DAVA - KİTAP

KİTAP HAKKINDA ;

-Kitap ,Dava ve Ek Bölümler olmak üzere iki kısımdan oluşuyor.

-Ek bölümler ;  Tamamlanmamış Bölümler, Günlük'te "Dava",Bu baskı İçin ve  "Dava" üzerine bir yorum şeklinde 4 ayrı başlığı kapsıyor.

-Kafka yazdığı romandan memnun kalmamıştır bu yüzden yazılan metinleri yollamamayı tercih eder ancak bir şekilde ele geçirdiği  "Dava"  manüskrisini okuyan  Max Broad ,Kafka ile aynı yargıları paylaşmaz ve 1921'de yayınlanan bir yazısında Dava'yı ,Kafka'nın en büyük yapıtı diye niteler.

-Roman baskıya verilmek üzere Kafka tarafından asla gözden geçirilmediğinden ,içerik bakımından bazı tutarsızlıklar barındırır kendisinde.

***

"Biri iftira atmış olacaktı Josef K.'ya ; çünkü bir sabah durup dururken tutuklandı"

GUGUK(PEPU) KUŞUNUN HİKAYESİ

Annem ile yakın zaman da bir muhabbet arası,konu konuyu açarken,dağlarda ötüşen kuşlardan dem vururken,bana "biz küçükken hep anlatırdı büyüklerimiz" dediği bir hikayedir pepu'nun  (zazaca) hikayesi.  Bu biri erkek biri kız,kenger toplamaya giden iki kardeşin hikayesi.Bu hikaye biliniyor mu acaba ? diye google amcaya bakınca gördüm ki,bilinen bir hikayeymiş (coğrafi olarak ) ve bunun bir de kürtçe olarak söylenen sözleri de  varmış Annemin bana anlattığı  gelişme ve sonuç kısmı olurken ,hikayenin eksik kalan giriş kısmını da  okumalar ile tamamladım.

BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ ve UÇURTMA AVCISI - KİTAP

BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ

Kitabın arka kapağından,

Yazar bu romanda yine doğduğu toprakları anlatıyor.Bu kez iki kadının kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden...

Küçük yaşta evlendirilen kızlar , çocuğu olmayan kadınlar , babaya ya da çocukluk aşkına duyulan  geçmişe gömülmüş aşklar...

***


Kitap hakkında,

Tıpkı Uçurtma Avcısı kitabında olduğu gibi yine hüzünlü ve dramatik bir hikaye var bu kitapta.Her şeye karşın "umut var" diye haykırmaktan geri durmayan.Sade ve anlaşılır bir hikaye.


Meryem ve Leyla'ya ayrı ayrı üzülürken , Raşit karakterine demediğimi bırakmadım ve tuhaftır ki,sanırım ilk kez kitapta ki bir karaktere,tıpkı yeşilçam izleyen teyzelerin kötü karakterlere verdiği gerçekçi tepkiler gibi  tepki verir buldum kendimi.Bu arada  Meryem , kalp sızım  oldu adeta.Gözyaşlarıyla veda ettim kendisine :(

velhasıl kitap bitti ama etkisi bir müddet daha devam etti.

FINDING VİVİAN MAIER - BELGESEL

Takip ettiğim bloglardan köşeye not olarak aldıklarımdan biriydi bu belgesel .John Maloof isminde genç bir adam, bir tarih kitabı yazım aşamasında ve bu yüzden tarihi fotoğraflara ihtiyacı var.Evinin karşısında bir  müzayede kurulmuş.Burada bulduğu negatifleri ışığa tutup Chicago fotoğrafları arıyor. Hal bu olunca satışa çıkarılmış kutulardan birini (en büyüklerinden)  satın alıyor.Satıcı fotoğraf sahibinin isminin Vivian Maier olduğunu söyleyince ,John da her canlı gibi google amcaya danışıyor önce:) ve sonuç...sıfır..hiçbir şey yok..Bir ara bunlardan bir şey çıkmaz diye düşünüp bırakıyor,sonra elde onca malzeme, "ne yapacağım " , derken yeniden karıştırmaya başlıyor ve elinde ki negatifler bir anda dikkatini çekmeyi başarıyor .O da merakının peşine düşüp,Vivian'ın izini sürüyor.

FİLM ARASI - JOKER ve ALITA

Kaybedecek hiçbir şeyim yok.Hiçbir şey beni korkutmuyor


Her şeyi bilen sistem.Neyin iyi,neyin kötü olduğuna siz karar veriyorsunuz.Aynı şekilde,neyin komik olduğuna siz karar veriyorsunuz


Neden herkes onlar için bu kadar üzgün?Kaldırımın kenarında ölen ben olsaydım üzerimden geçerdiniz.Yanınızdan her gün geçiyorum fark etmiyorsunuz da Thomas Wayne televizyona çıkıp o adamlar için ağladı diye mi onları fark ediyorsunuz?


