta ki katılımcılara ayrı bir tebrik gönderiyorum buradan.Bu haftanın konusu kaplandiary.blogspot.com tarafından şu şekilde belirlenmiş; 

 

 "Eğer tam yetkili bir Eğitim Bakanı olsaydınız, ülkedeki eğitim sistemini düzenlemek, sağlıklı ve topluma faydalı bireyler yetiştirmek için eğitim konusunda neler yapardınız? Hedefinize ulaşmak için karşınıza ne tür engeller çıkabileceğini düşünüyorsunuz ve bunları aşmak için hangi tedbirleri alırdınız?"


İzlediğim bir komedi programında hazırlanmış skeçlerden birini getirdi aklıma:) Evinde televizyonun karşısında oturup başkan olsaydım şunu yapardım diyen , sonunda al sana başkanlık denilince hiçbir şey yapamayan tv amcası gibi olacak benim durumum nihayetinde :)  Davulun sesi uzaktan hoş gelir  ama madem kendi aramızda konuşuyor ve "tam yetkili" diyerek  emir demiri keser yapıyoruz, şu belirttiğim gerçekliği görmezden gelebiliriz bence, sizce ? :)

8/29/2020

GORIOT BABA - KİTAP


 

Kitabın arka kapağından;

Yoksul düşmüş eski tüccar yaşlı Goriot'un sefaleti, ıstırapları ve yalnızlığını merkeze alan roman, paranın insanlık durumu üzerindeki nüfuzunu babalık müessesi, insani zaaflar, gösteriş budalalığı üzerinden son derece trajik bir olay örgüsü ile gözler önüne serer.Kendi antitezlerini, yani anlatıcının yer yer öfkeli ve alaycı tavrının cisimleştiği Vautrin'i, Paris sosyetesine gözünü dikmiş, hırslı ancak naif hukuk öğrencisi Rastignac'ı da içinde barındıran bu burjuva cehennemi, Goriot Baba'ya dek hiç bu denli çarpıcı bir üslupla  tasvir edilmemiştir.

 


Kitap hakkında ;

Kitap 274 sayfadan oluşuyor.Betimlemeler fazlasıyla uzun, yer yer sıkıcı ve yorucu. İlk sayfalardan itibaren biraz dayanabilirseniz (10 sayfa gibi düşünmeyin, baya bi sayfa ama:)  ) , okurken pes etmez iseniz şayet bezdiren betimlemelerden , devamını getirmek kolay ve hevesli olacaktır. Öyle ki anlatıcı da durumun farkında ve bilhassa yaptığı aşikar zira şöyle bir cümle var kitapta;

8/27/2020

IT'S OKAY TO NOT BE OKAY - KORE DİZİSİ






DİZİ KONUSU;

Ünlü bir çocuk masalı yazarı olan Koo Moon-Young sosyal ilişkilerde problemli olan biridir.Kitabını okuduğu bir programda (hastanede )  hasta bakıcı  olan Moon  Gang-Tae 'nin  otizmli kardeşi Moon Sang-Tae  yazarın ve kitaplarının hayranıdır.Abisi için yazardan imza alacağına söz veren Gang-tae ile Moon-young tehlikeli bir durumun ortasında kalırlar.



DİZİ HAKKINDA;

İnsta da sürekli önüme düşen ve kadın karakteri ile dikkatimi çeken diziydi.İzleyeceğim diye not ettiğim ve sonunda izlediğim dizi oluyor kendisi.2020 yapımlı olan ve 16 bölümden oluşan dizi bir solukta izlettirdi kendisini.Birçok dizi var izlemediğim ,bu yüzden fazla iddialı olabilir ama yine de bu senenin en iyi dizileri kategorisine üst sıralardan girip zirveye oynayabilir :) Olmuştur belki , gündemi takip etmiyorum zira:)


Nihayet kendi "Kırmızı Ayakkabı"larını bulan bir kadının hikayesi olarak start veren hikaye, içine birçok eşsiz hikayeyi de  alarak  yol alıyor.Bu serüvenin en hoş yanlarından biri de her bölüm anlatılacak bir masalın olması. Mutlu sonlu masallar değil hiçbiri ama kalbe dokunan masallar herbiri. "Zombi Çocuk" masalı çok fena ağlatıyor bi de :(

8/26/2020

BU GÜNLERDE

 


Birazcık nefeslenip geri döndüm .Geri döndüm ama bloggerı bıraktığım gibi bulamadım.Birazcık tuhaf ve açıkçası bocalıyorum:) Tamam değişim güzel de , bazı şeyleri bozmasak mı acaba, ne dersiniz?

