EYLÜL - KİTAP

KİTABIN ARKA KAPAĞINDAN;

Suat ile Süreyya evli ve mutlu bir çifttir. Yaz için Boğaziçi'nde bir yalı kiralayan bu çifti , hem akrabaları hem de yakın dostları olan Necip sık sık ziyaret eder. Necip, Suat'ı diğer kadınlardan farklı görerek ona hayranlık duymaya başlar ve zamanla bu hayranlık artık vazgeçemeyeceği bir aşka dönüşür. Bu aşk, her birinin yaşamında büyük felaketlere neden olacak çıkmazları da beraberinde getirir.

KİTAP HAKKINDA

351 sayfadan oluşan kitap edebiyatımızda ilk psikolojik roman olarak adlandırılıyor . Orduda görev yapan Mehmet Rauf'un  yazdığı bir romanının müstehcen bulunması sebebiyle görevden atıldığı da kitabın ilk sayfalarında ki tanıtım bölümünde bahsedilmekte ve elbette kitaba dair bir takım şeyler de.

İlk sayfaları okurken isimler yüzünden kısa çaplı bir karışıklık yaşadığımı söylemeliyim zira Suat'ı erkek, Süreyya'yı kadın olarak düşünmüş, Necip'in Suat ile ilgili bahsinde önce ,nasıl  ya , demiş  sonrasında dönemi düşününce her bir şeyi yerli yerine oturtup zihnimde ki karmaşaya son vermiş oldum :)

BİR ACEMİNİN ELİNDEN PUNCH NEEDLE - HANDMADE

                       

Bir hevesle gidip malzemeleri aldığım , alır almaz da köşelere sakladığım, 2 sene kadar zaman geçince ancak hatırladığım punch işine nihayet el attım :)

Kalkıp buradan  punch nasıl yapılır diye anlatacak değilim blogcum , çünkü videolar, tarifler ve hatta bu işte nirvanaya ulaşmış hesaplar herbirşeyciği paylaşıyor detaylı olarak. Benim paylaşacağım şeyler bu işin acemilik devresi, kişisel hatalar ve telafiler, ben yaptım sen yapma a punchçı arkadaşım ve bir acemi punchçının  ızdırabı şeklinde bir yayın olacak :) 

Öncelikle ablaların, teyzelerin çok bi çok söyledikleri " punch işi mükemmel stres atıyor"  sözüne değinmek istiyorum. Dikkat çekiyorum "mükemmel stres atma" , yani sadece stres atma değil aynı zamanda mükemmel. Hah,işte bunu söyleyen ablaların ve teyzelerin tuzu çok bi kuru, kesin bilgi , yayalım lütfen :)

SEN KAR TANESİ , BEN KIZÇE

İstanbul sonunda kar gördü, patlasın havai fişekler :)

Hiç öyle görmemişin karı olmuş demeyin, en son 2017'nin Kasım'ında memlekette (İstanbul değil) kar görmüşlüğüm var. Ondan sebep neşeli çocuklar gibi şen olmaya pek tabi hakkımız var. Zaten birkaç saatlik bir hak bu. Sabah 7 ya da biraz sonrası gibi  başlayan kar,  pamuk pamuk uçuşurken gökyüzünde, saat 10'dan sonra kaybolmuş, yerini pırıl pırıl parlayan güneşe bırakmıştı.

Mahallede ne kadar olabilirse , o kadar oldu işte kar keyfi. Annem ve Babam ile birlikte parkın yolunu tuttuk ve geleneksel kar topu savaşımızı yaptık :)

BELGESEL SEÇKİSİ - İKLİM KRİZİ

Doğa belgesellerini her zaman hayranlıkla izledim. En sevdiğim tür oluyor belgeseller içinde :) İnsan eli değmeyen yaban hayatta her şey muazzam bir seyirde devam ediyor ve sonunda uyarıcı olarak küresel iklim krizine atıfta bulunuyorlar. Bu nedenle şu sıralarda izlemeye gayret ettiğim belgeseller bu konuya dair.

Tek bölümden oluşan 2 belgesel izledim. Hoş bir tevafuktur ki Ağaç Ev Sohbetlerinde bu haftanın konusu iklim kriziydi. Bireysel olarak yapabileceklerimiz ( karbon ayak izlerimizi düzenleme) ve kurumların ,devletlerin yapacakları var. İzlediğim belgeseller ağırlıklı olarak ikinci kısmın yapacaklarına dair ama buna rağmen bizlerin de birey olarak  yapabileceklerimize dair atıflar var. İzlediğim belgesellerin isimleri şöyle;

• David Attenborough; gezegenimizden bir yaşam
• Kiss the Ground; onarıcı tarım

 

CONNECTED - BELGESEL

 

6 bölümden oluşan belgesel dizi serisi Connected ; the hidden science of everthing. Dünyada ki her şeyin, aklınıza gelen ya da gelmeyen her şeyin birbirine ilginç bağlantılar ile bağlı olduğunu ve nasıl bağlı olduğunu anlatıyor. Latif adında biri bu bağlantıların peşine düşüyor. Eğlenceli bir anlatım var, izlerken sıkmıyor.Bölümler yaklaşık 40 dakikadan oluşuyor. Belgeselin bölüm isimleri şöyle ;

• Gözetim
• Kaka
• Çöl Tozu
• Rakamlar
• Bulutlar
• Nükleer Silahlar