Açıkçası dizinin ikinci sezonu gelecek haberleri dönmeye başladığında sahiden gerekli mi? demiştim. Her bir ayrıntısına kadar on üzerinden on verdiğim dizi finali münasebetiyle hayal dünyasında aynı mutlu sonu hediye etmişti izleyiciye , mutsuz biten hikayeye rağmen. O mutlu sonun gelmeyeceği gelen ikinci sezon tanıtımı ile ortaya çıkınca işler değişti . Büyük bir hüznün içinde seyircinin hayal dünyasında zuhur eden o mutlu sonun olmayışı haksızlık değil miydi ama ? "Sahiden gerekli mi "siteminin ardında yatan neden de buydu belki. Bu arada ilk sezon neydi diyenleri şuraya alayım tık,tık gassal ; sezon 1
İkinci sezonun itici tanıtımı, farklı karakterler ile örülmeye başlayacak yeni hikaye vs. derken bolca önyargı eşliğinde bi gayret kaldığı yerden devam diyerek başladım izlemeye. Beni meşgul edecek bir şeyin olmayışı , dizinin kısa süreli ve az bölümlü(10 bölüm, yaklaşık yarım saatlik bölümler) oluşu da artı sebep .İlk sezonun her anlamda kusursuz oluşu bu sezona kısmet olmamış ama dizi kötü de olmamış. Peki ne mi olmuş, bakalım bi o zaman :)
Kabullenmek bir intihar biçimiymiş Nihan..kabullenmeyelim !
Teneşirdeki ölü yüzlerin değil yalnızlığın soğuk olduğunu iliklerinize kadar hissettiren bir Baki vardı ilk sezon. "Ölünce beni kim yıkayacak ? "sorusu aklını meşgul ediyorken ve bu sorunun peşine düşmüşken yıkanmaya, arınmaya ve temizlenmeye ihtiyaç duyan şeyin beden değil ruh olduğu gerçeği ile baş başa kalmış idik. Teşhis konulduğuna göre sıradaki adım tedavi süreci olmalıydı, ki bu sezon da genel olarak buna hizmet etmiş.
Arkadaşından yadigar kalan 3 çocuk ile babalık serüvenine yol alıyor Baki. Öğrendiği, hissettiği farklı duygular ile de yüzleşmek zorunda kalması başka farkındalıklara sebep oluyor.
Hikayeye dahil olan Nihan'da (kadın gassal) Baki gibi yaraları olan biri. Annesi ve kardeşi ile ilgili canını acıtan meseleler var. İnsanları birbirine benzeştiren şey benzer yaralara sahip olmaları bana göre. Yine de mesleklerinin de aynı oluşu bu benzerlik hususu konusunda doğru mu yanlış mı bir intibaya sebep oldu bilmiyorum. Nihan ve annesinin hikayesinde hep bir gariplik olduğu sezildi fakat bir müddet sonra bu gariplik sıradan bir hale geldi. Farklı hikayelerde "söylenilen şeyler açık, net ve basit. Neden esrarengiz bir durum yaratılıyor ki" saptaması çokça yapılınca bu anne kızdaki gariplik ister istemez kafamda sıradanlaştı. ( tongaya düşüş :) )
Bir bölümde dağ lalesi göründü yine, ki ben bunun varlığını tamamen unutmuştum. İlk sezonda çok önemli bir yeri vardı bu dağ lalesinin. Bir tek Baki görüyordu ve çok geçmeden verdiği haber gerçekleşiyordu. İlk kez Nihan gördü bu sezon dağ lalesini ve Baki'de onayladı onu. Başka da görünmedi zaten. Dolayısıyla o haberci dağ lalesinin haberini beklemeye başladım , görüldüğü yer de manidardı ama haber bölümlerce gelmedi, gelmeyince de beklemeyi bıraktım.Final sahnesi ile bıraktığım ne varsa mana bulmaya başladı. Gurmeler düşmemiştir belki ama ben fena düştüm, bu yüzden final sahnesi için baya şaşkınım. Bu şaşkınlığı sevdiğimi söyleyebilirim. Spoisiz bu kadar oluyor :)
Bunlar iyi hoş olan şeyler, bir de memnun olmadığım şeyler var . Listenin başını Bayhan ve müzikleri alıyor. Baki'nin çocuk yanına vurgu yapmak istedik diye bir açıklama duymuştum senaristten. Ne çocuk yanına ne de sahnelerin ruhuna olduramadım ben. Hoş ve sevdiğim birkaç parça vardı ama onlar da yorum kurbanıydı. Sevenine bir şey dediğimiz yok elbet ama Şahin Kendirci ve her bir bölüm sonunda seslendirdiği parça ile sahnenin ve bölümün duygusunu yükseğe taşıyan bir seçimden sonra böylesi bir seçime yönelmek hatalı olmuş bana kalırsa. Küçük bir kuple ancak dinleyebildim ve anında kapattım bölüm sonlarını.
