RENKLİ ÇEKMECELİ ŞİFONYER - KİTAP

 

Kitabın arka kapağından

Olivia'ya , çocukluğu boyunca içindekiler hakkında türlü türlü hayaller kurduğu, anneannesinin kimseyi yanına yaklaştırmadığı esrarengiz şifonyer miras kalır. Artık o çekmecelerde gizlenen ve farklı nesillerden üç mücadeleci kadının kaderini mühürleyen sırrı keşfetme vakti gelmiştir. Olivia, anneannesinin hiç bilmediği hayatıyla tanışırken kendi hayatını yeniden şekillendirecek anahtarlara da sahip olacaktır.

Aile trajedisi ve tarihi acıların iç içe geçtiği Renkli Çekmeceli Şifonyer bize, bir yanıyla alev alev yakan diğer yanıyla sarıp sarmalayan eşsiz bir hikaye sunuyor.Göç, kayıplar, diktatörlük,mücadele,evlilik ve yılmazlıkla ilgili gerçek bir hikaye...

 Kitap hakkında

158 sayfadan oluşan kitabı ,arka kapak yazısı ve sevimli duran kapak tasarımı vesilesiyle okumaya aldım. Aldıktan sonra kitabın yazarının İspanyol asıllı Fransız şarkıcının ilk kitabı olduğunu öğrendim. 

Kitap dili sade. Okurken yormuyor. Arka kapak kısmında yazılı olduğu gibi miras kalan bir şifonyerin kurcalanmasıyla başlıyor hikaye. Çekmecelerden çıkan eşyalar var ve onların hikayesi  ama sırf onlara ait hikayeler üzerinden gitmiyor anlattıkları. 

 İspanya iç savaşından kaçırılmış küçük çocuklardan biri Olivia'nın anneannesi. Buradan yola çıkarak göçmen geldiklerinde hissettikleri, yaşadıkları, genç kızlığa adım atışı, ilk aşkı, çocukları, hata ve yanlışları, kadınlığı, anneliği, gizli sırları , evlilik hayatı, savaş sonrası İspanya'ya dair hisleri şeklinde ilerleyen bir öykü. İşin aslı , derinliği olan hikayeler silsilesi değil. Her insan gibi acı tatlı anlara sahip. İç savaş ve göçmenlik kısmı da oldukça yüzeysel. Bu mevzular hususunda daha derinlikli bir şeyler bulmayı ümit ediyordum .Kitap, bir kadının yazdığı bir günlüğü bulmuş ve onu okumuş hissi veriyor.  Kadınlığı ile ilgili bazı mahrem paylaşımlar da var. Sınırlı ama var. Burada da tutarsız zira torununa önce dedesiyle alakalı anlatamam deyip sınır çiziyor  , sevgilileri ile başka bir fasılda  o sınır yok oluyor. Son sayfada hikayede bahsedilen mekanın gerçek bir siyah beyaz baskılı resmi de var.

 Okuyun diye tavsiye eder miyim ? Sanmıyorum. Ama, tercihler ve beğeniler farklı neticede.

 bir alıntı

Ailedeki her doğumda, bebek gelir gelmez , genç babaya bu keseden toprağa özenle dikmesi için bir tohum verilir. Senin dutun beşinci olan. Babanın eli ongunmuş. Ağacın çok güzel, değil mi? Bu sadece bize ait bir gelenek. Genç filizi büyütmeye ve en hassas zamanında desteklemeye gayret ederiz ki ona hayat veren çocuk da onun gibi sağlıklı olsun. Bunu başlatan dedemdi, çünkü tüm varlığımız bu tohumlardan ibaretti. Bahçeye her baktığımda bunun dahice bir fikir olduğunu düşünüyorum.