10/03/2020

ATATÜRK ARBORETUMU

 



İstanbul'un nefes alma mekanlarından biri Atatürk arboretumu.Buna rağmen ilkkez düştü ayağımız bu güzel yere. Burası ağaç müzesi aslında.oldukça geniş bir alan. Çeşit çeşit ağaçlar ve herbirinin önünde isimleri, nereli oldukları yazılı.Mekan içinde çocuklar için hazırlanmış tanıtım köşeleri, büyüteçlerin olduğu ağaç kökleri mevcut.Ücretli bir mekan burası,hafta içi 7,5 lira iken hafta sonu 20 lira.5 yaşından büyük çocuklar da ücrete tabi olurken öğrenciler için de farklı ücret tarifesi var.Araçlar için mekanın karşısında ise ücretsiz, açık bir park alanı var.



 


 



Memleket dönüşü eve tıkandık yine haliyle.İhtiyaçlar dışında dışarı ile temasımız yok.Sen onca vakit bahçede gez toz, sonra gel birden eve gömül.Böyle olunca da ev biraz üzerime üzerime gelmeye başladı :) Hafta içi gittik ve bilhassa tercih ettik.Çok kalabalık değildi bu yüzden .Bu arada içeriye hiçbir yiyecek ve içecek alınmıyor.Girişte de arama cihazları var.Mescid ve tuvalet alan içinde mevcut.







Hiç gitmemiştim ama fotoğraflardan biliyordum burayı.Sonbahar fotoğrafları göz kamaştırıyordu .Eylül ayının bitmesine birkaç gün kalmış, sokağımızdaki ağaçların rengi sarı ve bakır renklerini almış.Hal bu olunca tam zamanıdır dedik.üstelik hava da güzeldi, güneş parıldıyordu.Çocuklar üşümeyecekti.Skooterlarını almıştı babası kızlar eğlenir diye ama internet sayfasında şunlar şunlar içeri alınmayacak diye bir liste var.Kardeşim habersiz, hiç bakmamış.Ben uyarınca bıraktı arabada, bi daha geri dönmeyeyim  bunlar için dedi ve biz gezmeye başladık.








Benim sarı ve bakır renkli ağaçlarım buraya hiç uğramamıştı, bir miktar hayal kırıklığı yaşadım doğrusu.Sanırım Kasım ayı o renklerin arasında kaybolmak için en ideali olacak.Bahar da olmadığı için çiçekler de yoktu, tek tük kurumaya yüz tutmuş çiçekler vardı. Bunun içinde en iyi Nisan-Mayıs ayları olmalı. Her yer yeşil olduğu için ağaçlar birbirinin aynısı gibi görünüyordu haliyle. Ayırt edilebilien çok azdı.İsimlerine bakıyordum ama aradaki fark ne? o kısım yok işte.









   

Düzenlenmiş (asfaltlı) yürüyüş yolları vardı, bir de bundan ayrı olarak  yolar vardı.İşte o yollara girince yere düşmüş olan sarı yapraklar sonbaharın varlığını gösteren tek şeydi.Biraz da toprak ve yaprak olmayı göze almalıydı ayaklarınız :) İçime acaba kene var mıdır? diye küçük bir kurt düştüyse de , çabuk kovdum onu aklımdan.Fakat bir yerde arının biri gelene gidene musallat oluyordu.Kafamı bir iki çevirdim, hareketsiz durdum, sonra gitmiştir derken yine etrafımda buldum.ondan sonra da hızlıca koştum:) Sonra ardımızdan gelen insanlar aynı menzile girince  onlarda başladı koşmaya. Orada bir yerde yuvası falan  olmalı :)











Hemen girişte küçük bir gölet var.İçinde kaplumbağalar ve beyaz ördekler (tam emin değilim ama ördek deyip çıkıyorum içinden.:) ) Fakat göletin suyu temiz değil, bakımsız.Yukarı doğru çıkıldıkça genişçe bir gölet daha var. Orada ise bir sürü kaplumbağa taşların üzerine çıkmış güneşleniyordu. Çocuklar yanımızda olmasaydı aşağıya doğru inip yakından bakabilirdik fakat yol yok, toprak yoldan inmek gerekiyor.Çocukları indirmek istemedik.Yoldan çıkıp otların ve ağaçların arasından yürüdükçe vııınnnn diye geçip giden kertenkelerin sayısı bi hayli fazla, sanırım en çok onlar var.Adımımı attığım yerlerde çalılar ve otlar hışır hışır :) Tabi asfalt yolu bırakıp , daha çok atınca kendimi diğer yola olacak olan buydu :) Kuş sesleri ise yok denecek kadar cılızdı. Mahallemde bile daha çok ses duyarken böylesi geniş bir ormanlık alanda kuş seslerinden mahrum kalmak üzücüydü.

Beni bıraksalar birkaç saat daha takılırdım ama kızlar acıktık diye feryat etmeye, kardeşimde yoruldum demeye başlayınca 2,5 saatlik gezimizi sonlandırmak zorunda kaldık.Keyifli, güzel ve huzur veren bir mekan.Yukarıda bahsettiğim aylarda yolumun yeniden düşmesi de dileğimdir :)


14 yorum:

  1. Ben bir kez gittim. Çok sevmiştim... Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. çok güzelmiş istanbula gittiğimizde gezmek lazım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle :) zaman ayırmaya değecek bir yer.

      Sil
  3. İstanbul'da böyle bir yerin olduğunu görmek sevindirici. Bizi İstanbul'un her yerinin cafe olduğunu sanıyorduk

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Var güzel yerler ama çok az kalıyorlar diğerlerinin yanında malesef

      Sil
  4. İstanbul'u çok gezemeyenlerdenim ben. O yüzden böyle bir yerin olduğunu bilmem çok iyi oldu. Harika gözüküyormuş *.*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de farklı değilim , bazen böyle hoşluklar olabiliyor .Hoş istanbul nereden başlayıp nerede bitiyor belli değil artık galiba .Çiçeklerle dolduğu ve ya sonbahar kıyafetlerini giydiği vakit çok daha güzel olacaktır.

      Sil
  5. İstanbul'da böyle güzel bir yer olduğunu bilmiyordum. Umarım bakımını ve temizliğini iyi yaparlar. Belki de fazla bilinmemesi onu ayakta tutan şey olmuştur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yiyecek-içecek içeriye alınmıyor,haliyle çöp diye bir sorun yok.Öte yandan temiz tutuyorlar , yürüyüş yollarında dökülmüş yaprak dahi yoktu.Bir tek gölet temiz değildi,suyun rengi tuhaftı.

      Sil
  6. Ben de sosyal medyada fotoğraflarını görüp hayran kalıyordum ama yazınızı okuyunca gidip görme isteğim arttı doğrusu. Umarım benim de yolum düşer bu harika yere :)

    YanıtlaSil
  7. ay ben de gitmedim dahaaaa ama gideyim kasımda nisandaaaa :) girişte kafe filan yok mu yaa çay kahve filan :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece personel girebilir levhası olan bir binadan başka bir şey yok :) Mekandan çıktıktan sonra yakın civarda birçok cafe ve restoran var ama.Gidilecek ayları biraz daha özenli seçmek gerekiyor, evet :)

      Sil