VAKT-İ DEM

" Kimim ben ? " sorusuna  "Lâl olan hanesinden çıkıp,Dem olmaya Vakit tutan blogger"  diye yanıt verenim ben:)

Bloglarda profil kısmında ki yerleri herkescikler dolduruyorken hep boş bırakan, "du bakayım ben de bir şeyler yazayım,blog ismimle de kombin kurayım"  diyenim ayrıca.

Hane-i Lâl blogumda 2 seneye yakın paylaşımlar yaparken,gecenin bir vakti ,bir tıkla blogu imha etmek, yaptığım ilk imha edişim değildi elbet .

yıllar yıllar önce :)

Adını bile hatırlamadığım ilk blogumu kurduğumda,hikaye paylaşıyordum:) Evet,hikaye yazmakla başladım blog işine.Her gün hikayenin bir bölümünü ekliyordum.Kabul ediyorum.The Others ve The Sixth Sense den baya bir etkilenmiştim :) Bir de hikaye yazmak pek bi revaçtaydı(bkz: etkileşim-tepkileşim) ama benim hikayem de asla hayaletlere yer yoktu.Ters köşe yapacaktım sadece ve korelilerin "muhakkak güccükken karşılaştık,yollarımız fevkalade kesişti" kaderciliği ile bağlayacaktım tüm hikayeyi.

7 gün,7 bölüm ... 2-3 bölümde bitmesi yakın ve bir tık ile imha.İlk ve son olan hikaye deneyimimi kayıt altına almamanın pişmanlığını baya kuvvetli hissettiğimi söyleyebilirim.Oysa ki ne tasvirler yapmıştım öyle,neler neler :) Bir tek,koku kitabının kapak resmi olan kızıl saçlı kadını her bölüm için,kaçıncı bölüm olduğunu bölüm ismiyle belirterek kullandığımı hatırlıyorum.Hikayemin asla bilinemeyecek olan kadın kahramanını ,hikaye sonunda bitkisel hayattan uyanma ile nihayete erdireceğim için pek bi uygun görünüyordu bu resim.Bir de google amca da o vakitler pek bi revaçtı o resim,şıp diye karşıma çıkıveriyordu

Araya zaman girdi ve yeniden bir blog ile göründüm sanalda ama bu sefer pek sessiz sedasız çekip gitmedim.Sessiz sedasız derken google amcada görünebilir olmaktan bahsediyorum elbette,yoksa öyle çok takipli bloggerlerdan olmadım . Hoş takipçi sayımda bir elin parmağını geçmedi ama yoldan gelip geçenler oluyordu:) Bol miktar bollywood filmi izlemiş olmamdan ötürü film blogu açtım ve izlediğim filmleri yazdım.Sonra ne mi oldu? Hint filmi izlemeyi bıraktım.Daha doğrusu yapılan hint filmleri cazip gelmiyordu artık.Devreye tek tık girdi yine.

Pişman mıyım ?..Çok değil aslında ama ..bir "ama"  var  işte orada:) .Onca film ve dizi sonunda hint kültürüne ait öğrendiğim birçok şeyi uzunca yazmıştım.ne nedir ?  diye.Onu köşede tutsaydım iyiydi dediğim oluyor zira öyle uzundu ve teferruatlıydı ki ,şimdi aynısını yazayım bazen diyorum...cıııkkkk...çok bi çok uzun...sabrım yok gibi hissediyorum:) Film blogları bir yerde bitmeye mahkum nihayetinde :( 

Sonra uzun soluklu (elbette ki ilk iki girişimime istinaden )  ve içeriği karışık olan bloguma sıra geldi.Burada kullanabileceğim materyallerim çoktu.Öyle de oldu fakat bunda da sürekli ve devamlı yazmalıyım,içerik paylaşmalıyım açmazına düştüm.Bu sanırım en sıkıcı olan tarafı bu işin zira keyif alınarak yapılan bir şeyde şartlanma hissi doğmaya başlıyorsa ,o iş anlamını kaybetmiş oluyor benim için.Sonra da madem yazmıyorum ne diye dursun orada blog demeye başladım,öyle ya blog çöplüğü diye tabir edilen bir şey var.Ben de ,tıpkı diğerlerine yaptığım gibi sildim bu bloguda ama tek farkla.Bu sefer kıyamadım ,içeriği kopyaladım:) Geçici sil butonuna birazcıkta güvenince fazla rahat takıldım sanırım,Sonradan gördüm ki o geçici denilen şey belli bir zaman sonra kalıcı hale dönüyor imiş:)

Şimdi Vakt-i Dem ile buradayım.İsim değişikliği dışında bir şey  yok  gibi görünse de,değişiklik şu: artık şartlandırmalar yok.Muhakkak yayın paylaşmalıyım diye içsel bir baskı da yok.İşin aslını,manasını kaybetmeden(umuyorum)  buradayım. Eski yazılarımı taşıdım ,taşırken sırasını baya bir karıştırdım:) ve aynı minvalde gitmeye kararlıyım..tek üzüldüğüm nokta ,yorumları taşıyamamak..hangi yorum hangi yayına ait karmaşık orası :(

Sonu nasıl olur,bakacağız.Hem ne denir bilirsiniz?

Sonunu düşünen,kahraman olamaz :)

Merhaba yeniden !