Gıda fiyatları uzun zamandır ülke insanının problemi.Bu problem zaman ilerledikçe daha da çoğaldı,daha da ve daha da.Bir sürü şeyler söylendi,sitemler ,isyanlar edildi.Üreticinin beli kırıldı,üretemez oldu.Tüketicinin alım gücü gitti,alıp yiyemez oldu.Bu mağdurlar klubünde gür sesle söylenen ,sabit tek şey vardı,o da aracılar.Günah keçisi belli..aracılar..üretici de,ürünü satmaya çalışan da ,tüketici de hatta devletin yetkilileri de aynı hedefi gösteriyordu..aracılar
Tabi hal bu olunca ister istemez söyleniyor insan ,yahu madem sorun ve sorunun kaynağı belli,niye bu aracılar var? Devlet ,bu sistemi değiştirmekte niye aciz? Aracılar niye çıkmıyor aradan? vs.
Bu sorular yerli yerinde dururken,çözüm için ithalat kartı oynandı.Ülkemde yetişen mis gibi mercimeği elin adamları tüketirken,ben elin adamlarından ithal edilen kalitesiz mercimeği pişirir (aslında saatlerce kaynasa da pişmeyen) oldum.Anadolu'nun kıymetli hayvanları dururken,yine elin adamının düşük kalitede ki etlerini sofrada buldum.Buldum diyorum ama bulan için tabi,yoksa et fiyatları yüzünden etin yanına yaklaşılmadığı ortada.Büyük resmi görenlerden değilim , o yüzden kendi küçük penceremden gördüğüm bu alınan tedbirlerin pek işe yaramadığı.
Fiyatlar cep yakmasına yakıyordu da,iş patates ve soğanın uçuk fiyatlara dayanmasıyla daha bir dikkate alınır oldu sanıyorum.Öyle ya,garibanın elinde kalan bir patatesti bir de soğan,o da elinden alınınca,yıllardır söylenen ama bir türlü çözüm getirilemeyen aracılar meselesi ,meydana serilmiş oldu.
Planlanan şey,sebze ve meyve ile başlamak koşulu ile,bu ürünleri bizzat belediyelerin tarlada emek veren üreticilerden alıp,ürünleri tüketicinin ayağına getirmesi.Pilot bölge olarak İstanbul'da 50,Ankara'da 30 noktada satış yerleri kurulacak,bu satış yerleri sabit ya da mobil olacak,daha sonra sebze ve meyvenin yanına tahıl ürünleri,süt ürünleri gibi gıdalar da eklenecek.
Anladığım kadarıyla halk ekmek benzeri bir sistem kurmaya çalışıyorlar,biliyorsunuzdur belki İstanbul da halk ekmekte,ekmeğin fiyatı 75 kuruş iken, fırın ve bakkallar da 1.5 lira (tabi semte, fırına göre bu fiyat keyiflere göre inip çıkabiliyor) Aracılar aradan çıkmıyor da,rekabet ortamı oluşturulup,fiyatların aşağı çekilmesi planlanıyor gibi.Bu şimdilik atılan adımın daha sonra geliştirilmesi ve sabit bir düzene oturması gibi bir amaç var.
Bu işin peşi bırakılır mı yoksa kararlılıkla devam mı edilir bilmiyorum ama atılmış bu cılız adımı can-ı gönülden destekliyorum.Daha birkaç gün önce,yanılmıyorsam Adanaydı,narenciye yetiştiren bir köy gösterildi,portakallar ve limonlar yetiştiriliyordu.İnsanlar diyordu ki; 2 ton üzerinde mahsul var bu köyde ama kimse ürünü almaya gelmiyor.Portakal üreticileri çaresizlikten ,portakalların kabuklarını soyup kurutmaya başlamışlar çünkü güzellik ürünleri yapan firmalardan bu yönde talep oluyormuş.10 kilo portakaldan 1 kilo kurutulmuş portakal kabuğu çıkıyor.Portakallar da ,hayvanlarına yem oluyor,artan çoğu portakalda derelere yol kenarlarına atılıyor.Limon yetiştiren teyze ise kendisinin daha zor durumda olduğunu çünkü ekşi olduğu için hayvanlarının bile yemediğini söylüyordu.Öyle ya hayvanı yese,en azından süt olur.Bu sadece geçen hafta izlediğim bir haber içeriği.Bunun gibi kaç içerik var kim bilir.
Dileğim şu , aracı denilen sistemin tamamiyle üretici ve tüketicinin omuzunda ki kambur olmaktan çıkarılması,tarım ve hayvancılık üzerine ciddiyetle düşülmesi gerekliliğinin anlaşılması.
Bakalım gelecek günler ne getirecek bizlere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder