2/11/2020

KÜÇÜK KAR TANESİ



Pencerenin kenarında yağan karı izleyip hayallere dalan içimizdeki çocuklara gelsin.
VAKT-İ DEM
***



Nihayet beklenen gün gelip çatmıştı.Başkalarından duyup dinlediği,merak ettiği,hayaller kurup her seferinde farklı sonlar ile bitirdiği  o büyük gün .Küçük Kar Tanesi bugün yeryüzüne inecek ve uzun bekleyişine son verecekti.





Bekleme alanı her geçen dakika daha da kalabalıklaşıyordu.Kendisinden  daha büyük olan kar taneleri vakur ve ağırbaşlı bir tavır ile hedefe kilitlenmiş gibi önlerine bakıyor ,kendisine denk olanlar ise tıpkı onun gibi yerinde duramayıp etrafı süzüyorlardı.Kimisi büyüklerin yaptığını taklit etmeye çalışıyor,kimisi de onların bu taklitçiliğine gizli kahkahalar atıyordu.Bekleyiş sırasında Küçük Kar Tanesi,kendisine daha önce söylenmiş olan sözleri yeniden anımsadı.Hoş bu sözleri duyduğu andan itibaren sürekli tekrarlayıp duruyordu içinde .Denilmişti ki ona ;


-Bak küçüğüm, Sen buraya aitsin.Köklerin de buraya ait ama  o kökler zamanı geldiğinde seni buraya esir etmek için değil, seni özgür kılmak için var.Gideceğin  yere mutluluğu da beraberinde götüreceğini hiç unutma ve sakın düşmekten korkma.


"Sakın düşmekten korkma" diye mırıldandı Küçük Kar Tanesi heyecanını dizginlemeye çalışarak.Birden kalabalığın içinde bir uğultu oldu.Ne olduğunu anlamaya çalışırken .yanında ki Büyük Kar Tanesi'nin  "işte,başladı" dediğini işitti.Başını kaldırıp ona baktığında,onun da kendisine baktığını gördü.Sevecen bir edayla " elimi tutmaya ne dersin" diye sordu  Küçük Kar Tanesine. "Mırıldanırken beni duymuş olmalı" diye düşündü Küçük Kar Tanesi ve  parıldayan gözlerle başını "olur" anlamında hareket ettirdi .El ele tutuşarak gökyüzüne kendilerini bırakıverdiler.


Sakin ve usulca süzülürken birden şiddetli bir rüzgar esiverdi.O anlarda Küçük Kar Tanesi gözlerini   kapatmış, Büyük Kar Tanesi'nin ellerini kuvvetlice sıkar olmuştu .Büyük Kar Tanesi ise onun bu halini  tebessümle izliyor ve şöyle söylüyordu :


-Korkma küçük yol arkadaşım.Rüzgar da tıpkı biz gibi bu engin gök yüzünün keyfini çıkarıyor, gideceği yere çabucak ulaşmak istiyor. İşte tüm haylazlığı bundan.Sen de tıpkı onun yaptığı gibi yap,ellerini her iki yana aç ve  bu büyük yolculuğunun tadını çıkar  ama önce gözlerini aç .Hem artık yollarımızın ayrılma vakti de geldi.


Küçük Kar Tanesi mahçup bir edayla önce gözlerini açtı,sonra da Büyük Kar Tanesi'nin ellerini sıkmayı bıraktı . Rüzgar'ın pek bir keyifle gelişigüzel esişini izledi bir süre.Tıpkı dans eder gibiydi ama figürleri pek bi komikti. Daha sonra kendisine eşlik ettiği için Büyük Kar Tanesi'ne  teşekkür etti ve minnetle tuttuğu ellerini yavaşça bırakıverdi.


Rüzgar yine usulca esmeye başlamıştı. Küçük Kar Tanesi de kendisine söylenildiği gibi ellerini her iki yana açıp kendi yolculuğuna tek başına devam etti.Kendisini öylesine kaptırmıştı ki bu hale nereye konduğunu ilk önce fark edemedi.Çevresine biraz bakındığında üzerinde durmuş olduğu siyah, yumuşak çubukları fark etti.Aralıklı ve oldukça fazlaydı bu çubuklar,üstelik uç kısımları yukarı doğru kıvrılmıştı.Sonra birden bir ses işitti.Ses,çubukların hemen altından geliyordu.Çubukların aralıklarından aşağıya doğru baktı ve bir eliyle  tutunmuş  düşüp-düşmeme konusunda karar vermeye çalışır gibi duran  bir damla gördü. Yağmur damlalarına benzetti ilk önce ama daha dikkatli bakınca onlardan olmadığını anladı.Hem biliyorduk ki yağmur damlalarının en sevdiği şeydi düşmek.Asla tereddüt etmezlerdi , üstelik bunu defalarca kez tekrar edebilirlerdi.Küçük Kar Tanesi, çubukların arasından aşağıya doğru seslendi:


-Merhaba...


Sesi duyan damla başını kaldırdı ve siyah çubukların üzerinde duran Küçük Kar Tanesi'ne aynı şekilde cevap verdi.Aralarında geçen  sohbetten Küçük Kar Tanesi yeni arkadaşının isminin  Gözyaşı olduğunu öğrendi.Meraklı bir şekilde :


- Söylesene Gözyaşı neye karar verdin? Düşecek misin yoksa Düşmeyecek misin?


