YEDİ TEPELİ ŞEHİRDE BİR GÜN #2

 

Aynalıkavak Kasrı'na Haliç vapur hattı ile mi gitsem acaba diye çokça kafamda kurup sonunda Eminönü aktarmalı Hasköy' e varmayı tercih ettim. Her kıyıdaki durağa uğruyor ,karadan daha çabuk ulaşım sağlarım diye nedense garip bir fikre kapıldım ve sonuç olarak  bolca trafikte kaldım. Üstelik dönüş yolunda Eminönü'ne varayım diye yarım saati aşkın otobüs beklemek zorunda kaldım. Bildiğim yerler değil, yanlış hat üzerinde mi bekliyorum diye çokça da gidip geldim  zira bırakın beklediğim otobüsü hiçbir  otobüs gelmiyor beklediğim süre boyunca, gelmeyen otobüs gibi yolcu da gelmiyor durağa derken  ufukta görünüverdi sonunda beklenen :)

Aynalıkavak Kasrı (Aynalıkavak Mûsikî Müzesi) , Osmanlı'nın İstanbul'daki 4.büyük sarayı olan Aynalıkavak Sahil Sarayı'ndan (Tersane Sarayı) geriye kalan küçük bir yapı.  Müze kart ile müze ve bahçe girişi ücretsiz. Müzeyi ziyaret edilip edilmeyeceği soruluyor çünkü yarım saat aralıklarla görevli birinin eşliğinde müze gezdiriliyor.  İki katlı bir gezme alanı mevcut, giriş kat dönemin eşyaları ile düzenlenmişken alt kat bestekârlardan yadigâr kalan müzik aletlerinin sergilendiği bir yer haline getirilmiş. Bilgilendirme panolarında isimler ve resimler var.

Kasrın en gösterişli kısmı giriş kısmı. Tavan ve duvar süslemeleri özellikle ama en şahane kısmını fotoğraflayamadım. Fotoğraf çekmek yasak,bundan yanaşmadım, sonra baktım ziyaretçiler çekiyor ben de arada kaynadım. Yoğun bir ziyaretçi yok, kıyıda köşede kalıyor biraz çünkü. Bir de hafta içi gittim ve 15 kişiyi geçmiyordu bahçede karşılaştıklarım :) Bir kısmı da  bahçe işleri ile uğraşan görevlilerdi. Belki de hep böyledir bilmiyorum. Bu arada hoş bir bahçesi var .İçinde ihtiyaçlara yönelik küçük işletmeler de var. Küçük bir lokanta da vardı (kahvaltı sanırım) ama boştu, ya faaliyet yok ya da saat münasebetiyle belli bir vakte kadar hizmet veriyor. Bir kahve molası verip ayrıldım ben . Kalabalık gelin daha uzun vakit geçirin siz :)