8/16/2025

#5 YAZ GÜNCESİ



Serin serin rüzgarların estiği ama yine de yapış yapış eden bir hava hakim şu birkaç gündür. Nemden kurtuluş yok, şehrin kaderi bu . Bundan sebep o serinlik büyük nimet bunaltan sıcaklar sonrası. Bol miktar baş ağrısı yapıyor bir tek, ona da biraz çay biraz ağrı kesici, bitti gitti :)  Karşıya , vapurla planlar yapıyordum aslen ama deniz ve rüzgar uyarılı bol bol mesajlar gelince telefonuma  ayağı yere bas deyip kendi yakamda sıraladığım yerler listesini gündeme aldım ve rotayı Yıldız Sarayı'na kırdım.


8/09/2025

GÖLGEM İÇİN YAZIYORUM

 



   Yaralar vardır hayatta, ruhu yalnızlıkta cüzzam gibi yavaş yavaş yer, kemirir. Bu dertler kimseye anlatılmaz çünkü genellikle insanlar bu dertlere inanmaz, tesadüflerin bir parçası olarak görür, nadir ve acayip olaylar olarak kabul ederler. Eğer biri çıkar da bunları söyler ya da yazarsa, insanlar yaygın inançları ve kendi akıllarına nazaran alaycı ve şüpheci gülüşlerle değerlendirirler. Çünkü bu dertlerin çaresi de ilacı da bulunamamıştır. Bunun tek ilacı şarap, afyon ve uyuşturucu maddeler aracılığıyla sağlanan sahte uykuyla uyumaktır. Fakat ne yazık ki bu tür ilaçların etkileri geçicidir ; acıyı kesecekleri yerde, çok geçmeden şiddetlendirirler.


   Acaba bir gün doğaüstü olayların, uyku ile uyanıklık arasındaki, berzahta görülen gölgesinin ruha yansımasının sırrını biri anlayacak mı?

7/30/2025

#4 YAZ GÜNCESİ




Suyun içinde olsan da serinlemenin mümkün olmadığı İstanbul'dan insanlar gibi şuncacık hayvanlar da mustarip işte. Nemden dolayı rutubet tutmamıza azıcık kaldı, bilemiyorum , tuttuk belki de ama güzel olan şu ki , an itibari ile güzel ve serin rüzgarlar var dışarıda, çok şükür. Daim olsun inşallah. Tabii, ben bu serincecik havayı beklemek yerine  vurdum kendimi bir yerlere . Dedim ki , nasılsa kapalı alanlar serincedir ama Dolmabahçe Sarayı'nda söz konusu değilmiş, öğrendim. Öncesinde otobüs maceramı diyeyim ama :)


Bu şoför amcalar, daha duraktan bir iki teker çevrimi ayrılmamışken ve sırf kapıyı kapattıkları için, cama tıklamana rağmen neden inadına açmıyorlar kapıyı ? Sahiden, bunun izahatı ne. İlki böyle ucu ucuna gitti. Karaköy aktarmalı gittim, durak yolun karşısında ve otobüs geliyor. Koşuyorsun, ki görülüyor ve yine aynı durum, üstelik kırmızıya takılmış biraz akan trafik yok. Sonra başlarım ama deyip durağa dönüyordum ki orta kapı açıldı birden. Artık , dalgınlığına mı geldi, başka bir şey mi ya da bana dair içinde gelgitler yaşadı da arafta mı kaldı bilmiyorum. Ben bir hışımla zıpladım, dikkat çekiyorum zıpladım ve otobüs hareket etti. Ben, kendi halime, düşmeyişime ve n'pmışımkine diye garip garip kendimi süzerken yolcular ile göz göze gelmemeye özen gösterdim :) Şoför amcaya da uyuz oldum ama diyemedim. Sonra, hanım hanımcık kız ol telkinleriyle büyümek yerine atıl kurt modunda yetiştirilseydim tarihi dönem filmlerindeki hatunlar gibi olabilirmişim diye bir aydınlanma yaşadım. Kısacık ama oldu mu , oldu işte :)

7/24/2025

NE OKUDUM


 EN HÜZÜNLÜ EYLÜL Osman Balcıgil

YEŞİL MÜREKKEP Osman Balcıgil

NAR AĞACI Nazan Bekiroğlu