Cat walk yapılıyormuş dendi, neden olmasın dedim. Hoş, bunlar muhtemelen hep 007 Bond abinin başının altından çıktı.
Fatih Belediyesi, Kapalıçarşı Hanlar gezisi düzenliyor. Yaşadığınız yer önemli değil, iki haftada bir başvuru için kayıt açılıyor, sınırlı kontenjan var , size tur kapsamında eşlik eden bir rehber var ve sizden herhangi bir ücret talep edilmiyor. Kapalıçarşı'yı gezmek her zaman mümkün zaten , İstanbul'a gelmiş olmanız yeterli :) ama işin civcivli tarafı çatıda gezintiye çıkmış olmanız zira bunun belli şartları var. Madem geldik çatıya da çıkalım diyemiyorsunuz, yasak. Özel turlar gerekli izinler ve ciddi ücretler karşılığında bu geziyi sunuyor. İşte belediye de hanlar gezisine çatı gezintisini de ekleyerek hoş bir ayrıcalık sunuyor vatandaşlara .
Bu arada bu çatı gezintisine neden cat walk denildiğini tek sıra halinde yürüyen biz ziyaretçilere ve hemen gözümüzün önünde çatıları havalı havalı arşınlayan kedilere bakıp mukayese edince daha iyi anladım . Öğrenecek çok şeyimiz var :)
Saat 11'de Beyazıt tramvay durağı önünde grup toplandı. Gezilecek rota hakkında biraz bilgilendirildik ve yürüyüşe geçtik. İlk önce çatı turu var, ki soğuk hava ve yağış sonrası gezi gününün güneşli ve güzel bir havaya denk gelmesi şahane oldu. Çatıda bir grup olduğu için biraz beklemek zorunda kaldık. Bu sırada idari bölümden sorumlu olan bir kadın çarşı hakkında bilgilendirdi bizi böyle bir sorumluluğu olmadığı halde. Bekleyişimiz faydalı oldu kısaca :) Bizden sonra herhangi bir grup olmadığı için rahat olmamız söylendi, ki öyle de oldu. Herkes bol bol fotoğraf çekti.
Kapalıçarşı'da 22 kapı, 2 bedesten, 62 sokak, 18 han var. 2486 mağaza olduğu elimize verdikleri tanıtım broşüründe yazılı. Ayasofya'ya gelir getirsin diye Cevahir Bedesten'i yapılmış sadece. Sonra zamanla ticaretin gelişmesi gibi sebeplerle bedesten etrafına seyyar denilebilecek esnaflar gelmiş. Bedesten içine akşam tezgahlarını bırakıp, sabah iş vakti alıyorlarmış . Sonra da seyyar tezgahlar sabit yapılar haline gelmiş . Onlara yeni yeni dükkanlar eklenmiş. Şu anki görünüme ulaşması uzun bir vakit almış yani. Çatıların büyüklü küçüklü olması bundan :)
Bu denli büyük bir yerin her kısmını gezmedik elbet. Belli başlı, en çok bilinen kısımları dolaştık. Cebeci Han, Zincirli Han, Çuhacı han, Sandal Bedesteni, Sağır Han, Büyük Yeni Han ve Büyük Valide Han. Unuttuğum yoktur umarım :) Sokaklarını gezerken süslü püslü dükkanlar dikkat çekiyor ama uzun uzun inceleyip bakamıyorsun çünkü grubu kaybedersen geçmiş olsun :)
Sandal Bedesteni'nde Nusret fotoğrafları ve balmumu heykeli görünce bir garipsedim önce. Meğer işletiyormuş burayı:) Konuklar masalarda yemeklerini yerken biz önlerinden geçip üst kata çıktık. Ziyaretçi ve yemek yiyenler göz temasından başka temas kurmuyor birbiriyle. Diğer ziyaret noktaları zedelenmiş, tahrip olmuş , dokusunu çoğunlukla kaybetmişken Sandal bedesteni en korunaklı ve kimliğini kaybetmeyen yerdi. Bir de üst katta bir sergi alanı mevcut ama ben en çok kapıları sevdim.





Büyük Valide Han, Kösem Sultan tarafından yaptırılmış. 3 avlulu bir han. Genelde konaklama için kullanılmış bu han ve İranlılar bir hayli çokmuş. Bu yüzden kendi mescidlerini yapmışlar. O denli kalabalıklarmış ki Kerbela zamanları birçok yerden onların ritüellerini izlemek için ziyaretçi gelirmiş. Şimdi iranlılar camii diye küçük bir camii bulunuyor han içinde. Bir de matbaanın yasak olduğu zamanlar ilk Kur'an-ı Kerim'de buradaki iranlıların matbaasında basılmış ve tabi envai çeşit kitap. O atölye nostaljik birkaç eşya ve basılmış ürünlerle sergi alanı gibi. İçeride birkaç turist vardı gittiğimizde, mekan sahibi ikramda bulunuyordu ve muhteşem bir boğaz manzarası bulunuyor. Bizler de içeri girip fotoğraf çektik, bazıları kaça kadar açık olduğunu sordu ama işitmedim o kısımları :) Han kasvetli, karanlık ve izbe ama atölyenin küçük balkonunun manzarası şahane.
Sağır Han, Büyük Valide Han'ın üçüncü avlusunda yer alıyor. Sağır Han'da yer alan Eirene Kulesi Bizans'tan kalan bir yapı ama ne amaçla kullanıldığı belli değil, gözetleme kulesi olabileceği fikri ağırlıktaymış. Dışarıdan bakınca küçük bir köşe kısmı gözüyor. Fakat içi giriş ile birlikte üç kat ve sanat galerisi haline getirilmiş.





En meşhuru ve fotoğraf çekilen yer olan Zincirli Han olduğundan burada 20 dakikalık bir mola verildi. Dileyen bir şeyler içti. Büyük Yeni Han gezinin son durağıydı. Artık bitti denildiğinde saat 14.40 sularıydı. Dileyen kalıp fotoğraf çekmeye devam etti, dileyen ayrıldı. Keyifli, güzel ve doyurucu bir gezi oldu.
Deneyimlemek isterseniz şayet belediyenin resmi sitesini ve instagram adresini takibe alın derim :) Kayıt zamanı instagram hesabından duyuruluyor ama bir aması var, tabi bu kendi kısa deneyimim, her zaman olmuyordur belki. İlk önce insta hesabındaki ilan sonrası baktım, ilgili sayfaya yönlendiriyor zaten. Kayıtlar doldu. Sonra iki haftada bir olacaktan yola çıkarak , gerekli zaman dolunca sabah 9'dan belediyenin resmi sitesindeki ilgili sayfayı takibe başladım. Kayıt açılınca hemen başvurdum, birazda oyalandım çünkü doğum yılı fii tarihi olunca hemen bulamadım :) sonra kayıt işlemi gerçekleşti ama insta bildirimi birkaç dakika sonra düştü ve dolayısıyla kontenjan bitmişti. Dediğim gibi bu kişisel deneyimim. Aklınızda olsun :)



Hiç yorum yok:
Yorum Gönder