8/26/2025

BU GÜNLERDE


 

Ağustos ayının bitmesine sayılı günler kaldı. Serin rüzgarlar var ama hala sıcak, hatta yer yer çok sıcak. Böyle olsa da gece , açık pencerenin altında uyuyamıyorum üşümekten :) bir iki girişim sonrası pikemi kafama çeker bulunca vazgeçtim. Mevsimler değil de insanoğlu(ki ben oluyorum bu) garip.


Uzuuuun uzun süredir boyun düzleşmesi ile başım dertteydi. Acıyla yaşamak normalleştiriyor bir süre sonra normal olmayan durumu. Sürekli bir ağrı ile yaşamanın neresi normal olabilir?

İşte o normal dediğim ağrının katmerlisi gelince yeniden doktora görünmüş, bir orta bir büyük olmak üzere iki de fıtığı madalya niyetine taktığımı öğrenmiştim. İki aydır beklediğim fizik tedavi sırası nihayet geldi ve iki hafta boyunca hastane yollarını arşınlamak düştü payıma. Evde uygulamam gereken egzersizlerde ödev verildi. kesin bir çözüm olmamakla birlikte 8-9 ay kadar bir rahatlama süreci hediye edecekmiş bana bu tedavi. 20-25 dakikalık bir işlem değil ama gidip gelirken yolda harcadığım efor yoruyor beni. Bir de otobüsler klima açmaktan vazgeçmiş gibi görünüyor. Kapılar açılınca içeriye  dolan saniyelik havanın ferahlığı nefes aldırıyor bu sıcakta. Minik homurdanmalar dolaşıyor bir de o saniyelik hava akışının içinde. Sonra yolculuğa aynen devam. Bu da benim normal olmayan ama artık normal kabul edip yaşamaya başladığım ağrılarım gibi.


Sahi, öyle böyle derken hayatımızda ne kadar çok normal olmayanı normal gibi kabul edip yaşamaya devam ediyoruz ? Çocukken , en saf ve işlenmemiş halimizde itirazlarımız vardı hep. Ne ara yitirdik bu özelliğimizi? Niye itiraz edince ayrık otu  olduk?  Öyle olmamak için normal algımızı alabildiğine geliştirir olduk. 


Şu aralar Modern Kadın diye bir dizi oldukça popüler. Kısa kısa komik videolarına denk gelince izlemeye aldım. Yarım saati bulmayan ve 10 bölümden oluşan bir dizi. 35 yaşında, bekâr, işi olan , ailesinden uzak başka bir şehirde yalnız yaşayan bir kadının hikayesi. Bir kadından ziyade kadınların hikayesi. Toplumun, ailenin, iş hayatının , erkeklerin kadını ne denli hırpaladığının yanı sıra kadın olmanın kendine has zorluklarının anlatıldığı bir dizi. Komedi diye çokça lanse ediliyor ama daha ziyade trajikomik bir hikaye. Küfür zaten yakışmıyor insana ama hemcinslerime hiç mi hiç yakışmıyor. Çok yok ama yer yer var repliklerin içinde. Bir de ilk bölümlerde abartı işinin kaçtığı sahneler var, neyseki sonraki bölümlerde toparlanıp yoluna giriyor anlatım.


Bu da dizi vesilesiyle tanıdığım ve hikayesine yakıştırdığım müzik oluyor. Nova Norda - Varım ( tık,tık )


The Tomorrow War (2021) de uzun süre sonra oturup başından sonuna izlediğim film oluyor. Genelde başlayıp yarım saati dolmadan bırakıyordum filmleri :) Çok ahım şahım bir şey değil ama aksiyonlu bir bilimkurgu film. Gelecekten birileri geliyor ve "bizler sizin çocuklarınız, savaşıyoruz ve kaybediyoruz. Yardımınıza ihtiyacımız var" , diyerek geleceğe asker topluyorlar. Gönüllü değil zorunlu bir askerlik, itirazlar işe yaramıyor ve hikayenin baş kahramanı kendi zamanında bıraktığı küçük kız çocuğunu gelecekte yetişkin bir kadın olarak buluyor. İzlettiriyor kendisini.



Bu da son zamanlarda severek dinlediğim bir eser, keyifli dinlemeler olsun.

Yansımalar- akl-u hikmet




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder