KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN
İlk görüşte âşık olan Talat ve Fitnat'ın trajik hikayelerinin anlatıldığı Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat romanı, dönemin kadın erkek ilişkilerini, görmeden yapılan evliliklerin doğurduğu sorunları ele alır. Hemen her yaştan ve sınıftan kadının , aile ve toplum içindeki konumlarına ilişkin meselelerini hikaye eden yazar, bununla da yetinmeyip Talat'ı kadın kılığında, tebdil-i kıyafet İstanbul sokaklarında dolaştırarak yaşadıklarını anlatır.
ÖNSÖZDEN BİRKAÇ BİLGİ;
- Roman , edebiyatımızın ilk romanı olarak bilinir ancak bu unvan hem yapılan yeni çalışmalarla hem genel kabul gören bazı hükümlerin değişmesiyle yeniden tartışmaya açılmıştır.
- Romanın fasiküller halinde basılarak satışa sunulduğu Hadika gazetesindeki ilanlardan anlaşılmakta.
- İlk fasikül 1872 tarihli, son fasikül1873 tarihlidir. Tamamlanmış olarak ilk baskı 1873 'ü işaret etmektedir.
KİTAP HAKKINDA
106 sayfadan oluşan kitap günümüz Türkçesiyle yayımlanmış olduğundan anlaşılır ve sade. Bazı yerlerde konuşma ağzı bilhassa korunmuş, yazarın yazdığı metne sadık kalınarak.
Talihsiz iki âşığın hikayesi olsa da dönemin kadınlarına ve yaşamlarına dair kesitler bulmak , hikayeyi ilginç kılan unsurlardan biriydi. Kadın kılığına giren Talat'ın yaşadıkları vesilesiyle kadınlara dair hiç aklına düşmeyen ama oldukça rahatsız edici olan gerçekliği kavrayışı , yazıldığı dönem göz önüne alındığında oldukça etkileyici.
Naif ve tatlı bir başlangıç yapan Talat ve Fitnat'ın aşk hikayesi söylenen sözcükler ile tüm büyüsünü yitirdi. Sanıyorum ki bunun nedeni aradaki zaman :) Hitaplar, abartılı yaklaşımlar, vaatler, engellere karşı ölelim hemen demeler gibi bugünün gerçekliği ile uyuşmayan tavır, davranış ve hissiyatlar ister istemez empati ve sempati kurmayı engelliyor.
Romanda dikkat çeken bir diğer husus anlatıcıydı .Bildiğimiz, aşina olduğumuz ,kimliksiz bir anlatıcı yok bu romanda. Küçük bir alıntı bahsettiğim şeyin anlaşılması konusunda yardımcı olacaktır.
alıntı:
-Şimdi Talat Bey ile Fitnat Hanım görüşmeye, konuşmaya ve sevişmeye devam ededursunlar, biz biraz Üsküdar'a geçelim.
Bu zarif ve kibar anlatıcıya nasıl hayır diyebiliriz ki :)
Aşina olduğum kelimeler vardı. Bir tek emeksiz kelimesinin üvey manasında kullanıldığını duymamıştım.(emeksiz kızı yani üvey kızı) Baya ilginçti bu.
Bazı hüzünlü sahneleri anlatmaktan imtina ettiğinden bahsediyor ve gerekçe olarak "musibetler kitabı değil" diyor yazar ama okuduğum hikaye tam da öyle :)
Son olarak farklı bir okuma deneyimi oldu bu roman. Okuma süreci de fena değildi. Bir günde okumak mümkün ama ben 2 güne yaydım bu süreci.
altı çizili söz;
"Gönül öyle bir müftüdür ki istemediği şey için kolay kolay fetva vermez."
Kitabı okumamıştım, konusunu da bilmiyordum. Güzel bir tanıtım yazısı olmuş. Bizim döneme göre gerçekten abartılıymış düşünceleri. :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim :) Yeşilçam'dan aşinalık var aslında biraz o abartıya (Hülya Koçyiğit, Filiz Akın vs.) ama çok uzun zamandır yeşilçam da izlemiyorum :) aşinalık kaybolmuş olmalı :)
Silo dönemde yazılmış bir roman olarak düşünüp okuyunca romanı sevdim yaa, günümüzde olsa wattpad romanı olabilirdiii :)
YanıtlaSilRomanı hoş ve cazip kılan döneme ilişkin olması kesinlikle.Okutuyor da üstelik kendini ama aşki meşki mevzularda ki muhabbetler evlere şenlik:) Bir de ne acayip işler geldi kahramanların başına öyle.
Silİnanmıyorum, ben de birkaç gün önce tanıtmıştım bu eseri Vakt-i Dem.:)
YanıtlaSil:) haberdarım paylaşımınızdan.Güzel tevafuk olmuş :)
YanıtlaSilKonusu çok ilgimi çekmese de edebiyat tarihimizin ilk romanı olarak zikredilmesi ilgi çekici ve bu sebeple bile okunabilecek bir kitap:) Ayrıca ne kadar zor telaffuz edilen bir isim koymuşlar kitaba:) Mutlu pazarlar, saygılar:)
YanıtlaSilDeğindiğiniz gibi ilkleri bünyesinde taşıyor oluşu kitaba dair merakı ve çekiciliği oluşturan unsurlar. Telaffuzun zorluğunun yanı sıra acaba doğru mu telaffuz ediyorum diye şüpheye de düşürür insanı başlık :)Size de mutlu akşamlar :)
Sil