Ağaç ev sohbetlerinin bu haftaki konusu akkurttaha.blogspot.com tarafından belirlendi.Sohbet konusu şöyle ;
"Çocukluğunuza dair neler hatırlıyorsunuz? Nasıl bir çocuktunuz?
Efendim her ne kadar sessiz, sakin, içe kapanık, ürkek gibi genel bir çerçeve içinde olsam da günün sonunda aksi bir çok icraatın içinde olmayı da bir şekilde becerebilmiş bir çocuktum. Özlemiyor değilim hani :)
Annem, çocukları çok seven ama torunu olmayan komşu teyze sizi misafir etmek istediği zaman sizi oraya gönderince "aferin kızıma koltuğa nasıl oturttuysam tüm misafirlik boyunca oyuncak bebek gibi öylece kaldı" iltifatları aldığımı ve diğer çocuklar gibi evi talan etmediğim için maşallahlar aldığımı söyler. Tabi bu kadar güccük hallerimi bilmiyorum ama bildiğim zamanlarda da sahiden kimsenin evini karıştırıp dağıtmadım, aferin bana :)
Keşfetme merakım bildim bileli dipdiri , özellikle farklı yerler ve şehirleri. Her ne kadar bu merak duygumu tatmin edebilmiş değilsem de yeni sokaklar ve mahalleler keşfedeceğim diye birkaç kez kaybolmuş, evin yolunu nadiren bulmuş hatta polis arabasına binip eve gelmenin cakasını satarken sonrasında ise anne baba karşısında ne yapacağım şincik korkusunu da tatmayı ihmal etmemişim. Çok kayboldum yahu, yazık benim çocukluğuma :(
Yapacağım dediğim şeyin peşine düşmüş illa ki oldurabilmiş bir çocuktum. Çekingen de olsam kendimi bir şekilde er meydanına atmaktan geri durmazdım. Tüm sınıfların katıldığı ortak okul müsameresinde(şiir) koroda iken inatla( biraz da şansla) solo tek kız olmak, okul gezisinde yer almayacak olsam da sabahın erken saatinde gurubun içine katılıp öğretmenim ben de varım işte demek, tüm sınıf ses etmez iken inatla parmak kaldırıp hocaya zorla beni sözlü sınava al baskısı kurmak , tek soru restine pilavdan dönenin kaşığı kırılsın edasıyla rest çekmek , tek bir kavga dahi etmemiş olmama rağmen hakkımda ileri geri konuşan kişiyi okulda arayıp tarayıp hesap sormaya çalışmak gibi envai çeşit işler. Büyürken hayat en çok bu yönümü törpüledi ya, işte en çok ona üzülüyorum :(
Herkesin içinde dans etmeye utanan ama evde son ses müzik ile dans etmediği günü olmayan, bağıra çağıra şarkı söyleyen, herkesin içinde şarkı söylemeye utandığı için okul korosunun daimi üyesi olmuş olan bir çocuktum bi de. Köyde, dağ başı nasılsa deyip kendimi salıverdim ama bütün köye ifşa etmişim kendimi. Dağların çok güzel eko yaptığını insanların geri dönüşleri ile öğreniverdim :)
Tavşan gibi uyumak denilen her ne ise ve nasıl bir şey ise , işte o benim en bilinen özellliğim idi.Hatta resmim bile çekilmiş benden izinsiz :) tekli koltukta ellerimi başımın altına almış, koltuğun kenarına başımı yaslamış, ayaklarımı karnıma kadar çekip cenin pozisyonu almış bir fotoğrafım var :) Geniş ve rahat yatmak yerine , o tekli koltuğa yamulup yatmak gibi bir huy edinmişim, ki hatırlıyorum bu huyumu :) ve bir de ..ki kesinlikle tavsiye etmiyorum, yere otururken bacakları yana açıp oturmak, W oturuşu. Bağımlılık gibi bir şey ve kolay vazgeçilebilen bir davranış değil ne yazık ki. Çektiğim bel ağrılarını bu oturuşa bağlıyorum :(
Doktorculuk en çok oynadığım ve meşhur olduğum oyundu , bittabii ki doktor bendim, meşhurluk oradan. Kuzenlerimin parmaklarındaki yaraların üstüne çamaşır mandalı takıyor, yetinmiyor üstüne bir de elimle sıkıyor, sonra mandalı çıkarıp krem sürüyor ve sonra kontrole gel deyip gönderiyordum. Hayır ben tuhafmışım o kesin :) benim kuzenler niye elim acıyor diye kaçmadılar yahu :)
Şimdik ben de hatıra çok, yaz yaz bitmez, bundan sebep burada bırakayım ben
aboneyim abone :)
aboneyim aboneeee 90 lar :) hepsi şekerdi ama polis arabası ile eve gelmek en ilginciydi :) şimdi hesap soramıyom diyosun :)
YanıtlaSilKayıp başvurusu yapılmış, polis amcalarda dönüş yapmış :) yok tam öyle demiyorum da hesap sorma faslına kadar görmezden gelme, tahammül sınırını alabildiğine zorlama, başını sonunu düşünme gibi çetrefilli birçok şey ile uğraşınca ortalık fazlaca karışıyor biraz. Çok karıştırmamak lazım oysa ki, ban ban deyivermek lazım. Senden çok gidiyor yoksa :(
Sildoktorculuk muu hehe. parmağınızla cıss yaptığınızı da düşünüyorum ^^ çocukluğumuzdaki oyunlar hep aklımızda kalanlardan..
