10/18/2019

DÜNÜN HİKAYESİ (MİM)





Takip ettiğim camdandusler.blogspot.com da okuduğum bir mim vardı.O mimin kaynağı da  buummansessiz.blogspot.com .Bloglarda ki mim işine pek alışık olduğum söylenemez.Hem mecrada yeniyim hem de biraz sessiz takipteyim.Bu mim,diğer gördüklerimden farklı geldiği için yapmaya karar verdim.Tabi mim olayının bir de  raconu var ,etiketlemek,etiketlenmek  gibi:)Ben şimdilik bu racondan kendimi muaf tutuyorum. Adından da anlaşılacağı gibi dünün hikayesi bu,yolu buraya düşen ve dileyen herkesi kendi dünlerinin hikayesini yazmaya davet ediyorum:)

***



Sonbahar

Hastane dönüşü

Öğleni geçeli bi hayli olmuş ,vakit ikindiye göz kırpıyor.Yolda sebebi bilinmeyen bir yoğunluk,arabalar ağır ağır ilerliyor.Gelmek bilmeyen otobüs,durakta bekledikçe çoğalan insanlar.Kimi küçücük yavrusuna kucağında agucuklar yapıyor,kimi dünyanın tüm yükü omuzlarındaymış  gibi koca bir offf çekip rüzgarın nefesine ,nefesini ekliyor.Kim bilir kaç offf'u aldı da içine rüzgar, her üfleyişinde döküveriyor  sararmış yaprakları.

Beklenen otobüs tıka basa vaziyette geldi,Ön kapı iş görmez olunca tüm vazife orta kapının üzerine düşüverdi.Elden ele gönderilen kartlar,arada kalmış küçük çocuklar,bulundukları yerden hareket edemeyen insanlar,bitmek bilmeyen homurdanmalar.Derin bir offff 'un en çok yakıştığı yerlerden biri ,işte tam da bu an.Otobüs durağa geldiğinde de tüm offff lar gidiverdi.


-ohhhhh,nihayet

......




Birkaç durak önce inmek ,üstelik yer ve hava müsaitse alışılagelmiş bir davranıştı. Yol sakin,tek tük geçen insanlar ,bir de yolun keyfini çıkaran kediler var.



-pispispispis....


gelmeyecek misin ?


pispispispispispis.......



Kulaklarını kabartıp bakınmaya başladı kedi.Önce biraz süzdü sonra ufak adımlarla yaklaşmaya başladı,sonra biraz daha ve biraz daha...


-aferin sana,aferin






Başının okşanması kâfi gelmemiş olmalı ki tüm bedenini gezdiverdi güvendiği parmakların arasında.Biraz uzaklaşıyor sonra yine yaklaşıp sevdiriyor kendisini.Bu ritüel birkaç kez tekrar etti,sonra da kedi yeni arkadaşının kucağına oturuverdi.



-bunu yapmasa mıydık acaba ?


Yüze vuran serin bir rüzgâr,renkten renge bürünmüş ağaçlar ile sonbahar şarkısını mırıldanıyordu.Sessizce oturup ,birlikte bu şarkı dinlenildi ve yürüyüş kaldığı yerden devam etti.


Meydana gelindiğinde sessizliğin yerini kalabalığın gürültüsü aldı.Düğün kıyafetleri ile gezinen kadınlar,sünnet kıyafetleri giyinmiş çocuklar,gruplar halinde ziyarete gelmiş insanlar ve  meydanın ortasında fotoğraf çekmek için uygun yeri bulmaya çalışan insanlar hareketlendirmişti meydanı.Şimdi  kalabalığın içinde kaybolma zamanı







bölüm sonu

:)


*****



Devamı geleceğinden değil ama hikayem arkası yarın kuşağı gibi kaldığından "son" yazısını yazmayı konduramadım:) Sonu öyle ahım şahım bir şey de değil zaten.Evime gittim,evde ki gündelik ritüellerimi milyonuncu kez tekrar ettim,bitti gitti işte:)








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder