OKUMA GÜNCESİ 10

 

SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ Ahmet Hamdi Tanpınar

EVLERE ŞENLİK KAYNANAM NASIL KUDURDU? H.R.Gürpınar

POETİKA Aristoteles

SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ

alıntı

Hepimiz kendi masallarımızın kurbanıyız

Kitap hakkında

Hayri İrdal ,Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün kuruluşundaki iki kişiden biri olarak , gördüklerini ve işittiklerini yazmanın gelecek nesillere karşı en büyük vazifesi olduğuna inandığından  anılarını yazmaya başlıyor. Neydim, nerelerden gelip geçtim, buralara nasıl geldim temalı olarak çocukluk zamanlarını milat alarak.

382 sayfa olan kitap için bazı yorumlarda az biraz ağır gidiyor diye cümleler okuduysam da benim için kesinlikle böyle olmadı. Sürükleyici, merak uyandırıcı ve dili oldukça akıcı. Bazı kitaplar sıralı cümleleriyle hipnotize eder sizi adeta. Kelimelerden, cümlelerden, anlatılandan alamazsınız kendinizi. Bu kitap o büyüye sahip işte.

 Yalanın doğrudan daha çok rağbet gördüğü, yeni ve farklı olanın değeri olsun ya da olmasın ,anlaşılır olsun ya da olmasın alıcısının çok olduğu, menfaat söz konusu ise eksiklerin tam, olmazların olur kabul edildiği toplumsal bir cinnet hali var adeta. Hayri İrdal çokça çıldırmanın eşiğine gelmiş ama öyle ya da böyle bir şekilde çarka ayak uydurabilmiş ve hayatta kalmış biri. Bunu bazen alaya alarak bazen sadece yapması gerekeni yaparak bazen de direnmekten vazgeçerek yapıyor. 

alıntı: 

Bazı düşünceler benim için sadece bir lüks ve fazla süstür, bunu anlamalıyım ! dedim.

Kitabı okuduktan sonra neler söylenmiş acaba deyip birkaç metin okudum. Benim anlayışımın çok ötesinde bir kitap olduğunu da görmüş oldum böylece. Kitabı, yazarı, dönemi ve düşünce tarzını bilmek şüphesiz kurulan metaforların gerekçesiydi ve ben sadece okuduğum kitap ile ilgili olduğum için okuduğum metinlerdeki çıkarımların hiçbirine ulaşmadım :) Bundan sebep kitabı okuduktan sonra neler yazılmış hakkında diye bir ufak araştırma yapın derim  bi :)

***

EVLERE ŞENLİK KAYNANAM NASIL KUDURDU?

Kitabın arka kapağından

Roman, genç yaşta kendisinden çok daha olgun biriyle evlenen ve kocasının ölümüyle birlikte büyük bir servet sahibi olan Makbule Hanım'ın, genç Avukat Vassaf Bey'le yaşadığı aşk etrafında şekillenmektedir. Konakta yaşayan oğlu,kızı ve damadının bu evliliği engelleme çabaları ekseninde; Hüseyin rahmi, toplumsal bozuklukları ve batıl inançları mizahi bir dille eleştirerek, bilimin ışığında hareket etmenin gerekliliğini vurgular.

Kitap hakkında

143 sayfa olan kitap kaynanasını ve olup biten vukuatlık olayları zavallı damat beyin biz okuyuculara ifşasıdır :)  Evlerden ırak bir hikaye ve birbirine girmiş aile fertleri, türlü türlü işler, bir miktar kötü söz ve ismiyle müthiş bir ironisi olan kitap , yazarın kalemine ilgimi ve beğenimi arttırmaya fazlasıyla katkı sundu. Gelsin yeni H.Rahmi kitapları :) 

***

POETİKA

Kitabın arka kapağından

Poetika Aristoteles'in Platon'un taklitçi sanata dair verdiği yanıttır.Günümüze yalnızca tragedya ile ilgili kısmı ulaşmıştır.Aristoteles,bu kısa ama öz metinde tragedyaya dair temel kavram ve ilkeleri tartışmaktadır.

Kitap hakkında

100 sayfa olan kitabı neden okudum bilmiyorum ama kütüphane rafında üçtür gözüme çarpıyor oluşundan şüpheleniyorum. Bilmediğim kavramların eleştirisini , ilkesini okumak yerine bir tane tragedya okumalıydım.  Sayfalarda başka sayfalara atıflar, bakınızlar çokça var. Sıralı okuyuş anlaşılmayı mümkün kılmıyor, hoş atıflara bakmak da benim için anlam ifade etmedi. Bir tek şu kısmı not almışım .

alıntı:

O halde öbür taklit sanatları nasıl birlik arz eden bir şeyin birlik arz eden bir taklidiyseler, öykü de bir eylemin taklidi olduğuna göre, birlik ve bütünlük arz eden bir eylemin taklidi olmalıdır ve parçaları öyle bir araya getirilmiş olmalıdır ki herhangi birinin yeri değiştirilse ya da herhangi biri çıkarılsa bütün de değişip yerinden oynar. Ne de olsa varlığı ve yokluğu hissedilmeyen şey bütünün bir parçası değildir.