11/25/2019

BOLLYWOOD'A GİRİŞ - BÖLÜM 1





Son yıllarda Hint filmlerine,filmler vasıtası ile de Hintlilerin kültürlerine bi hayli merak saldım.Gidip-gezme yerinde görme gibi bir şansım olmadığımdan bu salınan merakımı tatmin etmenin yegâne yollarından biriydi bollywood.O merak nasıl başladı,ne şekil beslenip canavara dönüştü orası hayal-meyal biraz.İçimde ki canavar doyum seviyesine ulaşmış olmalı ki nihayetinde çekip gitti bir yerlere.Şu kadarını söyleyeyim canavarın sakinleşip durulması bir sürü filmin izlenmesi sonrasıydı..Bir de son dönem filmler artık tatsız-tuzsuz.Belki de Hindistan için yeşilçam sendromuna kapılmış olabilirim ,bilemiyorum zira nerde o eski bollywood filmleri demekteyim yer yer :)

Oturup tek tek filmleri saymak, onlardan uzun uzadıya bahsetmek ,her biri için bir yayın hazırlamak yerine ,tüm hikayeyi derleyip toparlayıp bir kaç bölümden oluşan bir yayın dizisi hazırlamaya karar verdim.Sanırım bu en mantıklısı olacak:)


Bollywood,Mumbai'de ki (eski adı bombay) Hindistan film prodüksiyon merkezi için kullanılan ,Hollywood ve Bombay' dan esinlenilerek oluşturulmuş bir terim..

BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK (KİTAP)







Kitabın arka kapağından ;

1960 yılında yayımlandığından bu yana bütün edebiyat severlerin gönlünde özel bir yer edinen,Pulitzer ödüllü Bülbülü Öldürmek, Amerika'nın güneyinde yaşanan ırkçılığı ve eşitsizliği bir çocuk kahramanın,Scout Finch'in gözünden anlatıyor.

***

Okumak için sıraya koyduğum dört kitaptan ilki olan Bülbülü Öldürmek 'i zannediyorum ki 4 günlük gibi bir süre içinde bitirdim.Açık,anlaşılır,sade,yormayan ve akıcı bir dile sahip .Olay örgüsü merak unsurunu tetikleyecek şekilde kurulmuş,özellikle bazı fasıllarda çok daha baskın merak duygusu.



ALTI ÇİZİLİ SATIRLAR

-Kibritin ona zarar vermeyeceğini nereden biliyorsun?
-"Kaplumbağalar hissetmez,aptal" , dedi Jem.
-Hiç kaplumbağa oldun mu?

***

CEBİMDEKİ MÜZİK (MİM)




Blog alemi içinde Şubat ayını kapsayan bir meydan okuma başladı.Birçok blog da bu etkinliğe katılıp her gün için belirlenmiş konu başlıklarında yayınlar hazırlıyor.Meydan okumayı başlatan blog ezgissimo.blogspot.com,mevzu ile alakalı yayında şurada  ***tıkla***

Meydan okumaya katılan blogların  gayretlerini takdir etmemek elde değil.Bir de meydan okumaya katılmayan ama bazı başlıklar hakkında yayınlar yapan bloglar var.Bu yayın ile ben de onların arasına dahil olmuş oldum:) Günün içeriği ise şu;

6.gün ; Bu gün liste günü,şöyle bir düşün,tekrar tekrar dinlemekten vazgeçmediğin 7 şarkılık bir liste hazırla

İşte benim  listem ..söz yok ,müzik var.Kardeşim niye dertleniyorsun diye benimle uğraşıyor çünkü nerede yüksek tempolu yüksek volümlü müzik var onlara koşuyor,Kafalarımız pek uyuşmuyor anlayacağınız:)

Dinlemek için yazıların üzerine tıklamanız yeterli.Keyifli dinlemeler















CENGİZ HAN - BELGESEL



Mancınıklara vebadan ölmüş insanları koyarak ,tarihte ilk biyolojik silahı kullanan kişinin Cengiz Han  olduğunu televizyonda ki bir belgeselden öğrenmiş ve Cengiz Han'a dair bir belgesel izleme isteğimin  bu sebeple oluştuğundan  dem vurmuştum daha önce.İşte,bu merakım vesilesi ile BBC'nin hazırlamış olduğu Cengiz Han belgeselini nihayet izleyebildim.Merakıma sebep olan mevzunun ,bu belgeselde yer almamış olmasının derin hayal kırıklığını yaşadığımı da belirtmeden geçmeyeyim.

Belgesel film tadında ilerliyor ve izlettiriyor kendisini.Dönemin izlerini dekorlardan ve kullanılan eşyalardan görebilmek oldukça iyi.


NORTH & SOUTH -2004 (DİZİ)





BBC'nin hazırladığı 4 bölümden oluşan mini dizi Elizabeth Gaskell 'in aynı adlı romanından uyarlanmış.Kitabın adı ile ilgili Charles Dicken'ın söylediği şu ; İlk okuduğumda adı Margaret Hale idi.İçerdiği zıtlık,toplumsal derinlik yanında duygusal derinliği de düşünerek kitabın adının Kuzey ve Güney olmasında ısrar ettim.



DİZİNİN KONUSU ;

Hikaye Margaret Hale'nin( Daniela Denby-Ashe)  papaz babasının ,kendisine dikte edilen görüşü kabullenmeyip kilise ile bağını kopararak  ailesi ile birlikte  kırsalda sakin  bir yaşamın hüküm sürdüğü güney şehri Helstone den  ,kuzeyde ki sanayi şehri Milton'a taşınmalarıyla başlar. Pamuk dokumacılığı yapan ve aynı zamanda bölge yargıcı olan  John Thornton (Richard Armigate) ,Margaret'in babasının öğrencisidir .Bu iki karakterin sahip olduğu değerler üzerinden çatışmaları,Güney ve Kuzeyin çatışan değerleri ile birbirleri hakkında ki önyargıları  ,sanayi devrimi,işçi-işveren anlaşmazlıkları,işçi sınıfının problemleri,sendikalaşma konuları ile birlikte dizi yol alıyor.

BÖRÜ - TV DİZİSİ



                         

Tv ekranı çok acayip bir iş ile karşı karşıya.Bu güne kadar alışılagelmiş,benimsenmiş düzeni tersine çeviren ,kurulu çarka çomak sokan bir iş.İzleyici olarak şaşkınlığımın had safhada olduğunu söyleyebilirim.



Çok uzun vakittir "yerli dizi yersiz uzun" sloganı dönüp duruyor ama kimse taşın altına elini koymuyordu.İşte Börü dizisinin yapımcıları,o taşın altına ellerini

 koymuş,ellerine sağlık.İnternet dizileri bu alanda farklılık göstermeye başladı ama tv'nin etkileşimine sahip değil henüz zira belirli bir kitle ile sınırlı pastası.



Dizi toplamda 1 saat..evet..yanlış okumadınız, 1 saat.  3 bölüm yayınlandı ve