Geçen sezonun her bölümünün duygu yoğunluğu o denli derin ve iz bırakandı ki jenerikteki çocuk şarkısı bile hüzünlendiriyor, gözleri nemlendirip boğazı düğümlüyordu. Bu sezon ocağın altı fazlaca kısık bırakılmış (birkaç sahne hariç) , hal bu olunca jenerik müziği de anlamsız kaldı.
Baki'nin bize anlatılan bir hikayesi vardı. Babası ile olan yüzleşme sahnesi ilk sezonun top 3'üne girer. Bize anlatılan ve verilen hikayeden farklı bir hikaye verdiler bu sezonda. Kendimce olumsuz gördüğüm diğer bir kısım da bu. Anlatılan bu yeni hikayede etkileyici cümleler ve sitemler vardı ama ilk sezonun duygu halinin ve durumunun altında kalıyor oluşu yüzünden herhangi bir katkı sunmuyor yazılmış hikayeye. Sahiden gerek yoktu bence.
Sözün özü eleştirdiğim , hoşlanmadığım kısımlar olmasına ve ilk sezon ayarında olmamasına rağmen bu sezon da izletti kendini dizi. 3.sezon haberleri de var, du bakalım n'olcek :) Diziden sevdiğim iki replik ile bitireyim mevzuyu.
* Dokunmaya kıyamadığın ne varsa önce o eriyip gidiyor.
*Bu topraklarda kibarlıkla salaklık çoğu zaman eş değer görülür. Net olacaksın Nihan.
Diziyi izlemedim ama Bayhqn hayranı olduğum için sadece onun sahnelerine Youtube'dan bakıyorum.
YanıtlaSilEfendim işitmedim 'e çok reesl yapılıyor, en son "annem bayram temizliği yap denilince ben" olanından gördüm 😅
Silhımm sen sevmiştin evet konusundan dolayı izleyemem ama bilgim oldu yani idare eder demek ki ikinci sezon :) hudutsuz sevda ve bir zamanlar istanbul izliyorum :)
YanıtlaSilÖnyargımı yıkacak kadar iyiydi ama bir ilk sezon kesinlikle değil:) benim tv'de tek izlediğim dizi uzak şehir, o da sağolsun komşu teyze moduna soktu beni Sadakat(oğlan anası) yüzünden, sinir katsayımla oynuyor 😅 Eşref'e son bir iki bölüm baktık, biraz gideri var gibi, yoklukta izlenir.
SilBen hiç izlemedim bu diziyi. Ama geçen bizim buralara bile afişleri asılmıştı. Epey izleyeni var demekki diye düşünmüştüm
YanıtlaSilİlk sezon çok ses getirdi, haliyle ardına aldığı rüzgârla devam ediyor .
SilDiziyi, ilk sezonundan bağımsız değerlendirdiğimizde esasen güzel bir mini dizi diyebiliriz. Keza ilk sezondaki duygu yoğunluğunu yakalayamadığı aşikar. Ama ikinci sezon da ilki gibi müzikleri ile ayrı bir tat bıraktı.
YanıtlaSilKonudan bağımsız; bloğunuzun teması acaba nedir? :)
Harikalar tic. teması diye not düşmüş blogger :)
SilMüzikler konusunda genel bir beğeni olduğu aşikar, sevilmiş ve eğlenceli bulunmuş.