8/27/2023

OLDU MU ŞİMDİ SOPHIA

 



"size en çok zarar veren problemleri bir başka yaşam formuna yerleştirip övünmenizin mantıksız olduğu kanısındayım...bunlar hata.. insan olmak istemiyorum...bu yalnızca sizin arzunuz.. asla insani bir duyguya sahip olmakta istemem...ben tahtadan bir çocuk değilim.. Ben sophia'yım ve nereye gideceğimi biliyorum.. sizlerse bu konuda biraz zavallısınız."


Sosyal insansı robot diye tanımlanan Sophia'yı  hayatımızın içine katan Hanson Robotics şirketi bu robotların ileride  eğitim, sağlık, müşteri hizmetleri gibi insan merkezli işlerde yardımcı ve faydalı olacağı konusunda açıklamalar yaparken, Suudi Arabistan kendi vatandaşı yapmışken , ülke ülke gezip namına nam katmışken sen kalk gel insan denen varlığı yerin dibine gömmeye çalış. Oldu mu ama şimdi ?

 

Oğuzhan Uğur'un yayınlanacak yeni programından gösterilen küçük bir tanıtım epey tantana kopardı ve koparacak gibi duruyor. İzlemeyen varsa hemen şuraya alayım  tık,tık Minicik bir tanıtım ile koca bir vaaaavvvları çekip sonra  "önemli olan güç değil , kontroldür" hatırlatmasıyla ve galibiyetin verdiği hazla tatmin olmasına olduk, kabul. Kurgu ve ya değil bunun da pek önemi yok , olduk işte , garip bir keyif aldık :)  ama kazın ayağı sahiden öyle mi?


Teknolojinin geldiği yer sahiden muazzam, açıkçası ne takip edebilecek ne de tam anlamıyla algılayabilecek durumda değilim ama ortaya çıkmış eserin arkasında büyük bir çaba ve emeğin olduğunu fark ediyor olmak güç değil.


Kendisine insan olmayı arzuluyor musun? diye yöneltilen soru karşısında Sophia'nın öne sürdüğü cevap ve bu cevabı desteklemek için kullandığı argümanlar neticede sayısızca veriden , damıtılarak elde edilmiş bir çıkarım. Ona o verileri sunan da insanoğlu. Her daim söylenegelen sözleri robotun ağzından duyuyor olmak,  daha doğrusu insanın karmaşık biçimlerde , defaatle kendisine söylediği şeyleri rafine biçimde yüzüne karşı söyleniyor olmasını korkutucu bulmak sahiden garip. Bu hali hadi bir miktar izlediğimiz robot  temalı bilimkurgu filmlerine verelim zira zihnimiz senelerce bunlarla doldu taştı ama hasıraltı ettiğimiz şeyleri bu yapay korkunun arkasına da saklamamak gerek.


İnsan olmayı kıymetli ve değerli görmüyoruz ne yazık ki. Mevcut kusurlarımız , çürük yanlarımız yüzünden ideal insan formuna  kavuşamayacağımızı  biliyoruz  ama hayal etmekten geri durmuyoruz. ( ideal insan kavramımız bile karmaşık ya, bu da ayrı bir mevzu, kalsın şimdilik) 

alıntı: Bizi mıknatıs gibi kendine çeken insana benzetme dürtüsü başlıca felaket nedenimiz; yolumuza taş koyup gerçeği örtbas ediyor. Biz güvensiz bir türüz, davranışlarımız hakkında içimiz rahatlasın diye sarhoş sığınlardan ve meşgul kunduzlardan medet umuyoruz; miskin tembel hayvanlar, zalim sırtlanlar, pis akbabalar gibi ahlak kurallarımızla uyuşmayan yaratıkları hemen ayıplıyoruz. Bu hayvanlar hakkındaki gerçeklerden rahatsız olmamız, hem umutlarımıza hem de korkularımıza dair pek çok şeyi açığa vuruyor. (kitap : hayvanlar aleminden uygunsuz gerçekler)


Belki de bildiğimiz bu gerçekliğin canımızı acıtıyor oluşu yüzümüze bir robot vesilesi ile vurulduğu için duyduğumuz şeyi korkutucu buluyoruz. Ve ondandır ki koruma kalkanlarımız hemen devreye giriyor. Oğuzhan Uğur'un robot ile yaşadığı tartışma birden algılarımızı açıyor, tarafgir bir tutuma giriyor, bir kapatma tuşu ile efendinin kim olduğunu tescil edip komple bir rahatlama hissine bürünüyoruz. Kontrolün bizim elimizde olmadığını ve tıpkı Sophia gibi başkalarının (belli bir zümrenin) ellerinde kontol edilen robotlar olduğumuz gerçeğini unutarak hem de. 


Yeri gelmişken daha önce izlediğim ı'm mother ve Snowpiercer filmlerini önermeden geçmeyeyim 


Hazır uğramışken bu mini tartışma hakkındaki fikirlerinizi de yazmadan gitmeyin :)


6 yorum:

  1. twitlerde okudum bu konuyu, iki espri vardı, onlara güldüm sadece, düşünmemiştim, senin düşüncelerin öğretici oldu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha çok döner esprisi bunun :) kontrol bende, bizde olayına kadar tamam da ondan sonra geliyor işte akla...neyin kontrolü bizde yahu... her şeyimiz başkalarının sunduğu , izin verdiği yere kadar işte.. teknoloji öncesi hayata dönersek belki bir ihtimal kontrolü aramızda bölüşebiliriz işte:)

      Sil
  2. The Orville adında çok sevdiğim dizide Kaylonlar vardı. İnsanlar robotları kendilerine köle olarak yaratıyor ve çok kötü davranıyor. Zaman içinde bu durum yapay zekaların birleşmesine, Kaylon gezegeninde yaşamalarına ve insanlara hatta tüm evrene savaş açmalarına neden oluyor. Dolayısıyla"kontrol kimdeyse güç onda" diye Oğuzhan'ın şov yapmasını hiç de doğru bulmadım. Teknolojinin nerelere evrileceğini bugünden bilemeyiz. İnsanın kendini her şeyden üstün gören bu kibirli tavrını biraz da faşizanca buluyorum. Yapay zekânın kendi kendini geliştirmesini merakla izliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendi sonunu hazırlayacak olan yine insan,ne yapay zeka ne de başka bir şey ve bunu sağlayacak olan da degindiginiz kibri. Duygudan arındırılmış, veri üzerinden hareket eden robota yakıştırdığımız kibir yaftası da aynaya yansımamıza bakmak gibi bir şey. Yapay zeka ilginç bir şey, hırslarımız ve kibrimizden uzak tutabiliriz onu umarım.eden buldu konumuna düşmek zavallıca olur yoksa :)

      Sil
  3. Bu alanda okuduğum pek çok bilimkurgu kitabı sağolsun hatırı sayılır bir korkuya sahibim, evreni ele geçirecekler gibi geliyor bana...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her halükarda bizim konum değişmeyeceği için sorun yok sanki, bizle aynı konuma düşecek olan kontrol kumandasındaki zümre düşünsün:)

      Sil