Merhaba blogcum
Paylaşıp anlatacak bir şeyler bulamamaktan muzdarip olduğum şu sıralarda hiç değilse sohbete bi katılayım da daha fazla toz bağlamasın buralar dedim. Bu haftaki konu sadevederin'den . Sohbet konusu ise şöyle ;
"Kitap okurken kitaba notlar alır mısınız? Satırların altını çizer misiniz? Nasıl çizersiniz? Kitaplarınızı kaplar mısınız? Nasıl kaplarsınız?
Okul zamanı ders kitaplarını yazıp çizmekten hatta karalamaya varacak şekilde hunharca kullanmaktan başka hemen hemen hiçbir kitaba böylesi eylemler yapmadım. Bir de katıldığım birkaç kursta elimizin altında olması gereken kitaplara küçük ya da teferruatlı notlar almışlığım var. Okuyuştaki kural nasıl , nasıl ulama yapılır vs. İşin özü bir şeyler öğrenme gayreti içinde iken kitabın kalemimden kurtulması mümkün değil ve çok da faydasını görmüşlüğüm vardır bu halin. Bunun dışında kalan tüm kitap okumalarında nokta dahi bulamazsınız kitabımın üzerinde. Sevmem, hoşlanmam da üstelik. Keyif uğruna eziyet verildiği hissine kapılırım :) Sayfaları çevirirken bile kitabı 180 derece pozisyonuna sokmam. Hangi açı müsait ve uygunsa kitabın hırpalanmaması adına ona göre eğilir büzüşürüm :)
Blog ve 1000kitap uygulaması sayesinde satır çizmeye de gerek yok artık zaten, bu mecralarda kayıt altına alıyorum. Yeni yeni bir adım bu tabi, öncesine dair hiçbir satır ve not tutmuşluğum da yok. Bu yeni tutumun içinde "eksik kalmayayım bir şeyden" düşüncesinin olmadığını söylemek yalan olur :) etkileşim denilen şey böylesi işlere de sebep veriyor ama zararsız oluşu hoş bir şey bence :)
Kitap kaplamayı da okullu yılların bitişi ile bıraktım. Elimin altındaki 20 seneyi aşkın kitaplar bile ilk alındığı günkü gibi duruyor zaten. Hafiften sararmış yaprakları ve rafa koymuş olmanın verdiği minik eziklikler olmasa yaşları fark edilmez :)
Benim en büyük eksiğim sanırım not alma. Not alacağım sayfalar arasına minik kağıtlar koyarım okurken, kitap bitince unuturum onları bir yere kaydetmeyi. Ya da üşenirim.Sonra da şu cümle hengi kitaptaydı diye düşün dur...
YanıtlaSilSıcağı sıcağına yapmazsam not işini ben de bırakırım muhtemelen.
Silsatırların altını çizme aşırıya kaçtığında kitaba eziyet oluyor bence de. Kitap kaplama konusunda da sizle aynı fikirdeyim :)
YanıtlaSilOluşan görüntü kirliliği de hoş değil bence. Bir de yarına ve başkalarına bırakma düşüncesi de hakim bende.
SilBen de ders kitaplarını daha çok çizerdim. Keyif almak için okuduğum kitaplara daha iyi davranıyor um.:)
YanıtlaSilPazar defteri gibi oluyor ama çok işe yarıyor :)
Siloooo yani titiz bir okursun kitaplarla ilgili olarak :)
YanıtlaSilgibi gibi :)
SilBu yazdıklarınızdan sonra kendimi orta halli gördüm kitap konusunda. Kitabın sayfalarını yazıp çizmem fakat kaldığım yeri küçük bir üçgen şeklinde kıvırırım. Sohbete katılanlar ve bu konuda yorum yapanlara bakılırsa satırların altını çizip not alanlar oldukça fazla:)
YanıtlaSilAyıracım yoksa üst köşelere minik üçgenler yaparım ben de ama sonra ayıracı bulup hemen düzeltirim. Çoğu okur dediğiniz gibi,tutulan not defterlerini sanat eserine dönüştürenler bile var ama kitap sevgisinin getirisi mi bu yoksa başlı başına başka bir sevgi ve ilgi mi bilemiyorum.
SilYaşanmışlık katmak... çoğu okur bu bakış açısına sahip, farklı bir bağ.Kitabın benden önce kendisine ait olduğu fikri bu bağı kuramamdaki sebep olabilir :) tabi eğitim - öğretim amaçlı kitaplar konu dışı, bunlarda her türlü hak ve hakimiyette tek söz sahibi benim :)
YanıtlaSilDefterleri sempatik buluyorum ama çok meşakkatli gibi, sabır istiyor biraz.
Eskiden bu konudaçok titizdim hatta kitaplarıma dokundurtmazdım bile şimdi ise okuduğum her kitap eğer hediye değilse hemen kütüphaneye gidiyor. Artık kıyamadığım kitapların altını da çiziyorum ama pek not aldığım söylenemez üstlerine belki yaparım bunu da mesela karakterler sevmediğim bir şey yaptığında bir replikte ben eklerim oraya :))
YanıtlaSilZamanla değişebiliyor tutumlarımız :) replik ekleme fikri sohbet konusunda okuduğum en orijinal fikir olabilir bu arada, çok hoşmuş :)
Sil