Sokaklarda neler olduğunu gördünüz mü,Murray?Siz hiç stüdyonuzdan çıkıyor musunuz?Oradaki insanlar birbirlerine bağırıyorlar.Hiç uygarlık yok.Kimse ,kendini başkasının yerine koymak istemiyor.Sizce Thomas Wayne gibi insanlar,benim gibi olmanın nasıl bir şey olduğunu düşünüyorlar mı?Kendilerinden başka bir şey hakkında düşünüyorlar mı? Düşünmüyorlar


Küçük çocuklar gibi oturup bunlara dayanmaya devam edeceğimizi düşünüyorlar.!.Akıllanmayacağız!...Ayaklanmayacağız!.....


Toplumun terk edip,çöp gibi davrandığı psikolojik hasta ve yalnız birine bulaşırsan ne olur.Ne olur,sana söyleyeyim.Hak ettiğini alırsın....

-JOKER-

FOR SAMA - BELGESEL (2019)

Ölmekten korkuyorum ama beni daha çok korkutan şey seni kaybetmek.

Sama,anlamanı istiyorum.Baban ve ben neden böyle seçimler yaptık.

Neyle savaşıyorduk?

Waad Al-Khateab

***

Waad , Halep üniversitesine gitmek için ailesinin yanından ayrılırken 18 yaşında olan genç bir kız.Arap baharı Suriye ye sirayet ettiğinde ,kendi deyimi ile devrim başladığında iktisat 4.sınıfta .Elinde bir kamera ile olup biten her şeyi kameraya alıyor.Tüm bu süreçte hep sokaklarda.Daha sonra bir hastanede çekimlerini yapmaya devam ediyor.Oradaki insanlarla bir aile gibi oluyorlar.Her şeyi birlikte yaşıyorlar.Acıları,hüzünleri,sevinçleri ,korkuları.Birlikte savaşıyorlar üzerlerine düşen bombalara karşı.

Waad ,Halep de olup biteni dünyaya göstermek ,burada ki insanların seslerini duyurmak için çektiği görüntüleri sosyal mecralarda paylaşıyor..Bulunduğu hastane de doktor olan Hamza ile evleniyor.O da yabancı basın kuruluşlarına sürekli katılıyor ve yaşananları dünyaya duyurmak için elinden geleni yapıyor. Bu sırada bir de kız çocuğu sahibi oluyorlar.Adı Sama.Bundan sonra da çektiği görüntülerin merkezi kızı oluyor.

VAKT-İ DEM

" Kimim ben ? " sorusuna  "Lâl olan hanesinden çıkıp,Dem olmaya Vakit tutan blogger"  diye yanıt verenim ben:)

Bloglarda profil kısmında ki yerleri herkescikler dolduruyorken hep boş bırakan, "du bakayım ben de bir şeyler yazayım,blog ismimle de kombin kurayım"  diyenim ayrıca.

Hane-i Lâl blogumda 2 seneye yakın paylaşımlar yaparken,gecenin bir vakti ,bir tıkla blogu imha etmek, yaptığım ilk imha edişim değildi elbet .

yıllar yıllar önce :)

ADI KELEBEK

Adı Kelebek 

 göz alıcı,zarif,narin...

Renklerinde  birer tılsım var sanki ,fısıldıyor kulağa sihirli sözleri

Kanatlarında farklı farklı  dünyalar ,her kanat çırpışında aralanıyor birer birer kapılar

Ömrünün bir gün olduğunu söyleyen de var,birkaç ay olduğunu söyleyende

Bildiğim tek şey , kimi bir hafta  kimi  birkaç ay gezindi yöremde

Kiminin kanadı incinmişti ,kiminin renkleri silinmişti

Yine de her biri kendi seferindeydi

Kısacık ömürlerinin  farkında mıdır onlarda?

Ondan mı  tüm güzelliklerini sere serpe dökmeleri ortaya ?

"Anı yaşamak" diye havalı  bir yakıştırma yapmak geldi önce içimden 

öyle ya biz insanoğlu severiz böyle cafcaflı sözcükleri

 oysa alabildiğine basit ve yetersiz bir ifadeydi..

Duysaydı bu düşüncemi kelebek , muhakkak incinirdi

Havada raks edişleri belli ki bir dua,

Amin !  diyeyim o vakit , kelebeğin duasına

 Belli mi olur, böylece beni de içine alır belki ,kanat çırptığı o saklı    dünya