HAYVANLAR ALEMİNDEN UYGUNSUZ GERÇEKLER Lucy Cooke
AĞAÇLARIN GİZLİ YAŞAMI Peter wohlleben
FELSEFE-İ MUSIKİ Salih Nabi
PSİKODRAMA Veli Duyan-Elif Haskılıç
HAYVANLAR ÂLEMİNDEN UYGUNSUZ GERÇEKLER
Kitabın arka kapağından
Lucy Cooke hayvan aklını olduğu gibi anlayabilmek için Kolombiyalı bir "suaygırı burucusu"ndan Çinli bir "panda çöpçatanı"na kadar hayli renkli karakterle tanışacağı bir dünya turuna çıkıyor ve bizleri hayvanların gizli - ya da bizim görmezden geldiğimiz- ve bir o kadar eğlenceli dünyasıyla tanıştırıyor. Hayvanlar Âleminden Uygunsuz Gerçekler, sadece hayvanları değil, tüm o akıldışı önyargıları ve uçuk hayal gücüyle insanı da anlatan, yanlış anlaşılmalarla dolu bir hayvanat bahçesi.
Kitap hakkında
447 sayfalık kitap aslında 337 sayfa, geri kalan kaynakça. "Yanlış Anlaşılmalarla Dolu Bir Hayvanat bahçesi" diye tanımlanmış olan kitabın dili sade. Okuyuş eğlenceli, keyifli, tebessüm ettirmeli ve sürükleyici. İçindeki bazı gerçekler de dehşete düşüren türden Birçok şeyi sohbet havasında öğreniyorsunuz ve yazar oldukça hoş sohbet , iç seslerini susturamayan biri :) Sırtlan'a " yürü be kızım" diye gaz verebiliyor ya da leyleklerin nire uçtuğunu söyleyene "sahi nire" diye nanik yapabiliyor. Farklı şeyler öğreneceğimi biliyordum ama bu denli okumaktan keyif alacağımı bilmiyordum, çok bi çok kuvvetli öneriyorum. Bildiğimi sandığım birçok yanlışı da düzeltmiş oldum böylece.
13 canlı üzerine eğiliyor kitap .Bunlar sırayla; Yılanbalığı, Kunduz, Tembel Hayvan, Sırtlan, Akbaba, Yarasa, Kurbağa, Leylek, Suaygırı, Sığın, Panda , Penguen ve Şempanze
Bu canlılara ait mitler, mitlerin getirdiği çeşitli yanlış fikirler, bunların peşine düşen ya da ısrarla önyargıları körükleyen bilim adı altında yürütülen faaliyetler, tartışılamaz bilim kurumlarının ve insanlarının ego tatminleri, hayvanlara haklarını teslim etmeye çalışan aklıselimler, eskiden başlayıp günümüze gelinceye değin tüm yanlış ve doğru bilgiler, hatta politik amaçlar da dahil yapılmış olan şeyler aktarılıyor. Bu güzel canlıların canavar kitaplarında nasıl resmedildikleri de sayfalarda görsellerle mevcut. Asıl akıl almaz olanın insan olduğu gerçeği resmen ayyuka çıkıyor. Dünya düz diyenler çok daha makul görünüyor gözüme şu an :)
Yazarın Sonuç kısmında yazdığı sözler ile bitiriyorum zira kitaba dair merakı ve okunurken yaratacağı şaşkınlığı yok etmek istemiyorum.
bir alıntı:
Bizi mıknatıs gibi kendine çeken insana benzetme dürtüsü başlıca felaket nedenimiz; yolumuza taş koyup gerçeği örtbas ediyor. Biz güvensiz bir türüz, davranışlarımız hakkında içimiz rahatlasın diye sarhoş sığınlardan ve meşgul kunduzlardan medet umuyoruz; miskin tembel hayvanlar, zalim sırtlanlar, pis akbabalar gibi ahlak kurallarımızla uyuşmayan yaratıkları hemen ayıplıyoruz. Bu hayvanlar hakkındaki gerçeklerden rahatsız olmamız, hem umutlarımıza hem de korkularımıza dair pek çok şeyi açığa vuruyor.
***
AĞAÇLARIN GİZLİ YAŞAMI
Kitabın arka kapağından
Ağaç sosyal bir varlık mıdır? Almanya'da Der Spiegel'in çok satan kitaplar listesinin zirvesinden iki yıl boyunca inmeyip satış rekorları kıran , yayımlandığı birçok ülkede benzer bir ilgi gören bu kitaba bakılırsa sorunun yanıtı evet. Mesleğine tutkuyla bağlı olan ormancı yazar Peter Wohlleben ağaçların aralarında sosyal bir bağ oluşturduğunu kitabında gayet ikna edici biçimde izah ediyor.
Kitap hakkında;
Sade ve yalın bir anlatım tarzına sahip kitap , okuyucuyu karşısına almış anlatıyor gibi. Ağaçlara dair birçok ilginç ve şaşırtıcı bilgiyi sizinle paylaşırken , ağaçlar ile birlikte anılması elzem olan birçok canlıdan da haberdar ediyor sizi. Kitap için "bir belgeselin yazıya dökülmüş hali" demek uygun bir tanım olacaktır sanırım. Tabi bahsedilen canlılardan ve ağaç türlerinden ( görünümlerinden) habersiz isek, ki ben de bir miktar mevcuttu, okuyuş biraz eksik kalabiliyor. O durumda google amcadan görsel bakınmak faydalı olacaktır :)
Ağaçları seviyorsanız çok daha fazla sevecek, onlara bakışınız mana ifade etmiyor ise kesinlikle anlamlı hale gelecektir kitabı okuduktan sonra. İlgisi olanlar ,yazılı belgesel nasıl olur diye merakı olanlar ve farklı türde okuma isteği duyanlar için önerilmektedir efem :)
Bir de merakımı çokça cezbeden bir husus var ki onu demeden geçmeyeceğim. Kitaptan öğrendiğim bir kelime ; mütecaviz. Anlamı şuymuş; saldırgan, saldırıcı. Yazar kendi dilinde nasıl bir kelime kullanmış ki çevirisi için bu kelime seçilmiş. İşte bu fevkalade merakımı cezbediyor :)
bir alıntı
Oysa birçok hayvan için yaprakbitleri bir nimettir. Öncelikle, keyifle bitleri yutan uğurböceği gibi diğer böceklere faydalıdır. Orman karıncaları ise bitlerin dışkısındaki şekerli şurubu, doğrudan bu böceklerin kıçlarından höpürdeterek içecek kadar sever. Süreci hızlandırmak için antenleriyle vurup onları işemeye zorlar.
***
FELSEFE-İ MUSİKİ
Kitabın arka kapağından
"Ben şu yasayı dikkate alarak ülkemizde henüz uğraşılmamış, deşilmemiş, duyulmamış bir alanı karıştırmaya ve karıştırdıklarımı, arayıp bulduklarımı toplum önüne koymaya aczimle beraber teşebbüs ettim.(...) Mecmuam şimdilik her 30 günde bir yayınlanacaktır. Lakin bu mesleğe, bu alana olan heves, arzu çoğalacak olursa bütün meşguliyetlerimle beraber on beş günde bir forma neşretmek derecesinde bir gayret göstereceğimi vaadederim." Zigârdelâkızâde Sâlih Nâbi
Kitap hakkında:
Şu yukarıdaki niyetin sahibi bu işe başlayıp , 24 yaşında eldeki bu ilk ve tek yazıyı kaleme almış , yayımlamış, emeline ulaşamadan 28 yaşında vefat etmiş.
103 sayfalık kitap Cengiz Kotan'ın "Unutulmaz bir Osmanlı münevveri" başlıklı önsözü ile başlıyor. Osmanlıca yazılmış bu eserin mahiyeti, yazarı ve hayatı, eserinde bahsettiği bazı hususların açıklaması yer alıyor.( 34 sayfa) Sonra birkaç resim ve metnin sadeleştirilmemiş hali geliyor.(43-68).Okumadığım kısım bu , zaten hakkıyla anlamamda mümkün değil. En sonda da metnin sadeleştirilmiş hali.
Yazarın niyetinin elle tutulur olmuş olan bu tek yayını giriş bölümü olduğundan , okuyuculara neleri anlatacağına dair vaadleri, neden böyle bir işe kalkıştığının sebebi var. Birçok kişiden yaptığı alıntılar ile giriştiği işin ne denli önemli olduğuna dikkat çekiyor. Cengiz Kotan, tarih sayfalarında adı çoktan unutulmuş bu kişiyi gün yüzüne çıkarıp bir nevi hakkını teslim etmiş zira 2003 yılında müzik felsefesine giriş adıyla bir kitap yayınlanmış ve bu alandaki ilk ve tek eser diye yorum düşülmüş . Okuduğum bu kitap sadece bir önsöz mahiyetinde, fazlası yok. Buruk bir final oldu.
**
PSİKODRAMA
Kitabın arka kapağından
Hayatına büyülü dokunuşlar yapabileceğini biliyor musun? Kendinden başlayarak ailene ve en yakınındakilere, yakın hissettiklerine de...Kendinle karşılaşabilme cesareti gösterdiğinden tüm hücrelerinde başlayan bir barışıklığın önce en yakınındakilere, ailene sonrasında tüm evrene yansıyabileceğine de...
Psikodrama grup terapisine katılan on kişinin kendileriyle ve yolculuklarında onlara eşlik eden aile üyeleriyle ilgili farkındalıklarıyla kendi içinize dönüp kendi farkındalığınızın kapılarını açabilirsiniz. İyi hissetmek, barışmak, değişmek, dönüşmek, gelişmek adına, kendinizden çok şey bulacaksınız..
Kitap hakkında
Çokça duyduğum ama ne olduğu hakkında yeterli bilgim olmayan bir kelime Psikodrama. Sürekli aynı yemek yenmez , yenirse de lezzet vermez noktasından hareketle okumalarımı çeşitlendirmek gibi niyetlendiğim bir süreçte, kitap raflarında denk geldiğim bu kitabı okumaya aldım. Arka kapakta belirtilen "on kişi" ibaresi de bir hayli etken oldu.
198 sayfa olan kitap öncelikle Psikodrama nedir, nasıl doğmuştur, kullandığı teknik nedir, neyi hedeflemektedir gibi teorik bilgileri anlatıyor. Daha sonra bu grup terapilerine katılmış olan kişilerin , terapi sonunda edindikleri tecrübe ve fikirlerden alıntı yaptığı konular üzerinden , psikodramanın sonuçları denilebilecek türden çıkarımlar ve saptamalar yapıyor. Bu saptamalardan hareketle, psikodrama şöyle şöyle fayda sağlamış oluyor - oldu , başlıklı bir veri sunulmuş oluyor. En son fasılda da katılımcıların paylaştıklarını bütün olarak yorumsuz biçimde arka arkaya sıralıyor. Bu kısım ister istemez tekrara düşen yerler oluyor çünkü bu paylaşımlardan yapılmış alıntıları öncesinde okumuş oluyorsunuz.
İlginç detaylar varmış. Siz ve ben birer belgesel sever olduğumuza göre tabii ki hayvanların ve bitkilerin yaşamlarını merak etmemiz kaçınılmaz:) Psikoloji de ilgi alanım..
YanıtlaSilEvet, ilginç ve farklı.Açıkçası umduğumdan fazlası oldu ilk iki kitap.Son iki kitaptan farklı bekelntilerim vardı, pek karşılayamadı ama başlangıç için fena sayılmazlardı yine.
Sildört kitap da iyimiş. özellikle panda ve pengueni merak ettim. ağaçla ilgili bir film de var, the fall (düşüş), ağaçların gizemiyle ilgili efsaneleri anlatan. müzik kitabı, psikodarama, evet, bu tür terapi de ünlü oldu zaten, bitkilerin serüveni diye bir kitap var, (michel lis), o da ilgini çekebilir. bu dört kitabı da not aldım. özellikle ağaçlı olanı :)
YanıtlaSilaklıma gelmişken, bir de türkiyenin kuşları (tim davis) var, ilgini çekebilecek :)
YanıtlaSilHepsini not alıyorum, teşekkür ederim :) film izleme isteği su aralar sıfır , izlediğim belgesel serisinin 1 bölümü kaldı, onu bitirince the fall'ı alayım hemen o halde izlemeye.
SilHepsi ilginç, merak uyandırıcı kitaplarmış. Felsefe-, Musiki kitabının yazarı Zigardelâkî'nin neden genç yaşta hayatını kaybettiğini ve adının ne anlama geldiğini aradım ama bir sonuca ulaşamadım. Güzel kitaplar, teşekkürler:)
YanıtlaSilHastalık sebebiyle , 1914 yılının zorluğu( savaş, ispanyol gribi vs.) vefat ettiği bilgisi var.Donanımlı ve eğitimli biriymiş , o dönemdeki parlak nesil gibi yitip gidenler arasında ne yazık ki. Malum, savaş eğitimli bir nesli yok etti ve telafisi zor bir boşluk bıraktı geride.İsim için çerkes isimlerine yakın durduğuna dair bir bahis var, buradan hareketle çerkes olabileceği savı vardı kitapta. Kesinlik yoktu.Hastalık ve peşinden vefat gelince dergide bir tek yayım paylaşılabilmiş.
Sildirek ilgimi çeken kitaplar oldu
YanıtlaSilOkuyabilme fırsatı bulabilirsiniz umarım.
Sil