YanıtlaSilparmak insaflı olan ben batıracak bir şeyler ( anahtar, boş şırınga vs.) buluyordum muhakkak :)
SilSessiz, utangaç ama kendi içinde fırtınalar koparan bir çocuk. Kendime benzettim :) Küçükken misafirlikte oyuncak bebek gibi kalmanız tebessüm ettirdi:) Anılarınızı ne güzel yazmışsınız, sondaki doktorculuk oynamayı biz de yapardık. Ama mandal hiç aklımıza gelmemişti, sizinki daha mantıklıymış :)) elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilYabancı ortamı dehşetle karşılamış olmalıyım yoksa hareketsiz aynı yerde nasıl kalınır :) Mandallar hem renkli hem de en kolay oyuncak, bundan olsa gerek. Kıyafetlerimize taktığımız mandalları bir de bu şekilde deneyeyim dedim muhtemelen :) Doktorculuk hala popüler, yeğenlerim doktor oluyor halaları olarak ben de hasta ama level atlamış bu oyun şimdilerde. Dizüstü bilgisayardan röntgen çekmeye kadar ilerletmişler işi :) teşekkür ederim.
Silİnsanın ilk anda aklına bir şey gelmiyor, biraz düşününce neler neler dökülüyor hafızasının derinliklerinden. Ben de sıradan bir çocukluk geçirdim, ne yazabilirim ki diye başladım, ondan sonra nasıl sona erdireceğimi bilemedim. İçten bir yazı, teşekkürler:)
YanıtlaSilÖyle sahiden :) teşekkür ederim
SilNostaljik şarkıyla sonlandırmanız süper olmuş :) Çekingen olmanıza rağmen aksi şekilde davranışlarınızı kendime benzettim :)
YanıtlaSilO tuhaf oyunlar hepimizde vardır sanıyorum. Ve evet w oturuş özellikle gelişim döneminde çok sakıncalı, ağrılarınız o yüzden olabilir.
Teşekkür ederim :) Genetik olabilir mi diye düşünmüyor değilim w oturuşun, yeğenlerimde de var ve sürekli ikaz halindeyiz. Bize şaşkınlıkla bakıyorlar bu oturuş sebebiyle :)
SilKaybolma hikayelerini sevdim, polis arabasıyla hava atarak gelmek çok tatlıymış :) ziyaret için ayrıca teşekkür ederim..
YanıtlaSilKapının önünde yandı , bitti , kül oldu ama o hava :) şanslı bir çocuk olduğum kesin. Onca kayboluş sonunda evime dönebilmişim hep. Ben teşekkür ederim :)
SilSanırım belli bir yaşa kadar olan anılar, hep büyüklerin anlatması ile biliniyor ama aslında hiç hatırlanmıyor:) Keşke 7-8 yaş öncesine ait daha çok fotoğrafım olsaymış diye düşünürüm hep.. O yüzden de oğlumun bol bol fotoğraf ve videosunu çekiyorum :)
YanıtlaSilKardeşim(bir yaş küçüğüm) benden daha çok maharetli bu konuda. Gizemli kalan yaşları benden çok daha fazla hatırlıyor şöyle oldu, böyle oldu diye söylüyor sürekli ama ben de ufacık bir anı kırıntısı yok. Fotoğraf ve video çok iyi bu konuda , zaman ve şartlarda her türlü alternatifi sunuyor üstelik.
SilEvet çocukken daha rahat hesap soruluyor sanki. Büyüyünce araya giren kurallar, yasalar, elalam örgütü...bir biçimde siniyoruz azıcık. Ne kadar farklı düşünsek, kendi içimizde hareketlerimizde özgür olmaya çalışsak da kısıtlanıyoruz.
YanıtlaSilöyle gibi :( yetişirken öğretilenler , ne denli itiraz etsek de karakterimize bir şekilde yapışıp kalıyor.
SilAilelerimiz anılarımızdaki eksik parçaları dolduruyorlar:) iyi ki yapıyorlar.
YanıtlaSil