Gittiğim yer (köyüm) uygulamada düşük riskli bölge iken ,20 gün içinde orta riskli bölge konumuna geçerek geride bırakmayı umduğum korona kabuslarını getirir oldu.Bahçe içinde ve  evler arası uzak mesafeler olsada bulunduğumuz yerin yakınlarında ki hanelere kadar korona haberleri ulaşınca ister istemez oldu bu durumlar.O değil de onca korunmaya,mesafeye ve uzak durmaya karşın çevredeki "bizde bir şey yok" rahatlığının kurbanı olduk dönüş yolunda. Oğuzhan Koç'un pizzacı ile kapıda öpüşmesi durumu kadar beklenmedik olmasa da  söz anlatmak her zaman mümkün olmuyor insanlara ne yazık ki. Peki sonuç ne mi oldu? Evimde çekmiş olduğum birkaç günlük halsizlik ve ağrılarımı "yoksaa ?!!! " diye evhamlarla doldurdum.


7/08/2020

ŞU GÜNLERDE



Şu günlerde havalar pek bi sıcak ve bunaltıcı bir seyirde gitmekte.Oysa yakın vakitlerde ısınmadık diye hayıflanıyorduk seller, dolular, mevsim dışı olaylar vs diyerek. Şimdi de sıcak diye hayıflanıyoruz.Çok garip yaratıklarız,gerçekten bak.

Bir şeyler yapma isteği sıfıra yaklaştı neredeyse.Film izlemekten öte bir şeylere gitmiyor elim.Sıfır efor,sıfır enerji tüketimi,uzanacak bir koltuk ve elde bir kumanda.Tembellik altın çağını yaşamakta.Önce temizliğe vurdum kendimi sıkıntıdan,sanırım çok vurdum,  ondan olsa gerek koltuk ve kumanda ikilisi ile bu denli yoğun bir ilişki seviyesine geçtim.

Buray'ın şarkılarını severim .Sen Sevda mısın, Seni Sevmiyorum Artık, Kabahat Bende, Kimsenin Suçu Yok favorilerim. Fakat şu günlerde Kış bahçeleri ' ne kelimenin tam anlamıyla takmış durumdayım.Günde birkaç doz alıyor  , yetmiyor, daha da  daha da  arttırıyorum dozu.Öyle bir takmışlık.Remix halinden uzak durmanızı ise şiddetle öğütlüyorum.Bir şarkının ruhu nasıl yok edilir çalışması olmuş kendisi :(

7/06/2020

ÇÖPÜ NEDEN YERE ATIYORUZ



Doğada hiçbir şey çöp olarak kalmaz iken sadece biz insanlar  doğanın bu düzenini bozup her yere çöpümüzü bırakıyoruz.Çöplerin ne olacağı,ne yapılacağı,geri dönüşüm meselesi ya da geri dönüşümün bir tuzak olması meselesi,dünyanın çöplüğü haline gelmeyi tercih eden ülkeler ya da artık olmak istemeyen ülkeler vs. şeklinde sıralanacak birçok sorun ve konu var.Gerçek şu ki tüketim çılgınlığına bir son verilmez ise bu sorunlar katlanarak büyümeye devam edecek.Bu dağ gibi olmuş sorun içinden seçtiğim sorun ise çöpleri neden yere attığımız meselesi.Martının gagasına cerrahi maskenin takıldığı haberi birkaç günlük daha, korkarım ki son da olmayacak.

Sorunun kaynağında ilk akla gelen ve şüphesiz büyük bir yer tutan, bu davranışın her şeyden önce  eğitim ve kültür meselesi olduğu gerçeği.Fakat sadece bu iki mesele de açıklamaya yetmiyor gibi geliyor sorunu.


