10/18/2019

KÖRLÜK ve OTOMATİK PORTAKAL - KİTAP





KÖRLÜK

Kitabın arka sayfasından ;

Usta yazarın belki de en etkileyici yapıtı olan, sinemaya da uyarlanmış Körlük,toplumsal yaşamın nasıl bir vahşete dönüşebileceğini müthiş bir incelikle gözler önüne sererken,insana dair son umut kırıntısını da bir kadının tek başına örgütlediği dayanışma ve direnç örneğiyle sergileyen unutulmaz eserler arasında yerini almıştır.

..

Kitabın giriş sayfasından;

Bakabiliyorsan , gör. Görebiliyorsan,fark et. - Nasihatler Kitabı


***

Açıkçası bu kitaptan bahsedip bahsetmeme konusunda arada kaldım.Kitap hakkında biraz  sonra yazacaklarımı bir yerlerde okusaydım,muhtemelen kitabı almazdım.Bundan sebep ben gibi düşünenler olabilir diye bahsetmeye karar verdim.




Kitap körlük salgınına yakalanan kişileri ve toplumu ele alıyor.Öyle ki gün sonunda gözleri gören hiç kimse kalmıyor,bir tek kişi dışında.İnsanı hayvandan ayıran tarafları var ,akıl,ahlak gibi.Bunlara sahip olmayan insan birer hayvana,hatta hayvandan daha aşağıya bile düşebilir.Elinde geriye kalan şey ise yaşama dürtüsü ve bunu gerçekleştirirken uyguladığı 3 yöntem.yemek,dışkılamak,cinsellik

Kitapta kurgulanan şey bu ve aslında oldukça ilginç ve dikkat çekici ama,...işte aması var.

Yazarın kitapta kullandığı dil çok sert,çok rahatsız edici,çok tiksindirici.Vahşetin hüküm sürdüğü,türlü  türlü iğrençliklerin meydana geldiği ,mide bulandıracak kadar cinsel saldırıların içinde yer aldığı ,fazlasıyla ayrıntılı işlenmiş  bir kurgu hikaye var. Satırları atlayıp atlayıp okumak bile yetersiz kalıyor.Belli ki yazar bunu amaçlamış ,nobel edebiyat ödülü alması da bundan olsa gerek.

Filmler ,diziler ile ilgili tartışmalar olur ya hep,bir kesim zihinler bu kadar kirlenmemeli derken diğer kesim bunlar gösterilmeyince yok mu oluyor,gerçekleşmiyor mu hayatta diye karşılık veriyor ya,işte ben zihinler bu kadar kirlenmemeli kısmında olanlardanım.Dünya da her türlü iğrençlik var-ki keşke olmasa- ama korunmak,dünyanın daha iyi bir yer olmasını sağlamak,var olan sorunları bilmek için türlü türlü yollar var.Bunları ifade etmek için sayısız kelimeler var.Çamura bakmak yerine ,onun da farkında olup  lotus çiçeğine  bakmayı yeğlerim.Çünkü bilirim ki neye bakarsan,onu görürsün.

İşte böyle..Ne derler bilirsiniz..herkesin fikri kendine.


***


OTOMATİK PORTAKAL


Kitabın arka kapağından ;

Karabasan gibi bir gelecek atmosferi...Geceleyin sokaklarda dehşet saçan,yaşamları şiddet üzerine kurulu gençler..Sosyal kehanet ? Kara mizah? Özgür iradenin irdelenişi ?..Otomotik Portakal bunların hepsidir.Aynı zamanda hayranlık verici bir dilsel deneydir,çünkü Burgess anti-kahramanı için yeni bir dil yaratır : Yakın geleceğin argosu "nadsat"ı.


***


Kitap ile ilgili yazarının kaleminden ;

Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...

Bu deyişin (uqueer as as clockwork orange) ,tam da benim anlatmak istediğim duruma,Pavlov  kanunlarının uygulanmasına dayalı bir hikayeye çok iyi oturduğunu düşünüyorum.


(bkz :  İvan Pavlov. Fizyoloji ve psikoloji alanındaki çalışmaları ile ve Pavlov'un Köpeği olarak bilinen ünlü deneyi ile tanınıyor)


***


Basit, anlaşılması kolay bir olay örgüsüne sahip olmasına  karşın  kitapta argo kelimeler ve ifadeler fazlasıyla yer alıyor zira kitabın anlattığı dünya her türlü suça (gasp,tecavüz,cinayet vs..) bulaşmış,15'ine gelmeden suç makinası olmuş karakterleri barındırıyor ve düşünme şekilleri bu ifadeler ile açık ediliyor. Filmlerde ki anti kahramanlar yer yer kendini sevdirebiliyor fakat bu kitapta,anti kahraman diye nitelendirilen Alex, kendi deyimi ile Mütevazı Anlatıcı ile hiçbir düzlemde nokta dahi olsa temas edemiyorsunuz. Başına gelenlere rağmen...Bu arada kitabın Stanley Kubrick imzalı filmi mevcutmuş.



Kitap okumalarımdan edindiğim fikir şu ; tıpkı televizyonlarda uygulanan akıllı işaretler kitaplar içinde kullanılmalı. Kesinlikle olmalı....


Küçük bir not:  Okuduğum kitapların ben de oluşturduğu izlenimleri paylaşıyorum sadece,kaldı ki daha yeni yeni başladım bu tür içerikleri paylaşmaya :) Sözün kısası ,kitaplarla ilgili paylaşımların hiçbiri tavsiye niteliğinde değildir.