Gözyaşı kararsız ve buruk bir halde cevap verdi ;

-Aslına bakarsan biraz karışık bir durum bu. Bildiğim tek şey burada böyle sallanıyor olduğum ve bunun çok yorucu olduğu.Daha fazla bu işi yapamayacağım da ortada ,sonunda muhakkak düşeceğim .Bu benim kaderim  ama yine de  bilmemek korkutuyor beni."

Küçük Kar Tanesi  sormaya devam etti; "Neyi Bilmemek ?"

Gözyaşı içini çekerek söyledi ; "Ne için düşeceğimi"


Küçük Kar Tanesi şaşırmıştı.Çünkü O , ne için düşeceğini ve ne olacağını biliyordu.Bu yüzden hep merakla ,heyecanla beklemişti.Oysa Gözyaşı bilinmezlikten,kararsızlıktan bahsediyordu.Bilinmezlik korkutucu olsa gerek diye düşündü.Böylesi düşünceler içine dalmışken aklına Büyük Kar Tanesi geldi.Yol arkadaşlığının onu sakinleştirdiğini , Rüzgar'ın haylazlığı karşısında korkarken yine O'nun sayesinde korkusunu yendiğini.Şimdi iyilik yapma sırası kendisine gelmişti.Hem iyilik yapmak , güzel hissettiren bulaşıcı bir şeydi. Küçük Kar Tanesi , Gözyaşı'na doğru eğilerek:


-"Elimi tutmaya ne dersin ? " ,  diye soruverdi .Kendi yolculuğunu,yol arkadaşını,onun kendisine hissettirdiği şeyleri , en önemlisi düştüğü yere mutluluk getireceğini bildiğini ve dahası buna gerçekten inandığını tek tek anlattı Gözyaşı'na.


Küçük Kar Tanesinin sözleri ve  onun kendisine olan güveni Gözyaşı'nı etkilemişti.Hem nasılsa eninde sonunda düşecekti.Bunu yanlız başına yapmayacak olması fikri onu cesaretlendirmişti. Biraz ürkerek de olsa sonunda Küçük Kar Tanesi'nin elini tutmaya karar verdi.Siyah parmaklıkların arasından  uzanarak tutuverdiler birbirlerinin ellerini.Küçük Kar Tanesi biraz şaşkındı zira Gözyaşı'nın elleri ,kendi elleri gibi soğuk değildi, sıcacıktı .


"Hazır mısın?" diye sordu Küçük Kar Tanesi. Gözyaşı da başını "evet" diye sallayıverdi. İkisi birlikte bulundukları yerden yavaş yavaş düşmeye başladılar.Küçük Kar Tanesi giderek daha da sıcak olmaya başladığını hissetti,bu garip duyguyu sevmeye başlamıştı.Küçük Kar Tanesi Gözyaşı'nı gülümserken gördü ve ona hissettiği bu şeyin sebebini sordu .Gözyaşı   " artık ne için düştüğümü biliyorum,"  diye cevap verdi.Sonra bir çukurun içinde düşüşleri son buldu. .Küçük Kar Tanesi ve Gözyaşı ,düştükleri yerin nihayet varacak oldukları yer olduğunu anlamışlardı. Giderek ikisi birbirine karışmaya başladı ve Küçük Kar Tanesi  ;

"Sana söylemiştim değil mi,düşeceğim yere mutluluk götüreceğimi " dedi. Gözyaşı'da "Evet, söylemiştin" dedi. Küçük Kar Tanesi ekledi; "Artık ne için düştüğümü biliyorum demiştin.Söylesene Gözyaşı niçin düştün sen?".  Gözyaşı gülümseyerek cevap verdi:  "Seninle aynı sebepten"


Küçük Kar Tanesi ve Gözyaşı artık bir olmuşlardı ve yeni adları Mutluluk olmuştu. Mutluluk konduğu çukurdan parıldıyor ,  ışığı  gökyüzüne  kadar ulaşıyordu.










11 yorum:

  1. Çok güzel bir hikaye olmuş ki, çok sevdim :))

    YanıtlaSil
  2. yaaaa bunu nasıl yazdın nasıl düşündün nerden aklına geldi yaaa. bayıldım bayıldım. bloguma koyayım da herkes okusun. karı izlerken mi düşündün annatsanaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :)

      Kar ile buluşamadım ki düzgünce..minnacık pencereden pamuk gibi yağışını izledim sadece,o da bir kaç dakika sürdü . ondan olsa gerek :)

      Sil
    2. hıhıms iyi olmuuuş :)

      Sil
  3. Harika bir yazı, bayıldım :)
    Deep sayesinde keşfettim bloğunuzu, teşekkürler deep. ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim :)

      Deep blog camiası içinde amme hizmeti görüyor :) ziyadesiyle faydalanıyoruz kendisinden.

      Sil
  4. Çok güzel yazmışsın, tebrikler!!! :)

    YanıtlaSil
  5. Harika bir anlatım harika bir hikaye

    YanıtlaSil