7/04/2020

BİRKAÇ SEÇME FİLM - 3

                       


Takip ettiğim blog ve hesaplardan oluşturduğum seçme filmler serisinin 3.sü ve sonuncusu ile buradayım :) Listemi bitirdim , yeni bir sayfa açtım,  bakacağım artık. Listemde olan bir önceki filmler şurada ve şurada . Toplam 19 film vardı o iki listede. Şimdi ise   7 film ve 6 kısa film var. Bakalım hangi filmler varmış bu listede :)


7/01/2020

NE İZLESEM - SNOWPIERCER ve VIOLET EVERGARDEN



SNOWPIERCER


FİLM KONUSU;

Küresel ısınmaya karşı geliştirilen teknoloji , sorunu çözmek yerine büyük bir felakete yol açmıştır.Olabilecekleri önceden öngören Wilford  hiç durmayan bir tren icat eder.Bu trene alınmış olan insanlar ve canlı türlerİ dışında buzul çağı yaşayan dünyada hiçbir canlı yaşamı kalmamıştır. Wilford'un treninde herbir vagonda belirli ve farklı  standartlarda yaşam sürülmektedir. Trenin kuyruk kısmında yaşayan insanlar kendilerine sunulan bu hayata artık tahammül edemezler ve büyük isyanın ateşini tetiklerler.Hedef öndeki vagonlara ve lokomotife ulaşmak.


6/23/2020

HATIRALAR ,HAYVANLAR VE 1 KEDİ


Ağaç Ev Sohbetleri başlığında bu hafta evcil hayvanlar üzerinden bir sohbet konusu belirlenmiş.Buradan ilham alarak  sevimli ,  evcil hayvanlarla ile çocukluğumdan bu günüme olan ilişkilerim üzerinden bir şeyler yazmayı düşündüm.


Taa  minicik küçücük pıtırcık iken beyaz  bir sokak kedisini evden çaldığımız  ekmeklerle beslediğimiz rivayet olunur.Yaşıtım olan kuzenim ve bir yaş küçük kardeşimin yalancısıyım ben çünkü hiçbir şey hatırlamıyorum konu ile ilgili.Fakat bu ikisi pek bi ballandıra ve sevgi dolu gözlerle paylaşırlar bu anıyı.Hatırlamadığım bir anının öznelerinden biriyim ve onlar gibi parlayan gözlere sahip değilim.Tabi bir de pirinç ile havada uçan kuşları besleme gibi bir düşünceye evrilmiştim ki o çağlarda gel gör ki pirinçler benim değildi :(  Bu konu ile alakasız ama bir göz atmak isterseniz tık,tık . O yaşlardan aklımda kalan tek şey yolda bir kelebek bulduğum,kanatlarından tuttuğum ve diğerlerine göstermeye niyet ettiğim.Bunun ile ilgili anım şurada . Hazır kelebek demişken minik bir kısmı  burada . Tüm geri kalan kısmı da instada . Kelebeklere takıntılıyım da  şu birkaç senedir:)

Benim asıl hayvanlarla kaynaşma olayım köy ziyaretlerinde vuku buluyordu,hoş hala öyle sayılır. Acı-tatlı çokça da gerilimli bir olaylar serisinin startını veriyorum.


6/17/2020

SESLENİŞ 1-2


Blog,blog
söyle bana
var mı ben gibi
yazamama sendromuna kapılmış
bir blogger daha

:)

Her bloggerın yaşamış olduğu durumun içine düşmüş görünüyorum an itibarı ile.Yazsam olmuyor,yazmasam olmaz gibi bir garip haleti ruhiyeler içinde,radyomda çalan  Sezen Aksu'dan " ben de yoluma giderim" şarkısı ile sesleniyorum sana eyyy blogcum :) 

Havalar mı yapıyor bunu dersiniz? 

Ben de bu yüzden yurttan sesler korosu babında bir yaklaşım ile olaylar olaylar diye seslenişimi gerçekleştireceğim .

6/10/2020

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 42

                                              



Bu hafta ki sohbet konusu Çatlak Büyücü'nün Not Defteri tarafından belirlenmiş.Sohbetin konusu ise şu ;


"Eğer bir zaman makinen olsaydı ve istediğin zamana gidebilseydin neyi değiştirirdin? İyi veya kötü sonuçlar doğurabileceğini bile bile yapabilir miydin?"


Yer yer yapılan mimlerde bu minvalde sorular oluyor. Bir değiştirme olayı söz konusu olduğundan zaman makinamızı direk geçmişe doğru kırarız.İşte bu soru için zamanında yapmış olduğum bir mimi şuraya bırakıyorum:) Tabi orada olaya kişisel yaklaşıp, durum değerlendirmesi yapmışım.Bu yüzden benzer bir durum olmaması için olayı globalleştirme kararı aldım :)


Sohbete katılan blogların paylaşımlarını okudum (ulaşabildiklerimi elbette) .  Hepsi dünya barışına adamış kendini.Ben de onların tam aksi istikametinde hareket edip makinanın dümenini geleceğe kırıyorum. Dr.Strange 14 milyon olasılık üzerinden Thanos'a karşı zafer kazanma ihtimallerinin sadece 1 olduğunu söylemiş ve iron man'ın ömrünü yemişti. Ben böyle bir talihsizlik ile baş başa kalmamak için çalışacağım efem :)


6/03/2020

BİRKAÇ SEÇME FİLM - 2

                            

 

Takip ettiğim blog ve hesaplardan not olarak aldığım filmleri izlemeye devam ediyorum.Daha önce notlarım içinden 10 filmi izlemiştim.Şuradan " tık,tık " ulaşabilirsiniz o filmlere.


İzlenilenler arasına 9  film daha ekleyerek  , listemi eksiltme yolunda ilerliyorum.


6/01/2020

SOKRATES'İN SAVUNMASI - KİTAP






KİTAP HAKKINDA

Kitabın arka kapağından;

Sokrates'e,  ölümü de  ölümsüzlüğü de getiren , bu sorulara verdiği karşılıklar oldu. Eğer o , eski çok tanrılı din düzenini geri getirseydi , azat ettiği ruhlar sürüsünü tapınaklara ve kutsal korulara götürüp, atalarının tanrılarına sunaklarda bulunmalarına önayak olsaydı, yaşlı yuttaşların saygısını kazanabilirdi ama bu boş bir şeydi, intihar demekti ; geri geri mezara dönmekti, " mezarların üstünden atlayıp geçmek" değil...


5/30/2020

KORE DİZİLERİ - İZLENİLENLER 1






Naftalin kokulu kore dizilerim ile geldim.

Kore dizileri ile yeni tanışmaya başladığım, Misa'yı izleyip hönkür-pökür modda takıldığım ,secret garden ile kim suama kabu gima durumi diye  tekerlemeler sayıkladığım  zamanlardı.

hey gidi günler heeyy :)

Madem kore dizileri diye yan başlık açmışım ,hakkını vereyim o zaman değil mi:)

 İşte o diziler

  • cain and abel
  • nice guy ( the innocent man)
  • the  1st shop of coffee prince
  • the king 2 hearts
  • scent of a woman
  • lee san- sarayın rüzgarı
  • sarayın incisi
  • sarayda ki mücevher
  • empress ki


5/27/2020

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 40


Ağaç Ev Sohbetleri ile merhaba blogcum.

Bu haftanın konusu  benimdüşüncelerim blog sahibesi tarafından belirlenmiş.Sohbetin konusu ise şu ;

  "İlk kez bir bayramı ülkece evde ve yalnız kutluyoruz. Bu durum size ne hissettirdi? Eski bayramlarınız nasıldı? En güzel bayram anınız nedir? Bizimle paylaşmak ister misiniz?''


"Nerede o eski bayramlar"  kokulu bir konu olmuş bu hafta.İlk kez değişik bir bayram deneyimlediğimiz ortada ama ilk kez korona yüzünden deneyimlediğimiz çok şey olduğu için çok da garipsemediğimi öncelikle söyleyebilirim sanırım :)

5/13/2020

NELER OLUYOR HAYATTA



Avm'ler açılır açılmaz ,giriş kapısında kuyruğa giren tayfa ! Sen dur bakim az ötede

Ben geldim :)

Küçük bir kaçamak gibi benim ki daha çok,hani şu 65 'lik amca ve teyzelerin ilk sokağa çıkış izinlerinde yaşadığı çoşkulu ama  heves kursakta bırakacak kadar kısa süreli olandan.Bi daha diyeyim;

-ben geldim ! :)

küçük "b" kursak faslına istinaden :)

Her şey iyi ve güzel gidiyordur umarım sevgili blogcum. Yokluğumda geçmiş olsun dileklerini ve  güzel temennilerini ileten

Sevgili

sessizkaldim.blogspot.com
morduslerkitapligi.com
birkalemyazar.blogspot.com
sadevederin.blogspot.com  ' a

çok teşekkür ederim.Geç dönüş yapabildiğim için de özür dilerim.

Birazcık ara dedim ama bu arada ne yaptım,ne ettime gelince benim göz ağrılarım göz ağrısı değilmiş dediydi doktor :) Ben ısrarla ağrıyor ,okuyup izleyemiyor hatta bakamıyor bile dediysem de doktor hiç oralı değil:)

Dur ama  bi,  göz detoksu yapacağım önce demiştim ya ,ondan başlayayım



4/20/2020

BİRAZ ARA



Sevgili Blogcum

Sosyal izolasyonun elzem olduğu şu günlerde ,başka bir elzem konusu daha zuhur etti benim açımdan.Adı da detoks. Genel manası ile bir detoks söz konusu değil elbet,daha çok  göz detoksu :) Bir yanım gönüllü, diğer yanım ise zorunlu olarak bu reçeteyi önüme sürdü.Bir müddet bir şeycikler okunmayacak, film-dizi izlenmeycek, internet kaynaklı pc ve telefon ekranına bakılmayacak. Faydası görülmeyecek ise şayet bir göz doktoruna tez elden müracat edilecek.Bu zorunluluk baş gösterdiğinde "kim olduğunu bilirsin sen" 'in hastanelerden çekip gittiği bir dönem olur inşallah. Dinleme üzerine yoğunlaşılacağından kulak sağlığına her zamankinden daha fazla dikkat edilecek. İşte detoks listem bu şekilde:)


Bu yüzden ayrı geçireceğimiz günlere istinaden ;

Sıcacık bir çay için buraya tık,tık


Sohbet mevzusu olarak , Kardelen'in hikayesi için şuraya   tık,tık


Azıcık dedikodu kapsamında ,çöpçatanlık mevzusu için  buraya tık,tık


Netice aldığımızı umarak , ellerimizi kınalamak içinde tam  şuraya tık,tık 


davet ediyorum seni :)






Sağlıklı ve güzel günlerde buluşmak dileğiyle...




4/16/2020

30 GÜN ŞARKI MEYDAN OKUMA





Blog aleminde devam eden güzel bir şarkı meydan okuma süreci var.Bir vakittir devam ediyor ve ilginç,farklı müzikler keşfediyorum böylece.Meydan okumayı başlatan blogger Öneri Makinesi ve meydan okumayı başlattığı link şurada tık,tık. Ben meydan okumayı tam anlamıyla yerine getiremeyeceğim fakat bazı başlıklara yanıt bulan seçimlerim var elbet.Benim bu yarım meydan okuma girişimim de her telden müzik türüne dalış yaptım :) Bu kadar ayrı tellerden çalan bir liste var mı bilmiyorum ama şahsım,bizzat ,kendim sabit bir telde durabilmeyi pek beceremedim zaten.Beğeni kıstaslarımda da haliyle bu sabit olamama hali var:)

Başlayalım mı ?


4/15/2020

YUSUF İLE ZÜLEYHA - KİTAP


KİTAP HAKKINDA

Kitabın arka kapağından;

"Nasıl herkese duyurayım da sesimi diyeyim : Bu anlattığınız ben değilim, ben bu anlattığınız değilim. Yusuf'u ben nasıl yerim ? Ben Yusuf'u nasıl yerim? "

Sözün bu kısmına gelince kurt ,nemli gözlerinden boncuk gibi yaşlar dökülmeye başladı.Gri tüylerle kaplı göğsü, ön ayakları ıslandı.Bir ah çekti derinden derine. Islak burnu daha bir ıslandı. Ve devam etti:

Ben şimdi adımı nasıl temize çıkarayım, alnıma sürülen bu kapkara lekeyi neyle, nasıl yıkayayım? Öyle bir leke ki değil bana, yeter kıyametin kopacağı güne değin gelip geçecek tüm torunlarıma.

"Tek muradım, bütün yaradılmışların sahibi olan tanrım , bu ayıpla yaşatmasın beniYa alsın yeni doğmuş bütün kurt yavrularıyla birlikte canımı, kurt neslinin dalı yaprağı burada kesilsin, ya da adımı temize çıksın."



4/13/2020

ETAMİN KİTAP AYIRACI - HANDMADE





Kim bilir kaç vakittir elde hazır olan malzeme ile kitap ayıracı yapacağım dedim kendime.  Nihayet yaptım, aferin bana:)

Kadınların stres atma yöntemlerinden biri el uğraşları.Çoğu kadın örgü örmenin bu işte büyük katkısı olduğunu söylüyor,ki her birine katılmaktayım.Uzun uzadıya örgüler(kazak,şal vs.) yapmadıysam da bizde lif genelde ise ovma bezi (banyo için) denilen şeylerden ördüm.Gelin görün ki eli sıkı olduğumdan parmak uçlarımı şişlerle delik deliş yaptım :) Benim stres atma yönünde ki top 1 'im etamin üzerine işlenen kaneviçe.

4/11/2020

I AM MOTHER - FİLM



FİLM KONUSU:

İnsan soyunun tükenmesinin ardından,bir droid tarafından yetiştirilen genç bir kız. Büyüdükçe dışarıya olan merakı artan,yaşamın olabileceğine dair kuşkuları oluşmaya başlayan bu genç kız,kapısına gelen bir kadın ile tüm kuşkularının peşine düşerken,bunca zamandır bildiklerini sorgulamaya başlar.


FİLM HAKKINDA ;

Bilim Kurgu gerilim filmleri sınıfında yer alan "I am mother"   1:53 dakikalık bir film.Film korunaklı bir makine  içinde yaşamını sürdüren bir genç kız,bir robot ve bunlara daha sonra katılacak yabancı kadın ile birlikte 3 oyuncuya sahip :)

4/09/2020

HOŞ GELDİN BAHAR

                               




Blogda ilk yazıyı yazışımın nedenidir İlkbahar. Bahar hep güzel ve iyi şeylerin umudu ,yeni başlangıçların cesaretlendiricisi oldu  benim için.2020 öyle bir gidiyor ki , tam anlamıyla idrak edemediğimiz ama iyi kötü farkında olduğumuz şeyleri bile alır oldu elimizden. Şükürsüzlüğümüzü yüzümüze vurur gibi. Bahar da onlardan biri olma yolunda. Hiç değilse iyi ki anılar var diyorum.
     Hem tekrar hatırlamak , hem de umut etmek adına eski olan bu yazımı tekrar yayınlıyorum, hoş gelecek bahar inşallah diyerek
 ***




Şehir hayatı malum..hem sefa hem cefa..hem iyi hem kötü...kaçıp giden birçok şey olmasına rağmen vazgeçilmeyen bir bağımlılık. "Orda bir köy var uzakta,o köy bizim köyümüzdür" var iyi ki..nefes aldıran,farkına vardıran,kaçıp gidenlerin bir kısmını getirip önümüze koyan.Bu sefer önüme koyup getirdiği şey ise bahar... İlkbahar

Şehirde mevsimler birbirine karışır..başı-sonu,önü-arkası hangi arada-derede şaibeli..şöyle ki;

Anne,bebeğine hamile kaldığı andan kucağına aldığı ana kadar her bir halini yaşar, hisseder.Baba ise doğumhane önünde bebeğini kucağına alır..işte ben de çok uzun vakittir mevsimler hususunda doğumhane kapısında ki baba gibiydim:)

Kar yerde üşütürken kış gelmiş,güneş tepede yakarken yaz gelmiş. Sonbahar ve ilkbahar var ama  geldi-gitti,ne ara başlayıp bitti ? Kompozisyonun sonu iyi,giriş ve gelişme kısmı hep falso:) Sonunda babalıktan analığa terfi ettim ve  gelmiş, gitti bahardan, bahar geliyor,gelmek üzere, geldi haline tanıklık ettim

4/07/2020

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 33




İkinci ağaç ev sohbetleri yayını ile merhabalar.33 konudan sadece 2 konu :)  Bu haftanın ağaç ev sohbetleri konusu sevgili deep'ten geldi.Konu şu ;


"Müzik, günümüzde her kültürde ve toplumda icra edilmektedir. Bazı insanlar müziğin bireylere ve toplumlara faydalı olduğunu düşünür. Ancak, bireyler ve toplumlar üzerinde olumsuz etkisi olduğunu düşünenler de var. Sizce?"


Öncelikle müzik ile ilgili serüvenimi şuraya tık,tık bırakıyorum :)


Tabiatta her şeyin bir ses ahengi var,dolayısıyla her şey müzik denilen şeyi icra ediyor.Suyun,rüzgârın sesi,yaprakların hışırtısı vs. Onlara kulak verdiğimiz de anlamlı melodiler duymak mümkün :) Tabi bu anlamları belirleyen ruh halimiz olsa gerek:) Müzik ruh haline göre kullanılan,biçimlendirilen bir etkileşim aracı nihayetinde.

