3/03/2020

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 27



Blog aleminde bir süredir devam eden ancak benim yeni dahil olduğum(bu yayın ile olacağım)   ağaç ev sohbetlerinde bu haftanın konusunu Manxcat /Kuyruksuz Kedi belirlemiş.Sohbetin konusu ise 3 soru üzerine temellendirilmiş

1-Kimsin sen,kendini ne kadar tanıyorsun?
2-Sahi nasıl tanırız kendimizi? Nasıl buluruz hayattan ne istediğimizi?
3-Ne kadar gerçekten "ben" olabiliriz acaba?


Öğretmenim istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz?  diye söylendiğim(iz)  anlar geldi aklıma 3 soru halinde dizilince konu.O yüzden , tıpkı o zamanlar da olduğu gibi istediğimden başlayacağım :)




Ben daha, "ben buyum " demeden kim olduğu söylenenim ben.Yaradan bana insansın dedi.Yaratılmış en şerefli varlıksın dedi,Yeryüzünde ki halifesin dedi.Sonra beni , ben daha kendimi bilmeden,beni benden daha iyi bildi ve "insan neden yaratıldığına bir baksın.O ,atılan bir sudan yaratıldı". dedi.

Sınırı olan bir sınırsızlık .İşte bu sınırı olan sınırsızlık içinde tüm bilip-bilmemeler,tüm istenilip istenilmeyenler şekillenip, dallanıp,budaklanıyor.Sonunda ne sonuç kalıyor bana işte orası biraz muamma:)

İzlediğim bir videoda , en çok vakit geçirdiğin 5 kişinin ortalamasısın deniliyor mesela.Videoyu izlemek için  tık,tık

Sosyal bir varlık olan insanın etkileşim içinde olduğu her şey ile fikir ve gönül dünyasını şekillendirdiği muhakkak.Tüm beğenilerimiz,sevdiklerimiz,,yanına dahi yaklaşmak istemediklerimiz,hatta nefret ettiğimiz ,hayattan istediklerimiz ya da istemediklerimiz, aklınıza gelecek her ne varsa hepsi bu etkileşimin  sonucu.Hal bu olunca ortaya çıkan biz, biz mi oluyoruz? Olmadığımız ortada.Gerçekten "ben" olma kısmının gerçekliği gibi bir kavramdan bahsedebilir miyiz ?


Sınır hususuna tekrar döneyim.

Şunu yapmam,bunu yaparım diye çizdiğim sınırlar var elbet,herkes gibi.O sınırların içinde kalmak güvenli ve korunaklı bir alan oluşturur bana.Sınırı aşmak korunaksız kalmak gibi algılanabilir önce ama ya değilse ?.Bu durumda 2 seçenek

1-Sınırlarımı çizdim,bunu ben yaptım,bu benim..sınırlarımı aşarak beni,ben olmamak gibi bir pozisyonun içine düşürmedim

2-Çizdiğim sınırda ki aslında ben değildim.Benim,ben olmadığım bir pozisyonun içindeydim.Şimdi kendimi o pozisyondan kurtarıp,gerçek ben olabildim.

Tabi ben,değiştim mi sorusu var öncelikle,"değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" den yola çıkarak.Yoksa ,ben, gerçek beni mi buldum? Soru sormak,cevap vermekten daha zor olabiliyor bazen:)


Dedim ya gerçekten "ben" olma kısmının gerçekliği gibi bir kavramdan bahsedebilir miyiz ?  Bana kalırsa bahsedemeyiz ama sınırı olan sınırsızlığımız içinde ki küçücük bir alan da ,ufak bir nüans olarak bahsedebiliriz gibi geliyor.

Ben şu 2 seçenekte ki ne sınırda kalan ben 'im ne de sınırı geçen ben'im. Ben tam o iki ayrı(birbirine benzemeyen)  ben'in ortasında duran, duracağım tarafa karar veren ve ikisi de olmayan ben'im.


Yakup Yusuf'a baktı,Güzeller güzeli Yusuf'a,gördüğü Yusuf değildi.Bildi.

Zülehya bir kadın olarak baktı Yusuf'a.Güzeller güzeli Yusuf'a.Ona bakınca kendini bile görmedi.Baktığı Yusuf değildi.Bilemedi.

Yusuf ,Yusuf'a baktı,Güzeller güzeli Yusuf'a .Görüp baktığı Yusuf değildi.Bildi


Ben olsam olsam Züleyha'yım anca.Daha henüz bilemedim.Eğer bilmiş olsaydım , Yakup ve Yusuf gibi , ben diye bir şey olmadığını bilirdim.











11 yorum:

  1. Yazar Jim Rohn'a aitmiş bu söz. Videonun altında ki yorumlar ise değil 5 ,1 kişi bile yok diyenlerle dolu :) Deep'in sayfasına insanın yarısı sudan ibarettir,su gibi akar ve dolduğu kabın şeklini alır insan demiştim:) Her birimiz farklı kaplar da ,farklı şekillerdeyiz ve aktıkça alacağız yeni şekiller muhakkak.Ben de farklı bir kaptan yaklaşmak istedim konuya.

