Serin serin rüzgarların estiği ama yine de yapış yapış eden bir hava hakim şu birkaç gündür. Nemden kurtuluş yok, şehrin kaderi bu . Bundan sebep o serinlik büyük nimet bunaltan sıcaklar sonrası. Bol miktar baş ağrısı yapıyor bir tek, ona da biraz çay biraz ağrı kesici, bitti gitti :) Karşıya , vapurla planlar yapıyordum aslen ama deniz ve rüzgar uyarılı bol bol mesajlar gelince telefonuma ayağı yere bas deyip kendi yakamda sıraladığım yerler listesini gündeme aldım ve rotayı Yıldız Sarayı'na kırdım.
Her zamanki gibi önceliği camiiye verdim, Yıldız Hamidiye Camii. Hem cuma namazına hazırlık safhası olacağı hem de daha sakin olabileceği için. Tek tük ziyaretçi ve huzurla yatan şu yukarıdaki resimde olan kedicik vardı. Hiç kendini de bozmadı, belli ki halinden gayet memnun. Kadınlar kısmı(üst kısım) en ilginç kısmıydı zira bu şekilde bir düzeni ilk kez görüyorum. Ortada açık bir alan , sağ ve solda iki küçük odacık. Emin olmamakla birlikte Hünkar mahfiline açılan kapılar gibi. Camii içinde yer alan kafeslerin ardında kitaplıklar görünüyor ama giriş camii içinden değil ve yetkili kişilerin kullanımında olduğu için kilitli. Bir de bu el işçiliği zarif ve güzel kafeslerin hünkar (II)Abdülhamid tarafından yapıldığı söylenmekte. Uzun uzun seyrettiriyor camii kendisini.







Müze kart artı 150 tl ile ziyaret mümkün. Hoş, müze kart ile sanırım bir tek bahçe ziyaret ediliyor. Açıkçası bu ek ücret faslında müze kart ne işe yarıyor anlamış değilim, en çok görülmek istenen yerlerde ek ücret istiyorlar. Bi dahaki sefere kartsız ne kadar diye soracağım:)
Hava serin ve saray boş denecek kadar az bir ziyaretçiye sahip, ne büyük şans. İlk ziyarete açıldığında ücretsizdi bir süre, millet akın etmisti . Ziyaret etmeyen kalmadı da ondan mı bu denli tenha diye geçirmedim değil aklımdan yine de rahat bir gezi için ideal. Fotoğraf çekmek yine yasak ama fırsat çokça yakalanabilirdi, ben "yasak !" kısmında takılıp kaldım. Bu yüzden dış mekandan birkaç kare hatıra aldım.
Bazı kısımlar hala açılmamış. Büyük Mabeyn misal giriş kısmı ziyaret ediliyor, üst katlara giriş yok. Giriş kısmı oldukça ihtişamlı, dışarı çıkınca altın sarısı görmeye devam ediyorsunuz bir süre daha :) Kıyaslama yapacak olursam Dolmabahçe'nin şaşalı ihtişamı Yıldız'da yok ama Yıldız'ın kendine has bir zarafeti var. Mekanın ışıklandırması, aydınlığı ve ferahlığı çok iyi. Darısı Dolmabahçe'ye.
Saray eşyaları, taşınmazları göz kamaştırıyor. Sade ve hoş olanlar da bi hayli var. Dolmabahçe'de sobalar favorimdi :) burada yazı masaları ve dolaplar oldu. Haritalı halı en ilginç obje oldu benim için.
Resim sergisinde de birçok fotoğraf izlemek mümkün. Aile üyeleri, İstanbul'un eski hali, kutsal toprakların para kasası haline gelmeden önceki hali, demiryolu yapımı sahfaları ve daha birçok tarihi vaka not düşülmüş fotoğraflarla.
Haremde küçük bir kahve odası var ve duvarında kahve ile alakalı, ailenin kaleme alınmış küçük bir hatırası yazılı. Hoş bir ayrıntıydı.
Hünkar'ın kütüphanesi bahsedilen tüm övgüleri hak ediyor. Kapalı dolaplar içindeki o kitaplar çürümüyorlar inşallah diye diye dolandım. İki adımda bir tavanı seyre daldım. Sergiye alınmış birbirinden kıymetli kitapları orta alanda incelemek mümkün. Her biri muhteşem ama Matrukçu Nasuh'un kitabının üzerinden alamadım gözlerimi uzun süre. Aklımda yanlış kalmadıysa seferi ırakeyn'di. Minik minik onlarca ayrıntıyı, resmeylemiş , hayran olmamak elde değil.
Sarayın şüphesiz en hoş yerlerinden biri Has bahçe. Suyun kenarında, ağaçların gölgesinde, kuş sesleri eşliğinde mükemmel bir huzur alanı. Benim dinlenme alanı burası oldu. Girişteki meydan da hoş elbet ama güneş altı, çok durulacak gibi değil.
Güzel bir geziyi rüzgârın üzerimde bıraktığı birkaç hatıra ile tamamladım. Biraz vitamin alayım:)
Keyifli hafta sonları olsun !
Bu yazınızı zevkle okudum, bilgilendirdiğiniz için teşekkürler.
YanıtlaSilRica ederim, yorumunuz için teşekkür ederim.
