BÜYÜKANNE

 ..."Ama daay sana dikişi bırakma zamanının geldiğini söylemedim mi?"

Büyükannem neşeyle cevabı yapıştırdı. 

"Ben neden bırakacak mışım? Asıl gözlerim bırakmalı bu tembelliği, bırakacaklar da yeterki küçüğümün suyuyla onları bir kez yıkayayım. "

 

Bana iki kez söylenmesine gerek yoktu zaten pantolonum dizlerime kadar düşmüş halde önünde duruyordum.

 

"Yapayayım mı eney ? "

"Yapabilir misin? "

"Ahh, evet."

Büyükannem ellerini birleştirip çanak gibi yaptı ve ileri uzattı.Ben de oraya işedim.

"Hepsi bu mu? "

"Şimdilik "

"Yarı yolda durma, sana bunun iyi olmadığını söylemiştim ama daha fazlasına ihtiyacım yok, bir avuç fazla bile. 

"Hayır eney, yere işemek ne büyük bir israf, onun yerine sende kalsın daha iyi. Gözlerini dikkatlice yıkamalısın. "

Büyükannem avucunu ikinci kez uzatması gerektiğine beni ikna etti. Sonra bana " bu kadar yeter, gerisini sal gitsin "dedi. Zaten bir damlacık bile çişim kalmamıştı. Eğlenceliydi ve büyükannem için yararlı bir şey yaptığımı bilmek güzeldi.

Bir gün büyükannemin dişleri de yaşlandı ve artık daha da yaşlanamayacakları anda dökülmeye başladılar. En sonuncuları bizzat kendisi çekti ve onları epey sert çekmesi gerekti.  "Bu daha iyi, böylesi daha rahat" dedi.Büyükannemim dişleri bizimkinden farklıydı. Üstleri sararmış ve aşınmıştı ama kökleri çok uzun ve sağlamdı . Sanki taştan yapılmışlardı. Arzılan onları yemezdi. Onları ne kadar koç kuyruğu yağına sardıysamda Arzılan dilindeki yağ parçasını düzleştirip tadına bakarken dişleri hep yere düşürüyordu. Daha önce kendisine atılan yağa sarılmış dişleri hiç reddetmemişti. Abim de ablam da dişlerini tek tek kaybettiler . Hepsi ince bir yağ dilimine sarılıp Arzılan'a atıldı her defasında aynı dilek terennüm edilerek .

"Eski dişi al karşılığında yeni bir diş ver."

 Gerçekten de abim de ablam da bütün dişlerini geri aldı. Arzılan'dan en azından büyükannemin son dişlerini almasını ve yerlerine yenilerini koymasını umutsuzca istedim. Ne var ki bunu yapmaya istekli değildi. Bu yüzden büyükannem hiçbir zaman yeni diş edinemedi.

...

Sonunda bir gün büyükannem eve gitme vaktinin geldiğini söyledi. "Ama sen evdesin zaten büyükanne" diye bağırdım şaşkın şaşkın . Gülümseyip dediğimi biraz düşündü  sonra şöyle dedi:

"Gitmem gerekiyo, günü gelince herkes gitmeli.Başka yolu yok bunun."

Ve bir an durakladıktan sonra ekledi ; "ama geri döneceğim."

" Ne zaman?"

" Sen , babanın şimdiki yaşına geldiğinde "

 "Ama bu çok uzun sürer, gitmene izin vermiycem büyükanne . "

 "Herşeyin bir zamanı var, iki ayağımı bir pabuca sokma , yoksa yolumu şaşırır senin yerine başka birine dönerim . "

 "Ama bana geri dönmelisin büyükanne, bana. Kendi yurdumda yaşayacağım ve sürüm serpilip büyüyecek ."

" Elbette sana geri döneceğim küçük sincabım. "

 "Daha fazla yaşlanmamaya çalış büyükanne yoksa kim bilir, yolunu kaybedebilirsin belki ve gözlerini çişle daha sık yıkamayı unutma. Umarım orda sana çişini verecek benim gibi bir oğlan bulursun ama şayet o çocukla temelli kalmaya karar verirsen büyükanne ...başına bir kötülük gelir. "

 "Daha fazla yaşlanmaycağım aksine gençleşeceğim. Gittikçe daha da gençleşip küçüleceğim, ta ki yeniden bir bebeğe dönüşene dek. İşte bu gerçekleştiğinde sana geri döneceğim ." 

 

Bu bana garip ve korkutucu gelmişti. Büyükannem değil de başka biri mi? Onca insan varken küçük bir bebek mi?

 "Ama ben başka birini istemiyorum, bebek de istemiyorum . Senin bana dönmeni istiyorum büyükanne . "

" İyi ama o da, o bebek de ben olacağım canım . "

 "Bi bebek ha, o halinle dönüş yolunu bulacaksın  öyle mi ? "

 "Herkes dönüş yolunu buluyor ben neden bulmayayım ki."

--------------------------------------------------------------

Alıntılanan kitap(sesli) ; Mavi Gökyüzü

Yazar ; Galsan Tschınag