11/02/2021

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 115

 


Bu haftaki sohbet konumuz sadevederin tarafından. "Günümüzde insan yaşamı gittikçe uzamaya başladı. Sizce, bunu nelere borçluyuz?" olarak belirlendi.


Elbette bu konunun bilimsel birçok açıklaması vardır.Araştırıldığında hepsini öğrenmek mümkün.Ben o tarafları bir yana koyuyor ve bencesi deyip başlıyorum sohbete:)


Çok çok çok eski zamanlarda ki insanların muazzam büyüklükte ömür sürdükleri kutsal kitaplarda mevcuttur.Misal 7 uyurlar en çok bilinenlerdendir. Küçük bir dip not olarak dursun bu :)


Babam dedesinden ve dedesinin yaşıtlarından bahsederken çok yaşlı olduklarını ama aslında şu an kendi yaşında olduklarını söyler.60 yaşını görmüş ya da daha görmemiş ama şu an ki 80 yaşında ki kişiler görüntüsünde olan insanlar.Bu da dursun burada :)


Her dönemin kendine has zorlukları ve çileleri var.Eskiden kas gücü ile dönen işler insanları fazlaca hırpalardı.Şimdi ise stres hırpalıyor.Rahatlık gelmiş olmasına gelmiş ama golü başka yerden yemeye başlamış.Hal bu olunca teknolojik gelişmeler ömür uzattı demeye bilimsellikten uzak olan gönlüm el vermiyor :)


Gıda ve beslenme tüm zamanların sorunu ama eskiye nazaran burada da mevcut iyileşme görünüyor olsada az ama öz gıdadan çok ama gdo'lu gıdaya geçen insanın uzayan ömür denklemi de sinmiyor be içime :)


Tıpta ki gelismeler ? Bak bunu bir miktar kabul edebilirim.Neden bir miktar? Çünkü, mesela böbreğimi iyileştirirken ileri bir vakte  randevu verilmiş hasta midem cepte.E organ sayısı da bu ileri vakit randevular için ideal.Bitene kadar götürür baya :) 


Sonracığma hijyen.İşte bu sahiden devrim.Pasaklı ve mikrop seven bir bünye olsan bile en azından iyi kötü bir düzen var.Bol kimyasallı deterjanlar gibi dehşetvari bir sorunumuz var ama yukarıda dediğim gibi ileri vakit randevular ...anladınız siz onu :)


O yok bu yok peki ne var vakt-i dem diyorsanız, diyorum ki çene:) ömür uzatan olsa olsa tutamadığımız çenemizdir.Bilhassa kadınların, erkeklerden daha uzun yaşama sebebinin bağlı olduğu şey.Bak bunu bilimde söylüyordu bir ara galiba.Fake habere atlamadıysam şayet :)


İçine değil dışına atacaksın her şeyi.Sevinci, kederi, gülümsemeyi, gözyaşını vs. Ne varsa hepsini ve elbette ki çeneyi sağlama alacaksın. Bir de bol miktar umursamazlık Bunu keşfeden(!) insanın ömrü uzadı bence. 


Uzamasına uzadı da hayır mı şer mi , kim bilir ?

16 yorum:

  1. Hayat uzunluğundan çok gençlik yılları uzasa keşke. Enerjimiz uzasa. Yani 150 yaşıma kadar yaşasam ama 50'mden sonra yaşlı ve hasta olarak geçirsem ne yazar... Bence her şey iyi beslenmeyle ve ruh sağlığıyla alakalı şu an...

    www.kayipfisilti.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğiniz gibi iyi beslenme ve ruh sağlığı ile alakalı ama bu iki şeye insan ne ölçüde sahip. İyi ve sağlıklı beslenme var olmasına var da buna erişen insan genelin dışında kalan insanlar, maalesef :( ruh sağlığı içinde sahiden çok boş vermiş ve umursamaz olmak geliyor hayata karşı.En basitinden, temel gıda kabul edilen ekmeğin 2,5 tl olduğu yerde nerde o umursamazlık ve boş vermişlik:)

