Uzaklara Savrulalım - Perdenin Ardındakiler & Mark Eliyahu
Bildiğim ama fi tarihinden beri görmediğim, bir vesile ile bu sene ilk kez yan yana geldiğim, falancının kızı diye tanınır olmamdan başka yolda görse beni tanımayacak ( hoş, evde de tanımadı , başka biri sandı uzun vakit ) , herhangi bir yabancı gibi yanımdan geçip gidecek uzak bir akrabamın, 17'li yaşlarımda lise öğrencisi iken( fi tarihi latife değil bu arada) yaptığım bir tercih üzerinden benimle ilgili bir kanaati ve bana giydirdiği kabuk ile yüz yüze gelince yaşadığım şaşkınlık ve ürperme yeni senenin bana getirdiği en tuhaf şey oldu. Nerelerde, kimler kimlerle sohbet ederken ben nasıl oldum da sohbetlerinin bir parçası oldum diye tilkiler cirit atıyor zihnimde.
Beni, ben olmadığım ve ne yalan söyleyeyim hak ettiğimi de düşünmediğim bir kıymete atfedir oluşları rahatsız ediyor. Ekmeğini ye bu işin diyemiyorum çünkü. Aklı karmakarışık olan o yaşlarda saydığım farklı sebeplerden her biri için benim katkım olduğunu yadsımıyorum elbet ama bir tanesinin öne çıkarılmış olmasından ve üzerime dikilen elbiseden ne denli sorumluyum? Zurnanın zırt dediği yer bu yer işte.
Kendini bulan , yapıp ettiklerinin sorumluluğu alan şimdiki ben bile insanların kabuğuma bakıp biçtikleri değerin ya da yükledikleri anlamların yükünü hissediyor ve bundan vazgeçin diye sitem ediyor iken o kafası karışık kızın omuzlarına bindirilmiş yükünü nasıl göğüsleyeyim şimdi ?
Acaba o kişi, tekamülünü tamamlamamış olabilir mi? diye bir soru geçti içimden. "Fi" tarihindeki olaylara/sözlere/fikirlere takılı kalan kişilerden bence kaçınmalı ve kaçmalı. Çünkü ne yapsan o kafayı açamazsın. :/
YanıtlaSilYeniden bir karşılaşma için muhtemelen ve ömrüm yeterse bı fi tarihi kadar zaman vardır, o da bı ihtimal. Sabit kalmak kişiye olduğu kadar etrafa da yük, sahiden yük. Fırsat bulup neyse o diye düzeltme yapma imkanı bulmam , ki hiçbir gereklilik yoktu, bir nebze akıl ferahlığı verdi bana ama o kadar alakasız birinden , ben olmayan bir ben işitmek ve alakalı -alakasiz var mıdır birileri daha acaba demek , istemesem bile, can sıkıyor.
SilKonuyu tam anlayamadım. Anladığım kadarıyla şöyle bir yorum yapayım.
YanıtlaSil:)
İnsanlar uzun süre görmedikleri insanların hala o eski halleriyle kaldıklarını zan ediyorlar. Halbu ki derenin altından çok sular akıyor.
Bir başka yorum da gıybet durumu. Bu sebepten çok günahlara giriyoruz.
Artık insanların her söylediğine itibar etmiyorum. Eskiden birisi bir şey söylediğinde safça inanıyordum. Yalan, iftira gibi kötü bir niyeti olmasa bile, gördüğü, duyduğu şeyi yanlış anlamış olabilir diye düşünüyorum.
Renk vermeyeyim diye renksiz kalmış olabilirim elbette :)
Silzanna kapilacak hiçbir doneye sahip değilken birileri, söylenilen sebepler silsilesinden bir tanesini seçilip, muhtemeldir ki başka birilerinin eklemeler çıkarmalar yaparak , evirip çevirerek ve ağızdan ağıza taşıyarak, konuya özne olanın kahramanlaşma ya da düsmanlaşma hikayesi mesele. Her ikisi de değilim yahu.. ama ağırlık veriyor bu hal ve ben ne kadar sorumluyum diye dertsiz başıma dert yükleniyorum :)
Gıybet için Allah sonumuzu hayretsin, toplum olarak en büyük hastalığımız, nasıl baş edeceğiz bilemiyorum. Saçma sapan şeyleri yok öyle bir şey diye diye az tüy bitiremedim dilimde. Önemsememek en iyisi, kimseyi değiştiremiyorum en iyi ben degiseyim ve takmayayim diye kendime öğüt veriyorum.
Laf her yere dağılınca, insan takmayayım diyemiyor. Yanımda birilerinden bahsedilince, direk o kişiyi savunur buluyorum kendimi. Yapacak başka bir şey bulamıyorum.
SilKonuşanı susturmak için güzel yöntem aslında:) ama daha da koyulaşma ve karşı atağa geçme gibi bir tehlikesi de var. Hallederiz inşallah bı şekilde.
SilToplum düzelmedikçe bir arada yaşamak sıkıntı bence. Kendi içime dönmeyi tercih ederim. İnsanlar ya boş yere över ya da yerer. İkisini de umursamıyorum artık, mümkünse kimse muhatap olmasın benle. :) İnsanlar yüzünden misafir sevmez oldum, bir de bazı kişileri görünce (Allah başımızdan misafir eksik etmesin, diyen) hayret ediyorum. Mesele sevap kazanmaksa yardıma muhtaç çok insan var, yok mesela sevmekse zaten sevemediğim insanı çevremde istemem.
YanıtlaSilMisafir berekettir amenna ama o da kalmadı ya, kalmadığı için olsa gerek misafir adı altında yapılan toplantılar tatsız ve garip oluyor. Bir yerlerde hala en güzel haliyle yaşanıyordur inşallah.
SilMisafir de misafirlik adabını öğrenmedikçe sanırım hep tatsız olacak toplantılar.
SilGeçenlerde misafirlik adabıyla ilgili bir ders dinledim. Ya Hu! bunları kimse yapmıyor ki demekten kendimi alamadım.
O sohbetler ve toplantılar yandık biz dedirtiyor hep ama mekân terk edilince yine eski tas eski hamam..ibret nazarıyla bakmıyoruz hiçbir şeye maalesef:( aklıma bal hadisesi gelir hep..bal yediği için, bal yeme nasihatini veremeyen Ebu Hanife, sözlerimizin tesir etmeyişi davranışlarımız ile desteklenmedigi için.
Sil