SilMerhabalar.
YanıtlaSilYıldız Hamidiye Cami ve Yıldız Sarayı ile ilgili paylaşımınızı büyük bir keyif alarak zevkle okudum. Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim. Fotoğraflar o kadar güzel, net ve berrak çekilmişler ki benim aklıma hemen çok kaliteli bir fotoğraf makinesi ile çekilmiş gibi geliyor. Elinize, emeğinize sağlık.
Müze ziyaretleri için neden yüksek miktarda ücret uygularlar ki çok düşük bir ücret uygula herkes o ücreti rahatça verebilsin ve herkes gezsin ve görsün. Bizler zaten müze ziyaretleri için ücret ödemeye alışkın bir millet değiliz. Müzeler için işin içine yüksek miktarda ücret uygulayınca insanların çoğu tırsıyor ve uzaktan bakmakla yetiniyor. Ne zaman kültür ve görgü olarak milletimizin tamamı müze ziyaretleri için o yüksek miktardaki ücreti gözü görmez, o zaman dilediğin ücreti uygula.
Selam ve saygılarımla birlikte sağlıcakla ve esen kalın.
Merhabalar
SilÖncelikle yorumunuz için teşekkür ederim.
Vatandaşına ücretsiz ziyaret imkanı vermesi yerinde olurdu. Dediğiniz gibi hem o kültüre henüz tam manasıyla ulaşamadığımız hem de oraya harcayacağımız paranın göze gelecek olması gibi dertlerimiz var. Buna şehir yaşantısının yüklediği ek ücretleri de eklersek , aile ile yapılacak gezinin maaliyeti kabarık olabiliyor. Babam ısrarla bize ait olan şey için niye para vereyim diyor misal, o da bu yönden olaya bakıp gideceği varsa da gitmiyor. İyileştirme yapılması şüphesiz en güzeli olacaktır.
Selam ve saygılar benden de. Keyifli pazarlar diliyorum.
Fotoğraflar çok güzel. Ücret fazlaymış, ben ücretsiz yerleri bile pek ziyaret eden biri değilim zaten. Camilere de namaz kılmaya gidersem giderim, pek turist gibi gezme huyum yok. Alışkanlık edinemedim bir türlü, ancak biri alıp götürürse. :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim . Camiler namaz saatlerinde ya da yakın vakitlerde yoğun oluyor, erkeklerin saf tuttuğu kısımda her zaman rahat ziyaret edilemiyor, ibadet eden kişinin yanında gezinmek pek hoşuma gitmiyor, Bu yüzden bunca zaman sen gibi yaptım ama yapmamak lazım. Büyük bir miras var elimizin altında, niye mahrum kalalım ? Bundan sebep tenha vakitler daha uygun ve keyifli aslında :)
SilMüze karta gezdigim yerler not düşüyor ama bu ek ücret verdiğim müzeler not düşmüyor, buradan da hareketle ne işe yaradı o halde kart diye düşüverdi aklıma.
Birileri olsun da gideyim diye diye istediğim hiçbir yere gidemedim bu yüzden birilerini almaktan vazgeçip kendi bacağımı kendim astım:)
Çok da ihtiyaç hissetmediğim için gitmiyorum. Ben doğayı, yeşilliği, açık havayı daha severim. :)
Silyıldızın ağaçlarını seviyorum en çok :)
YanıtlaSilSevilmeyecek gibi değiller:)
SilEn son yakın zamanda trenle İstanbul' a gitsem de Yılldız Sarayı'na gidecek vaktim kalmamıştı o nedenle bu yazıya iyi denk geldim:) Ne kadar güzel her yer tarih kokuyor...
YanıtlaSilÖyle :) keyifle gezeceğiniz fırsatlarınız olur umarım.
SilÇok uzun zaman oldu Yıldız sarayına gitmeyeli ama tekrar gitmiş gibi oldum resimler harika paylasim için teşekkürler 🥰
YanıtlaSilTeşekkür ederim ☺️
SilBu gezi yazılarınız hiç bitmesin lütfen. Bir türlü imkan bulamayanlar için görselle desteklenmesi de çok iyi olmuş. Ellerinize sağlık. :))
YanıtlaSilTeşekkür ederim:) ben de umuyorum bir süre daha yapabilmeyi, bakalım.
SilÇok uzun yıllar oldu Yıldız Sarayını ziyaret edeli.. nerden baksam 30 belki de biraz daha fazla. 12 senedir İzmir' de yaşadığımı düşününce bu hesaplama doğru geliyor bana. Yalnız müze kart işleyişi biraz garipleşmiş. Eskiden o kart mucize gibiydi, her yere girebiliyorduk. Müzeler gününde her yer ücretsiz oluyor, ancak Sultanahmet civarındaki müzeleri ziyaret ediyordum bu vesileyle. :)
YanıtlaSilFotoğraflar çok hoştu, eline sağlık, oralarda dolanmış gibi oldum. <3
Teşekkür ederim ☺️ Bazı istisnai yerler yapmışlar ek ücret vermeden ziyaretin kadük kaldığı ,amacı ne bilemiyorum. Müzeler günü hoş ayrıntı ama her defasında vakit geçince duruma aydığım için deneyimleme fırsatı hiç bulamadım.
Sil