      Sil
  2. Sözlerine tamamen katılıyorum, güzel tespitler. :) Dırdır konusuna gelirsem erkekler o kadar sorunlu, problemli ki konuşmadan duramıyor kadınlar bence. Kadın iletişim kurmak istiyor erkek umursamaz olduğu için duymamak ve anlamamakta ısrar ediyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fiziksel cinsiyetlerimiz yanında beyinlerimizin de cinsiyeti farklı olduğundan oluyormuş bu :) Neymiş o diyenler için , Serkan Karaismailoğlu'nun İki Beyin Arasında ki Boşluk; Beynin Cinsiyeti diye bir videous var. https://www.youtube.com/watch?v=jvdxhGRFKBM

      Sil
    2. Dinledim ama yine de bu bahane değil bence. :) Yetişme şekli de etkili.

      Sil
    3. Hiç bir şey tek başına kıstas olamaz zaten. Yetişme şeklinin muhakkak güçlü etkileri var :)

      Sil
  3. ha haaaa, bu konuda bundan daha şirin komik bir yazı yazılamaz yaa, senin yazını şimdiden en iyi yazı ilan ediyorum, çok muzip yazıııı :) yedi uyurlar, sekiz konuşurlar ha ha haaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dünya denilen şey de 3 günlük eğlenceden ibaret değil mi zaten:) en büyük maytapı o geçiyor bizimle.Biz de ayak uyduralım arada bir, teşekkürler:)

      Sil
    2. süper bu düşüncen :) en güzeli alay etmek :)

      Sil
    3. :) dozunda yapalım ama :)

      Sil
  4. Tespitler harika:))) Benim en çok dikkatimi çeken ise; eceliyle ölen insan sayısının artık yok denecek kadar azalmış olması..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önceden ince hastalık vardı bi ,bir de verem.Geri kalan her şey ecel deyip geçiliyordu.Şimdi minnacık bir mevzunun bile korkunçlu ismi var.Hal böyle olunca eceli ile öldü söylemi rafa kaldırıldı.Oysa dün de eceldi, bugün de :)

      Sil
  5. Çene:))))) Çok iyiydi. Aslında şaka bir yana haklısın. Uygularım ben de bunu. Hatta ses li dile getiririm. Konuşmazsam, bağırmazsam kendime ederim diye.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Çoğu kişiden sustum,sustum da ne oldu,kendime ettim hep diye pişmanlıklar işitiyorum.Hepimiz işitiyoruz ve kendimiz de şikayet ediyoruz muhtemelen.Bu raddeye gelende salıyor zaten :) Sonra bi rahatlık ve hay ben bu kafama deyip geç kalmışlığa yamuk bir bakış:)

      Sil
  6. Çene çalmanın yaşam süresini uzattığına dair hipoteziniz oldukça ilginç:)) Bu faktörlerden biri olabilir elbette. İnsan içine atıp dünyayı kendine zehir edeceği yerde onu huzursuz eden ne varsa çevresine dağıtmalı. Herkes bunu yaparsa bütün kötülükler atmosfere yayılır ve yoğunluğunu kaybeder, dolayısıyla etkisi azalır. Daha güzel bir dünya için ama yazarak ama konuşarak içimizi dökelim, daha uzun yaşayalım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sosyal varlıklarız neticede.Çene çalmak her ne kadar ilk etapta olumsuz bir şeymiş gibi görünse de ( ki bu da toplumsal hafızamız ve tarzımızla ilişkili) genel manada hayati bir ihtiyaç.Dediğiniz gibi ama yazarak ama konuşarak bu hayati ihtiyacımıza yatırım yapalım.Olumsuz olanlara hassasiyet gösterip dışa atmakta öncelik tanıyalım:)

      Sil