KİTAP HAKKINDA
Kitabın arka kapağından;
Sokrates'e, ölümü de ölümsüzlüğü de getiren , bu sorulara verdiği karşılıklar oldu. Eğer o , eski çok tanrılı din düzenini geri getirseydi , azat ettiği ruhlar sürüsünü tapınaklara ve kutsal korulara götürüp, atalarının tanrılarına sunaklarda bulunmalarına önayak olsaydı, yaşlı yuttaşların saygısını kazanabilirdi ama bu boş bir şeydi, intihar demekti ; geri geri mezara dönmekti, " mezarların üstünden atlayıp geçmek" değil...
İlk sayfalardan birkaç bilgi ;
-Sokrates'in elinden çıkmış tek bir sayfa dahi bizlere ulaşmış değildir.
-Savunma (apologia) Sokrates'in kendisine açılan davada yaptığı konuşmasının öğrencisi Platon (Eflatun) tarafından kaleme alınmış biçimidir.
-Sokrates felsefede ki en güçlü sorunlardan ikisine kesin karşılık vermiştir.Erdem nedir? En iyi devlet biçimi hangisidir..
-Sokrates , toplumun ahlaki değerlerine başkaldırdığı,halkı isyana teşvik ettiği ve devleti buhrana sürüklediği gerekçesiyle hakim karşısına çıkarılır.
***
SAVUNMA'YA DAİR;
82 sayfadan oluşan kitabın ilk sayfalarında (32 sayfa) Sokrates'in kim olduğuna , trajik sonuna ve felsefede ki etkisine yer veriliyor.Sonrasında ise savunma başlıyor.
İlk sayfada Sokrates tariflenirken kurulan şu cümle üzerinde bi kaldım önce.
" büstüne bakılırsa, yakışıklı olmaktan çok uzak, bir filozof için çok çirkindi."
oldukça iddialı bir yargı :) neyse..
Felsefede ki etkisi kısımlarını okurken zorlandığımı söyleyebilirim. Aşina olmadığım kelimeler ve kavramlar var. Sokrates'in tarzını ve yaklaşımını kavramış olsam da bilmediğim kavramlar yüzünden , nasıl bir etkisi oldu felsefe dünyasına, işte o kısım yok bende:)
Savunma kısmı ise anlaşılır . Atinalılar diye başlayan hitabında siz de o hitabı dinleyenlerin arasına dahil olmuş oluyorsunuz.Kitabı alırken bir mahkeme ortamı ve olup bitenler tasvir ediliyor diye düşünmüştüm. Fakat savunma böylesi bir kurgudan uzak , daha çok sesleniş gibi. Tasvir kısmı Sokrates'in son anlarının anlatıldığı kısımda var (4 sayfa).
ALTI ÇİZİLİ SATIRLAR
-İkimizde gerçekten iyi ve güzel bir şey bilmesek de; ben yine de ondan daha iyi bir durumdayım; çünkü o , hiçbir şey bilmediği halde bildiğini zannediyor.Ben bilmiyorum fakat bildiğimi de düşünmüyorum. Demek ben ondan biraz daha bilgiliyim; çünkü bilmediklerimi bildiğimi sanmıyorum.
-En bilge olduğu düşünülen kişiler en aptal olanlardır ve daha düşük seviyeli kişilerden bazıları daha bilge ve iyi olabilirler.Herkes her şeyi bilemez ki!
-Onlar gibi hem alim hem cahil olmaktansa, her şeyi bilmektense , kendim gibi olmaya çalıştım ve bunun daha akıllıca olduğuna inandım.
-Ölüm korkusu , gerçekte bilge olmadığı halde kendini bilge sanmak değil midir? Bilinmeyeni bilmek iddiası değil midir? İnsanların , korkularından dolayı , en büyük kötülük saydıkları ölümün en büyük iyilik olmadığını kim söyleyebilir.Bilmediğimiz bir şeyi bildiğimizi sanmak gerçekten utanılacak bir bilgisizlik değil midir?
-Zor olan , ölümden sakınmak değil , haksızlıktan sakınmaktır ; çünkü kötülük ölümden çok daha hızlı koşar.
Güzel kitaptır ve bloğun da güzel izlemeye alayım da daha çok gelirim :D
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
Sil"Demek ben ondan daha bilgiliyim, bilmediğimi biliyorum" cümlesini çok sevdim.
YanıtlaSilBen de :)
Silhımm filozoflar demekki genelde çirkin olmuyomuş hihi :) hımm yani ağır değil miydi rahat okunuyo muuuu :)
YanıtlaSilÖyleymiş galiba :)
SilYok , anlaşılıp okunması rahat bir kitap.Sadece dediğim gibi "felsefede ki etkisi" kısmı biraz anlaşılmazdı benim için ,13 sayfa, çünkü felsefeye dair fi tarihinde okuduğum lise ders kitapların da okuduğum şeyler dışında bir bilgim yok, hoş o bilgiler de artık yok , buz dağının hikayesi hariç :)
Teşekkür ederim.
YanıtlaSil