Kitap ile ilgili spoi içerir !!!

!

!

!



Alex'in üzerinde yapılan deney ,onun kötülük yapmasına izin vermiyordu ama tüm şeytani ve canice olan fikirleri yerli yerinde duruyordu.Suç ile baş etme yönteminin suç işlemek ile mümkün olmadığı gerçeğininin altı kalın kalın çiziliyor böylece.Alex'e acıdım mı..zinhar....izlemeye mecbur bırakıldığı türlü vahşet içerikli olayları zevkle yapıyor ve haz alıyordu zaten...öte yandan bir insanın elinden müziği almak,işte o kısım birazcık etkiledi. Daha doğrusu böyle bir düşüncenin gerçekliğe evrilme fikri etkileyendi,Alex'den tamamen bağımsız olarak.Onunla aynı suçları işleyen Pete'nin evli,Dim'in polis olarak işin içinden çıkmış olmaları, adalet denilen şeyin kitaplarda dahi olmadığı gerçeğini teyit etti ki,okuyucu olarak memnuniyetsizliğim had safhada. 




5 yorum:

  1. Kitaplara Kaçanlar : Körlük kitabı Saramago'nun en önemli kitabı. Kurgusuyla da bunu hak ediyor gerçekten. Benim de beğenerek okuduğum bir kitaptı. Ancak, bir çok tanıtım ve tavsiye yazılarına yaptığım yorumlarda ifade ettiğim ve sanırım sizi de rahatsız eden durumun da belirtilmesi gerekiyor. Kitap içindeki pornografiye varan bir çok ifade rahatsız edici boyutta. Ortamı, yaşananları anlatmak için bu kadar ayrıntılı ifadeler gerekli miydi bilemiyorum.
    Benzer sorunları Kenzaburo Oe’nin Kişisel Bir Sorun, Kundera'nın Yavaşlık kitaplarında da yaşadım. Bu kitapları tavsiye üzerine almıştım. Tesadüfen bu kitapların her hangi bir sayfasını açın, birinci de olmazsa ikincisinde mutlaka insanı rahatsız edici nitelikte müstehcen ifadelere ve ilişkilere rastlayabiliyorsunuz. Özellikle Kundera'nın Yavaşlık kitabında o kadar rahatsız oldum ki bitiremedim.
    Körlüğü, teması, kurgusu ve yazarın hatırına bunu bilerek okuyanlara tavsiye etmekle birlikte, diğer iki kitabı hiç bir şekilde tavsiye edemiyorum. Bu benim kişisel tercihim.
    Konusu itibarıyla çok önemli bir eser olan "Otomatik Portakal"'da da yer yer argo ifadeler yer almakla birlikte, buradaki argo ifadelerin kişileri ve yaşadıkları ortamı daha gerçekçi anlatmak için, daha dengeli bir şekilde, kararınca kullanıldığını düşünüyorum.



    YanıtlaSil
  2. Kitabı daha dün bitirdim bende bunun üstüne yazmayı düşünüyorum. Ama sizin düşüncenize katılamayacağım sanırım. Kitap içeriği türüne göre kabul edilebilecek sınırlar içinde. Distopya denilince yazarın bahsettikleri olaylar gerçekleşmesi normal. Ayrıca olay kurgusu gerçekleşebilecek bir konu bence. Neyse tabiki cinselliklten ve vahşetten hoşlanmayanların distopya veya fantastik konular okumamasını öneririm. Rus edebiyatı okumalarını tavsiye ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kişisel tercih elbet.Ben de kitabın bencesini yazarak kendi kişisel degerlendirmemi yaptım.Dünyada çok vahşice şeylerin olup bittiği de aşikar.Kitapta bahsedilenden çok daha fazlası yaşanıyor.Dediğim gibi bilinen bu halin tüm detayı ile ortaya seriliyor olması okuma ve izleme konusunda tercih ettiğim bir hal değil.

      Distopya türünde okuduğum ilk kitap buydu ve tecrübesizdim :) Genel değerlendirmelerde ise yorumlar fazlasıyla üstü kapalıydı.Ben böyle yapmak istemedim.Bilinsin ve tercih edilecekse ne ile karşı karşıya olduklarını bilerek tercih etsinler düşüncesi hakimdi bende.Sevgili kitaplarakacanlar cok daha net ifade ederek yorumuyla fazlasıyla katkı sundu paylaşımıma.

      Yorumunuz ve tavsiyeniz için teşekkür ederim.

      Sil
    2. Kesinlikle katılıyorum tercih meselesi ama dediğim gibi distopya konulu kitapların çoğunda gerçekçi yaklaşımlar olur. Sizin makalenizi kuduktan sonra bende kendimce bir inceleme yazısı yazdım.

      https://www.profesorungunlugu.com/2020/11/jose-saramago-korluk-kitap-incelemesi-ve-yorumlari.html

      Sil
  3. İlkay dedi ki...

    Gerçekten her yönden rahatsız edici ve bence bu bakımdan da çarpıcı bir kitaptı. Kitaptaki pek çok noktayı gerçek yaşamla bağdaştırmak mümkün. Bu bakımdan kitabı beğenmiştim. Ama her ne kadar kurgusu ve dili anlaşılır olsa da, insanı içerik bakımından yoran bir kitaptı bana göre. Herkese hitap edeceğini ben de düşünmüyorum.

    24 Haziran 2020 02:07

    YanıtlaSil