Misal bu sabah  uyandırma servisi olarak radyoyu açtığımda karşıma çıkan rep şarkısı (gazapizm) baya faydalı oldu :) Rep dinlediğimden değil ,bilinçli bir şekilde du bi rep açayım dinleyeyim demedim hiç ,gitmez de elim ama çukur dizisi vesilesi ile öğrendik  işte:) Havanın güneşli ve aydınlık oluşu da etkileşimi baya kuvvetlendirdi. Dans denilen ama dans ile uzaktan yakından alakası olmayan figürler ile  açılışı yaptım,ailemi de ayaklandırdım:) Sabah sabah iyi geldi yani.


4/06/2020

PUSLU KITALAR ATLASI - KİTAP






KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN 

Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hala malum konuyu düşünüyor fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu...

"Rendekâr doğru mu söylüyor? Düşünüyorum,öyleyse varım.Oldukça makul.Fakat bundan tam tersi bir sonuç,varolmadığım,bir düş olduğum sonucu da çıkar.Düşünen bir adamı düşünüyorum.Düşündüğümü bildiğim için,ben varım.Düşündüğümü bildiğim için,düşlediğim bu adamın da varolduğunu biliyorum.Böylece o da benim kadar gerçek oluyor.Bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor.Düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum.Öyleyse gerçek olan biri beni düşlüyor.O gerçek ,ben ise bir düş oluyorum."

Kapı kırıldığında Uzun İhsan Efendi kitabı kapadı.Az sonra başına geleceklere aldırmadan kafasından şunları geçirdi:

"Dünya bir düştür.Evet,Dünya..Ah!Evet,dünya bir masaldır."


4/03/2020

5 TAŞ OYUNU




Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, adını dahi telaffuz etmekte zorlandığım türlü türlü sanal oyunlar içinde insanlar kaybolmadan önce aileyi bir araya getiren güzel oyunlar vardı.İşte onlardan biri 5 taş oyunu.Her ne kadar çocuk oyunu denilse de öyle değil işte efendim... çocuk ve her daim ruhu çocuk kalanların oyunu bu.İster çekirdek aile,ister geniş aile o da yetmez tüm mahalle bir araya gelse  zevkle oynanır bu oyun.Ne kadar çok oyuncu,o kadar çok eğlence.Oyun için gerekli  2 şey var..biri misket büyüklüğünde 5 tane taş diğeri de sevdiğiniz insanlar

6 aşamadan oluşan oyunun kuralları gayet basit.1 taşı havaya atarken diğer taşları yerden toplayacağız.

Şartlar:

-havadaki taş asla yere düşmeyecek
-yerdeki taşların hepsi toplanacak
--yerdeki taşlar asla kımıldatılmayacak, almayacağımız taşa elimiz değmeyecek
-yerdeki taş ve havaya atılan taş aynı anda avuçta tutulacak , yere düşürülmeyecek
-kaybeden cezasına razı olacak

şartlar anlaşıldığına göre oyuna geçebiliriz:)


4/02/2020

İNSAN HALLERİ 2



Bir günün hemen hemen diğer gün ile benzer gittiği günlerden merhaba.

Çok mu değişik gidiyordu ki diye kendimi bi silkeleyeyim önce :) ..Ben hali hazırda normal,sıradan,aşağı yukarı yapıp ettikleri belli bir rutindeyim zaten,Ara sıra silkelenmeler,çalkantılar,durum güncellemeleri  olabiliyor.Hayat dediğimiz de bu değil mi ? oluyor işte bir şeyler sürekli  ve olacak her daim. Bu bilinen gerçekliğe rağmen ,birden gelen bu alengirli duygu hallerim  fazlaca gamlı baykuş durumlarına zoraki sevk edilme gayretleri yüzünden.Hayır, ben kendime böyle bir kötülüğü yapmıyorum.

belki..minnnacık..çok ufacık..

Ama sonra hemencecik kovalıyorum.İşte ben tam o kovalamanın neticesini almaya başlamışken "gündem" denilen şey ile yine ve yeniden yüz yüze kalıyorum.İşte hepsi bundan ötürü.Normalde zaten yaptığım ya da yapmadığım şeyler şu "gündem" denilen şey yüzünden bana "yooo,hiç de bile, sen bunları yapıyordun yapamaz oldun,bak bak bunları yapmıyordun ama yapar oldun" diye diye sızmaya çalışıyor acımasızca zihnime .


Gündem ne mi ?

Bilmeyen kaldı mı ki :)