Ağaç ev sohbetleri bu hafta kaplandiary tarafından "Ne için yaşıyoruz? Size göre bizi diğer canlılardan ayıran en temel özellik nedir? Eğer dünyaya gelişinizin bir hikmeti varsa, sizden beklenenleri ne ölçüde yerine getirdiğinizi düşünüyorsunuz?" şeklinde belirlendi.
Ne için yaşıyoruz sorusunu en çabuk cevaplayan kişilerin inanç sahibi olan kişiler olduğunu düşünüyorum. Ben de onlardan biri olduğum için, bu soruya yanıt hususunda derin ve buhranlı süreçler geçirmedim. Kolaycılık ya da hazıra konmuşluk gibi düşünülebilir ( gözlerimizi açtığımız ortam büyüme sürecinde ilmek ilmek işliyor bizi) ama baktığın ve durduğun yere göre değişir bu düşünce. (Kolay olsaydı herkes aynı cevabı verirdi mesela.) Ayrıca insanın kendisine karşı vereceği bir yanıtının olması ve verdiği yanıtın içine sinmiş olması arafta kalmasından çok daha iyidir diye düşünüyorum.
İnsan olarak yaratıldık. Yaratılış ne ise odur gaye, insan olmak. Diğer canlılardan ayırt edici özellik olarak kafi bu .Geriye söylenebilecek her ne varsa teferruat sadece. İnsan olmak zor mesele. Bu yüzden dünyanın ne derdi bitiyor ne çilesi. İnsanlık kendisinden beklenileni yerine getirmiyor demek ki. Hal bu olunca kendimi bu gerçeğin dışında tutmaya da içim el vermiyor. Dünyanın bir ucundaki çölde bulunan kum taneleri diyar diyar dolaşıp dünyanın diğer ucundaki habitatlara etki ediyorsa, her bir insan da mevcut felakette pay sahibi demektir.
Beklentileri karşılamak ağır bir vicdan yükü. Aileden başlıyor, akrabalar, yakın çevre, toplum, ülke, dünya diye liste uzayıp gidiyor. O sırada olayın merkezinde olan sen ufalanıp gidiyorsun . Bilmiyorum, " ben" olmanın kibri böyle kırılıyordur belki. Sürekli öğütülüp dururken bu değişmez çarkın arasında esas senden beklenileni ihmal ediyorsun ya da hakkına giriyorsun.
İşin derin kısmını bir köşeye koyarsam temel ve ortak gaye hemen hemen ortak hepimizde bence. Mutlu olalım, huzurlu olalım, keyif aldığımız şeyleri yapalım. Bir de 3.Dünya savaşı çıkmasın diye toplu mesajlarımızı evrene, dilek fenerlerini atmosfere salalım. Çıldırmış olanlar kendilerine gelip biz n'apıyoruz derler belki, umarım. Daha korona bitmedi yahu :( ne bu acele
Gerçek inanç sahiplerinin içine sinerek cevabını verebilecekleri bir soru bu, haklısınız. Ben de inançlı bir ailede büyüdüm ve bu minvalde sorunun cevabını gayet iyi bildiğimi söyleyebilirim. Ama üniversite yıllarından beri ben o eski ben değilim:) Bu yüzden düşüncelerimizin farklı olduğunu biliyorum.
YanıtlaSilBu soruyu inanca dayalı cevaplandıramayan insanların işinin zor olduğu gelebilir akla. En azından dışarıdan öyle görürdüm ben meselâ. Ama öyle olmuyor. Ne için yaşadığım sorusu benim kafamı epey meşgul ediyor ama cevabını bulamayacağımı da biliyorum aynı zamanda. Yani bu bilinmez oluyor benim açımdan. Tarifi mümkün değil. Sonsuzluk gibi. Sonsuzluğu da aklım almaz zaten:) Nasıl yani, git git bitmiyor, akıl almaz bir şey. Ne için yaşadığımı bilemediğimden olsa gerek, ölüm de korkutmuyor beni. İnançlı insanlar için ölüm biraz daha korkutucu sanki. Ya günahlarımız, sevaplarımızdan fazlaysa, ya görevlerimizi yerine getirmeden vakit gelirse diye huzursuz olurlar muhtemelen.
Mutluluk, evet güzel bir şey. O da yaşamımızda yıldız gibi parlayıp sönen ve süresi oldukça kısa olan güzellikler. Geri kalan hayatımız bence anlamsız. Teşekkür ederim:)
Zorluktan ziyade aklı sürekli kurcalaması ve yapışık ikiz gibi kalmasının vereceği huzursuz olma hali diye düşünüyorum ben. Tabi böylesi bir soruyu dert edinenler için ve bu dert edinme halinin maddi - manevi problemlerle çok fazla yüz yüze kalan insanlarda daha çok olduğunu düşünüyorum. Hal bu olunca , böylesi bir huzursuzluk ağır olabilir gibi geliyor bana. Ölüm fikri ve huzursuzluk hali dediğiniz gibi :) ama bu cephede kuvvetli ve sarsılmaz bir ümit hali mevcut. Oluşan huzursuzluğu baştan savmada birebir.
SilGeri kalan hayatımız anlamsız mı, bence değil ama çok da pohpohlamamak gerekiyor sanki :) Neticede ortalama ömrümüzün 25 yılını uyuyarak, 18 yılını ayakta durarak, 5 yılını da lavabo ihtiyaçlarına harcıyormuşuz :)
Değil mi ama :)
YanıtlaSilgüzel anlatmışsın, katılmadığım hiç bir şey yok :) bu kez espirikli yazmamışsın :) yaa bi de rusya ukrayna savaşı çıktı, ordakiler şimdi hayatta kalmak için yaşıyor, yazık o insanlara.
YanıtlaSilteşekkür ederim :) çıktı - çıkacak derken, maalesef oldu :( Görüntüler de, haberler de üzücü. Bir de her çıkan çıban gelip bizim başımızda patlıyor ki, çıldırmamak işten değil :( Allah sonumuzu hayreylesin.
Sil