    YanıtlaSil
  2. ilişkide olduğumuz kişiler, hıhım, sınırları güzel anlatmışsın. sondaki cümle çok çok iyi evet evet öyle hıhım :)

    YanıtlaSil
  3. Samimi cevaplar bizce..Deep teyze önermişti,ordan geliyoz..Emeğinize sağlık..😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Deep olmasa çoğu blogdan haberdar olmayacağız.Ben de onun vesilesi ile uğruyorum diğer bloglara:)

      Sil
  4. Farklı fikirleri öğrenmek sevindirir beni. Herkesin inancı, yaptıkları ya da yapmadıkları kendini bağlar. Yazacaklarım size itiraz etmek için değil, sadece kendi fikirlerim:)
    Evet, farklıyız. Çünkü bana kimse söylemedi insan olduğumu! Fakat biliyorum, farkındayım farklı olduğumun. Düşünebiliyorum çünkü. Bu özelliğim beni diğer canlılardan üstün kılıyor. Diğer taraftan türümün pek şerefli bir mahlûk olduğunu sanmıyorum. Savaşlar, işkenceler, tecavüzler, haksızlıklar pek şeref duyulacak şeyler değil zira. Bir karıncadan ya da arıdan alınacak şeref dersi var insanın. En vahşi hayvan bile karnı doyunca dokunmaz bir canlıya. Biz insanlar hep fazlasını isteriz doyumsuzca ve ezeriz birbirimizi, acımadan.
    Bilinmezler içinde kıvranıyor, hayatın anlamını anlamaya çalışıyoruz henüz kendimizi tanımadan. Tam bulduk derken, yanıldığımızı anlıyoruz. Aslında bizi yanıltan zaman. Değişiyoruz çünkü zamanla.
    "Sınırı olan sınırsızlık" daha önce karşılaşmadığım bir tabir. Çözemedim. Bana söylenen sınırsızlığın sınırının olmaması. Bilinmezlik gibi.

    İnsan olarak etkileşim içindeyiz, birbirimizle, çevreyle, bu doğru. Sınırlar koymalıyız kendimizi korumak için. Bazen risk de alabiliriz çizdiğimiz sınırları aşarak. Belki de bu sınırlarımızdır bizi biz yapan.
    Özetle, hepimizin "beni" özgün, yani nevi şahsına münhasır. Çevrenin etkisiyle yoğrulan ve zamana bağlı değişen, tam olarak kendini hiçbir zaman bilemeyecek "ben" leriz, hepimiz, bana göre:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle teşekkür ederim bu kıymetli yorumunuz için.

      Şeref denilen şey benim için verilen ve var olandır.İnsan ya o elbiseyi alır üzerine hakkıyla taşır ya da alır ayaklarının altına çiğneyip bırakır.Hepimizin şahsına münhasır diye tariflediğiniz ben'lerimiz karar verecek ona.Dediğiniz tüm vahşilikleri yapan da insan,küçücük bir kediyi yangından kurtarmak için ateşin ortasına atlayan ya da ona suni tenefüs ile kalp masajı yapan da insan.

      Sınırı olan sınırsızlık yine o ben'lerin kararları ile alakalı ve yine yukarıda verdiğim örnekle ilintili aslında.Diyorsunuz ya düşünüyorum ve farklı olduğumu biliyorum bu beni diğer canlılardan üstün kılıyor.Ve yine diyorsunuz ya karıncalardan ya da arılardan alınacak dersler.İşte o fark ettiğimiz farklılığın ve diğerlerine üstünlüğümüzün , sahip olduğumuz ben'lerimize katacağı olumsuz tesiri hususunda çekilen bir çizdi. Şereflisin ama unutma,atılmış bir sudan yaratıldın . Kibir,öfke,üstün görme,her şeyde hak sahibi görme gibi sahip olduğumuz ben'lere çevremiz ile etkileşim sebebiyle etkileyecek durumlarda sınır koyabilme.Bu tür beslemelerin önüne ket vurabilme için yapılan hatırlatmadır.Sınırsızlığın sınırının olmaması insanın değil,ruhun doğası,yapısı,arzusu.İnsan ,ruhun bu hissiyatını dünyaya taşıdığı için tüm saydığınız nahoş şeyler vuku buluyor .Oysa insan sadece ruhtan ibaret değil.Sınırsız olan ruha,beden ve akıl gibi iki sınır çizilmiş.

      Ve elbette ki tüm bunlar bana göre:)

      tekrar teşekkür ederim yorumunuz için.

      Sil
  5. farklı bir bakış açısıyla ele almışsınız güzel olmuş emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  6. Ne sınırda kalan ne de sınırdan geçen ben. . Güzel olmuş

    YanıtlaSil